Yalçın ARAL

Tarih: 10.04.2018 15:05

RANT EKONOMİSİ VE GERÇEĞİ

Facebook Twitter Linked-in

Daha önceki, ?DEVLET BÜTÇESİNİN HORTUMLAMASI? başlıklı yazımda belirtiğim üzere;

1990´lı yıllardaki bütçelere bakıldığı zaman toplanan vergilerin çoğunun ?faiz ödemelerine? gittiğini ve devletin borçları karşılığı o senelerde bütçeden faiz ödemelerinin % 70 -75 mertebesine ulaştığını ve Sayın Kemal Dervişin AK Partisi´ne devrettiği ekonomik durumda bu rakamın takribi %75 seviyelerinde olduğunu belirtmiştim. O zamanki sistemin de ? DEVLET ELİYLE, VATANDAŞIN PARASININ, RANTİYEYE PEŞKEŞ ÇEKİLMESİ? olarak tarif etmiştim. Bu suretle, o devirlerde  Bütçede geriye kaynak kalmadığı için, devlet tarafından vatandaş için yapılması gereken yatırımlar ne yapılmış, ne de vatandaşa verilmesi gereken hizmetlerin hiç biri de bu suretle devlet tarafından yerine getirilememiştir. Türkiye´nin kaynakları olan toplanan vergiler bu sistemle 1990´lı yıllarda rant ekonomisine aktarılmıştı.

Hafızamızı tekrar bir tazelemekte fayda görülmektedir;

2002 yılı Kasım ayında Ak Parti iktidara geldiğinde devletin borcunun GSYH (GSMH) oranı da takribi % 75-80 seviyelerine ulaşmıştı. Ak Parti iktidarına kadar Rant Ekonomisi de bütün acımasızlığı ile devam ederek, vatandaşa hizmet olarak harcanması gereken parayı oluşturdukları sistem içinde hortumladıkları görülmektedir. 2002 bütçesinde bütçeden faize ödenen oranın % 75 seviyelerinde olduğu ve 2002 yılından sonraki Ak Parti Hükümetleri dönemlerinde  bütçedeki rant ekonomisine giden oranın, yıllar itibarı ile düşürülme başarısı elde edildiği görülmektedir. AK Partisi Hükümetleri sayesinde 2013 bütçesinde rant ekonomisine bütçeden ödenen oranının % 15- 17 seviyelerine düşürülme başarısı elde edilmiştir. 2014 senesinde bu oranın %15´ler seviyelerinde 2015 ve 2016 bütçesinde de bu oranın % 15´lerin altına çekilmiştir. Devlet bütçesinden faize ödenen 2002 yılındaki %75 ler seviyelerinde ki faiz oranı  Ak Parti iktidarları dönemlerinde düşürülerek  2017 yılında % 10 lar seviyesine çekildiği görülmektedir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın her demecinde faizin daha da düşmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu sistemin bir kanser hücresi gibi devlet bütçesinin yanı sıra özel sektörün sermayesinin de  erozyonuna sebep olmaktadır. Bununla beraber yüksek faiz enflasyonu körükleyen bir unsur olarak da karşımızda durmaktadır.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu faiz ile ilgili söylemlerinde bazı rakamlar vererek faiz ve rant ekonomisini yaratanın  Sayın Cumhurbaşkanımızın olduğu iddia etmektedir. Şimdi faiz ile ilgili Sayın Kemal KIlıçdaroğlu´nun telaffuz ettiği söylem ve rakamların bir analizini yapalım. Sayın Kılıçdaroğlu ? 15 senede faize 150 milyar DLR ve bunun yanında da 15 senede TL olarak da 675 milyar TL  ödendiğini?  belirtmektedir. Bu rakamlara dayanarak da Sayın Cumhurbaşkanını suçlamaktadır.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu´nun verdiği rakamların doğru olduğunu kabul edelim, bu verilere göre devlet bütçesinde bu rakamların ne manaya ve oranlara geldiğine bir bakalım,

 

 

* Devlet bütçesinin büyüklüğü şimdiki rakamlara göre 190- 200 milyar dolar civarıdır.

Şimdide bu rakamların ne manaya geldiğini bir analiz edelim;

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu 15 sendeki Ak Parti hükümetlerinin faiz konusunda ki başarısını bu beyanatları ile çok kuvvetli bir şekilde teyit etmektedir.

Ak Parti Hükümeti iktidarı devraldığında Sayın Kemal Derviş´in Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevin de bulunduğu  hükümettin bütçeden faize ödediği oran % 75 seviyelerinde idi.

2017 yılında bütçeden faize ödenen tutarın % 10 lar seviyelerine gerilediği görülmektedir.

Bu ödenmiş olan faiz oranlarının şimdiki bütçe büyüklüğüne göre değerlendirdiğimiz zamanda ;

Bu rakamlardan çıkan sonuçta;

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Ak Partisinin bu büyük başarısını verdiği rakamlarla teyit etmektedir.  Eli kalem tutan bölme çarpma bilen her insan bu hesabı rahatlıkla yapabilme kabiliyetine sahiptir. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu 15 sene ibaresini cılız söyleyerek rakamlarında üstüne basa söylemesi vatandaşta bu tutarın bir senede ödenen faiz tutarı olarak algılanmasına çalışılması hoş olmayan bir tablo görüntüsü vermemektedir.

CHP Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, bu söylemlerini her seferinde söylemeye başlaması hedef olarak da Sayın Cumhurbaşkanımızı işaret etmesi tekrar faiz konusuna değinme ihtiyacı doğurmuştur.

Sayın Cumhurbaşkanımız söylemlerinde faizlerin daha da düşmesi ile devletin borçlanma maliyetinin daha azalmasının sağlanmasının yanında Sanayicilerin, tüccarların ve KOBİ konumunda olan şirketlerin faiz batağına girmeden, sermaye kaybetmeden daha rahat hareket ederek yatırımlarına devam etmelerinin önünü açmak olduğunun bilinmesi gerekmektedir.

Ayrıca Devlet bütçesinden faize ödenen her tutar vatandaşa hizmet olarak gidecek olan tutarın azalmasına neden olduğunun da idrakinde olunması gerekmektedir. Bunu en iyi bileninde Sayın Cumhurbaşkanımız olduğunu, Sayın Cumhurbaşkanımızın beyanatlarından da  açıkça görülmektedir.

 

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —