Yalçın ARAL

Tarih: 18.01.2020 10:31

İRAN’IN SON GELİŞMELER IŞIĞINDA GELDİĞİ NOKTA!

Facebook Twitter Linked-in

ABD’nin Kasım Süleymani suikastına İran’nın verdiği cevapta,  Devrim Muhafızlarının Ukrayna uçağını düşürerek  71 İranlı, 73 Kanadalı , 8 İsveçli, 6 Afganistanlı, 4 Alman, 3 İngiltere ve 11 de Ukrayna vatandaşı olmak üzere toplam 176 kişinin ölümüne sebep olması ve bu olayın hemen arkasından İran’lı yetkililerin “ Uçağın Teknik arıza neticesi düştüğünü” açıklaması, Sonrada, bulunan kara kutuların zarar gördüğünü ve bu kara kutuları incelenmesi için üretici firma merkezi bulunan ABD’ye gönderilmeyeceğini İran tarafından açıklanması uçağın düşürülmesi konusunda çok ciddi soru işaretlerini zaten oluşturmuştu. Batılı ülkelerin açıklamaları doğrultusunda İran daha fazla bu olayı saklayamayacağını düşündüğünden, olaydan 3 gün sonra İran Devrim muhafızları Ordusu Hava – Uzay Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Emir Ali Hacızade, bütün sorumluluğu üzerine alarak uçağın “seyir” (cruise) füzesi sanılarak hava savunma sistemleri tarafından düşürüldüğünü itiraf etmek zorunda kalması ile İran uçağı  yanlışlıkla düşürdüğünü kabul etti.

İran’ın Ukrayna yolcu uçağını füzeyle düşürdüğünü uluslararası baskı sonucu sonradan açıklamak zorunda kalması İran halkını öfkelendirdi. 176 kişinin hayatını kaybettiği olayın ilk başta gizlenmesine tepki gösteren çok sayıda kişi İran’ın çeşitli kentlerinde sokaklara indi. Dini Lider Hamaney’e karşı istifa çağrıları yükseldi. Bunun yanında yapılan protestolarda ABD tarafından öldürülen Süleymani’nin acısını unutan İranlılar, sokaklardaki Süleymani posterlerini de yırttıkları gözlemlendi.

 

İran’da bu olaya kadar çatlak yaratamayan ABD ve Batı bu olay ile İran’da çok ciddi bir çatlak meydana getirmiştir. İran’daki protestolarda bu çatlağı teyit etmektedir. Şimdide ABD ve Batı bu çatlaktan İran’ı kaosa sokarak çekmek istedikleri noktaya getirmek isteyecekleri görülmektedir.Şu an İran’da Ukrayna uçağının düşürülmesi ve bunun yanında 71 İran’lı sivilin bu hadisede hayatlarını kaybetmesi de İran’da Devrim Muhafızlarına karşı ciddi bir reaksiyonun oluşmasına neden olmuştur. Bu olay ile Devrim Muhafızlarının İran Halkı nezdinde itibarını ve güvenini de ciddi şekilde zedelemiştir. İran’ın dini Lideri Hamaney “Bu hata affedilecek bir hata olmadığını, sorumlular hesap verecek!“ şeklindeki  ifadeleri ve İran Cumhurbaşkanı Ruhaninin de aynı tarzdaki söylemleri kullanması İran halkının Devrim Muhafızlarına karşı reaksiyonunu körüklediğinin de bilinmesi gerekmektedir. Bu söylemler gerek dini liderin gerekse de İran Cumhurbaşkanı’nın Devrim Muhafızlarına karşı olumsuz tavırlarını da ortaya koymaktadır. Tabi ki İran’ın dini Liderinin ve Cumhurbaşkanının bu beyanatları siyasi sorumluluğu kendi üzerinden atmak istemeleri ve bunun yanında da sorumlu adres olarak Devrim Muhafızlarını göstermek istedikleri olarak görülmektedir. Tabi ki ABD Başkanı’nın demeçleri de İran Halkının bu reaksiyonunu körüklemektedir. İran’da yaratılan bu çatlak ile İran halkının  Devrim Muhafızları ile karşı karşıya getirildiğinin de atlanmaması gerekir. Bu gidişatın İran için hayırlı bir durum olmadığının bilinmesi gerekmektedir.Otoriteler tarafından, Ukrayna uçağının düşürülmesinde böyle bir hata olmasının imkansıza yakın olduğunun belirtilmesi  ve Kanada Başbakanı’nın açıklamaları da kafalarda ciddi şekilde soru işaretleri doğurmaktadır. Türkiye’nin Rusya ile arasının açılması için Rus savaş uçağının Türkiye’nin ABD ve AB deki destekçilerinin maşası olan FETÖ’cüler tarafından düşürülmesi şeklinde bu olayı değerlendirmekte de fayda vardır. 15 temmuz darbe girişiminde nasıl ABD, İsrail  ve Batı uşağı Türkiye düşmanı odakların Türkiye’yi ele geçirmek için Türkiye’mize dönük hamleleri oldu ise. İran’a karşıda İran içindeki maşalarda bu tezgahı devreye sokmuş olma ihtimallerinin yüksek olduğu, çıktılar değerlendirildiği zaman daha da kuvvetlenmektedir.

Bu olayda çıktılara bakıldığı zaman;

Kriz zamanındaki hamleler ilgili ülkelerin durumlarını ve diplomatik başarılarını da ortaya daha net olarak koyarak ölçer. Bakalım İran şimdiye kadar çok başarılı bir politika izlediği algısını ve söylemlerini tekrar doğrulaya bilecek mi? Eğer ABD İran’ı masaya çekerek istediğini alamazsa bunu sahada yapacağının da atlanmaması gerekir. ABD Başkanı Trump’ın “ İran kesinlikle nükleer silaha sahip olamayacaktır. “ söylemi çok şey ifade etmektedir.

Bu olayların Türkiye’ye ve  Türkiye siyasetine olası yansımaları;

Sahada kuvvetli isen masada da kuvvetlisin felsefesi yine Türkiye’ye çok şey kazandırdığı üzere bundan sonra da kazandıracaktır. Her şeyin bir bedeli olduğunun da unutulmaması gerekir. Bedel ödemeden de bir şey elde edilemeyeceğinin de YENİ DÜNYA DÜZENİ kurulurken göz ardı edilmemesi gereken bir gerçektir. ABD kilometrelerce uzakta bedel öderken tabi ki bunun hesaplarını da yapmaktadır.  YENİ DÜNYA DÜZENİNDE  artık sınırlarımızın güvenliği kendi sınırlarımızdan başladığı görüşü çöpe gitmiştir. Türkiye’nin sınırlarının ve denizlerinin güvenliği artık sınırlarımızdan başlamadığının idraki çok önemlidir. ABD boş yere 11 eylül sonrası o zamanki ABD Başkanı olan  George W. Bush  ABD’nin güvenliği için “Terörle ilgili mücadeleyi ABD sınırları içinde kabul etmeyeceğiz. ABD’ye karşı tehdit olarak gördüğümüz her yer mücadele yeridir. “ “ Ya bizimlesinizdir yada karşımızdasınızdır! “ diyerek ABD’NİN pozisyonunu ortaya koymuştu. Bu doktrin çerçevesinde ABD gerek ekonomik gerekse de terörle mücadele kapsamında başta Ortadoğu olmak üzere Afganistan , Irak , Suriye  ve  dünyanın çeşitli ülkelerine asker göndererek müdahalelerde bulunmaktadır.  Tabi ki Türkiye’nin kendi ekonomik ve siyasi haklarını korumak için belli risklere girerek gerek terörle mücadelesinde gerekse de ekonomik haklarını korumak için sahada olması gerekliliği önemlidir. Tabi ki hiç bir yol dikensiz değildir. Gerekli zamanda doğru hamle yapamayanlar ileride bedelini çok daha ağır ödeyeceklerinden de kimsenin kuşkusu olmasın. YENİ DÜNYA DÜZENİ oluşurken Türkiye ‘siz masa kurulamayacağının altını tekrar çizmek isterim. Türkiye düşmanı Batı odakları ve içimizdeki uzantılarının da Eski Türkiye özlemi içinde Türkiye’yi savurarak istedikleri noktaya çekmek istediklerini de çok iyi anlamak gerekir.

 

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —