Yalçın ARAL


RANT EKONOMİSİ VE GERÇEĞİ

Daha önceki, ?DEVLET BÜTÇESİNİN HORTUMLAMASI? başlıklı yazımda belirtiğim üzere; 1990´lı yıllardaki bütçelere bakıldığı zaman toplanan vergilerin çoğunun ?faiz ödemelerine? gittiğini ve devletin borçları karşılığı o senelerde bütçeden faiz ödemelerinin %


Daha önceki, ?DEVLET BÜTÇESİNİN HORTUMLAMASI? başlıklı yazımda belirtiğim üzere;

1990´lı yıllardaki bütçelere bakıldığı zaman toplanan vergilerin çoğunun ?faiz ödemelerine? gittiğini ve devletin borçları karşılığı o senelerde bütçeden faiz ödemelerinin % 70 -75 mertebesine ulaştığını ve Sayın Kemal Dervişin AK Partisi´ne devrettiği ekonomik durumda bu rakamın takribi %75 seviyelerinde olduğunu belirtmiştim. O zamanki sistemin de ? DEVLET ELİYLE, VATANDAŞIN PARASININ, RANTİYEYE PEŞKEŞ ÇEKİLMESİ? olarak tarif etmiştim. Bu suretle, o devirlerde  Bütçede geriye kaynak kalmadığı için, devlet tarafından vatandaş için yapılması gereken yatırımlar ne yapılmış, ne de vatandaşa verilmesi gereken hizmetlerin hiç biri de bu suretle devlet tarafından yerine getirilememiştir. Türkiye´nin kaynakları olan toplanan vergiler bu sistemle 1990´lı yıllarda rant ekonomisine aktarılmıştı.

Hafızamızı tekrar bir tazelemekte fayda görülmektedir;

2002 yılı Kasım ayında Ak Parti iktidara geldiğinde devletin borcunun GSYH (GSMH) oranı da takribi % 75-80 seviyelerine ulaşmıştı. Ak Parti iktidarına kadar Rant Ekonomisi de bütün acımasızlığı ile devam ederek, vatandaşa hizmet olarak harcanması gereken parayı oluşturdukları sistem içinde hortumladıkları görülmektedir. 2002 bütçesinde bütçeden faize ödenen oranın % 75 seviyelerinde olduğu ve 2002 yılından sonraki Ak Parti Hükümetleri dönemlerinde  bütçedeki rant ekonomisine giden oranın, yıllar itibarı ile düşürülme başarısı elde edildiği görülmektedir. AK Partisi Hükümetleri sayesinde 2013 bütçesinde rant ekonomisine bütçeden ödenen oranının % 15- 17 seviyelerine düşürülme başarısı elde edilmiştir. 2014 senesinde bu oranın %15´ler seviyelerinde 2015 ve 2016 bütçesinde de bu oranın % 15´lerin altına çekilmiştir. Devlet bütçesinden faize ödenen 2002 yılındaki %75 ler seviyelerinde ki faiz oranı  Ak Parti iktidarları dönemlerinde düşürülerek  2017 yılında % 10 lar seviyesine çekildiği görülmektedir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın her demecinde faizin daha da düşmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu sistemin bir kanser hücresi gibi devlet bütçesinin yanı sıra özel sektörün sermayesinin de  erozyonuna sebep olmaktadır. Bununla beraber yüksek faiz enflasyonu körükleyen bir unsur olarak da karşımızda durmaktadır.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu faiz ile ilgili söylemlerinde bazı rakamlar vererek faiz ve rant ekonomisini yaratanın  Sayın Cumhurbaşkanımızın olduğu iddia etmektedir. Şimdi faiz ile ilgili Sayın Kemal KIlıçdaroğlu´nun telaffuz ettiği söylem ve rakamların bir analizini yapalım. Sayın Kılıçdaroğlu ? 15 senede faize 150 milyar DLR ve bunun yanında da 15 senede TL olarak da 675 milyar TL  ödendiğini?  belirtmektedir. Bu rakamlara dayanarak da Sayın Cumhurbaşkanını suçlamaktadır.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu´nun verdiği rakamların doğru olduğunu kabul edelim, bu verilere göre devlet bütçesinde bu rakamların ne manaya ve oranlara geldiğine bir bakalım,

 

 

* Devlet bütçesinin büyüklüğü şimdiki rakamlara göre 190- 200 milyar dolar civarıdır.

  • Ak Parti iktidara geldiği zaman Sayın Kemal Dervişin devrettiği ekonomide Devlet bütçesinden faize ödenen tutarın % 75 seviyesinde idi. Şimdiki devlet bütçesinin büyüklüğüne göre bu % 75 oranın karşılığı senelik 142,5 ? 150 milyar dlr olarak görülmektedir.  
  • Sayın Kemal Kılıçdaroğlu 15 senede DLR bazında ödenen faizin 150 milyar dlr olduğunu belirtmektedir. Buda Ak Partisi hükümetleri zamanında 15 senede ortalama senelik 10 milyar dolar faiz yüküne tekamül etmektedir.
  • Sayın Kemal Kılıçdaroğlu 15 senede ayrıca TL olarak da 675 milyar TL ödeme yapıldığını belirtmektedir.  Buda Ak Partisi hükümetleri zamanında 15 senede Sayın Kemal Kılıçdaroğlu´nun rakamlarına göre 45 milyar TL ortalama senelik olarak faiz ödendiği görülmektedir. Bu TL rakamının da DLR bazında takribi senelik 15-20 milyar DLR olduğunu varsayarsak.
  • Sayın Kemal Kılıçdaroğlu´nun verdiği rakamlarla hareket edersek 15 senede ödenen faizin DOLAR bazında 15 senenin senelik ortalamasının takribi  25-30 milyar DLR olduğu ortaya çıkmaktadır.
  • Şimdiki Devlet Bütçesine göre 15 senede ödenen faiz oranı ortalamasının %15 bilemedin % 17 ler seviyesinde olduğu görülmektedir.  

Şimdide bu rakamların ne manaya geldiğini bir analiz edelim;

  • Ak Parti iktidara geldiğinden beri Devletin 15 senede ödediği toplam DLR faizi tutarı olan 150 milyarı Ak Partisi İktidarından önceki Sayın Bülent Ecevit hükümetinde Ekonomiden Sorumlu Devlet bakanlığı görevini yapan Kemal Derviş zamanında  bir senede ödendiği görülmektedir.
  • Ak Partisi Hükümetlerinde 2003 bütçesinden itibaren bütçeden ödenen faiz oranının devamlı düşmekte olduğunu bunun 15 senenin sonunda % 75lerden takribi %10 lar seviyesine gerilediğini Sayın Kemal Kılıçdaroğlu´nun söylem ve rakamları da ile teyit etmektedir.
  • 2017 bütçede gerçekleşen rakamlara bakıldığı zamanda faiz yükünün % 10 seviyesine gerilediği görülmektedir. Ayrıca Sayın Kılıçdaroğlu´nun faiz ile ilgili  söylemleri ile Ak Partinin bu başarısını teyit etmektedir.
  • Ak Parti Hükümetlerinin faiz karnesi olarak da Sayın Kılıçdaroğlu 15 senede faiz ödemeleri ortalamasının şimdiki bütçe büyüklüğüne göre %15 - % 17 seviyesinde olduğunu beyan etmektedir.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu 15 sendeki Ak Parti hükümetlerinin faiz konusunda ki başarısını bu beyanatları ile çok kuvvetli bir şekilde teyit etmektedir.

Ak Parti Hükümeti iktidarı devraldığında Sayın Kemal Derviş´in Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevin de bulunduğu  hükümettin bütçeden faize ödediği oran % 75 seviyelerinde idi.

2017 yılında bütçeden faize ödenen tutarın % 10 lar seviyelerine gerilediği görülmektedir.

Bu ödenmiş olan faiz oranlarının şimdiki bütçe büyüklüğüne göre değerlendirdiğimiz zamanda ;

  • Ak Parti 2002 yılı Kasım ayında İktidarı devraldığında Kemal Derviş´in Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olduğu dönemde bütçeden faize ödenen  %75 lik kısım şimdiki bütçe büyüklüğüne göre senelik 142,5 ? 150 milyar dolar olduğu görülmektedir.
  • Sayın Kemal Kılıçdaroğlu´nun 15 senede 150 milyar dolar faiz ödendi dediği tutar Sayın Kemal Derviş zamanında 1 senede ödendiği görülmektedir.
  • 2017 yılında bütçeden faize ödenen rakamda takribi %10 civarıdır. Bu oranın da  20 milyar DLR civarı bir tutara tekamül ettiği görülmektedir.

Bu rakamlardan çıkan sonuçta;

  • Ak Partisi iktidara geldiğinde şimdiki bütçe büyüklüğüne göre bütçeden faize ödenen senelik (%75) 150 milyar dolar olan tutar , 2017 yılı itibarı ile % 10 seviyelerine indirilerek 20 milyar dolar tutarına geriletilmiştir.
  • Başka bir bakış açısı ile, şimdiki bütçe büyüklüğüne göre Ak Parti yalnızca 2017 yılında rantiyeye gidecek olan senelik 130 milyar doları kurtardığı görülmektedir. 15 seneye bunu yayarsak şimdiki bütçe büyüklüğüne göre Sayın Kemal Kılıçdaroğlu´nun verdiği rakamlara göre ne kadar rantiyeciden para kurtarıldığı da görülecektir.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Ak Partisinin bu büyük başarısını verdiği rakamlarla teyit etmektedir.  Eli kalem tutan bölme çarpma bilen her insan bu hesabı rahatlıkla yapabilme kabiliyetine sahiptir. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu 15 sene ibaresini cılız söyleyerek rakamlarında üstüne basa söylemesi vatandaşta bu tutarın bir senede ödenen faiz tutarı olarak algılanmasına çalışılması hoş olmayan bir tablo görüntüsü vermemektedir.

CHP Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, bu söylemlerini her seferinde söylemeye başlaması hedef olarak da Sayın Cumhurbaşkanımızı işaret etmesi tekrar faiz konusuna değinme ihtiyacı doğurmuştur.

Sayın Cumhurbaşkanımız söylemlerinde faizlerin daha da düşmesi ile devletin borçlanma maliyetinin daha azalmasının sağlanmasının yanında Sanayicilerin, tüccarların ve KOBİ konumunda olan şirketlerin faiz batağına girmeden, sermaye kaybetmeden daha rahat hareket ederek yatırımlarına devam etmelerinin önünü açmak olduğunun bilinmesi gerekmektedir.

Ayrıca Devlet bütçesinden faize ödenen her tutar vatandaşa hizmet olarak gidecek olan tutarın azalmasına neden olduğunun da idrakinde olunması gerekmektedir. Bunu en iyi bileninde Sayın Cumhurbaşkanımız olduğunu, Sayın Cumhurbaşkanımızın beyanatlarından da  açıkça görülmektedir.