Yalçın ARAL


İRAN’IN SON GELİŞMELER IŞIĞINDA GELDİĞİ NOKTA!

ABD Başkanı Trump’ın emriyle İran Devrim Muhafızları ordusuna bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi örgütünün Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi El-Mühendis ve  Haşdi Şabi Halkla İlişkiler ve Protokol Sorumlusu Muhammed Rıza Cabiri dahil toplam 10 kişinin ABD tarafından aynı anda öldürülmesi  ve İran’nın ABD’ye karşı misilleme hamleleri İran’da deprem etkisi  yarattığı görülmektedir.


ABD’nin Kasım Süleymani suikastına İran’nın verdiği cevapta,  Devrim Muhafızlarının Ukrayna uçağını düşürerek  71 İranlı, 73 Kanadalı , 8 İsveçli, 6 Afganistanlı, 4 Alman, 3 İngiltere ve 11 de Ukrayna vatandaşı olmak üzere toplam 176 kişinin ölümüne sebep olması ve bu olayın hemen arkasından İran’lı yetkililerin “ Uçağın Teknik arıza neticesi düştüğünü” açıklaması, Sonrada, bulunan kara kutuların zarar gördüğünü ve bu kara kutuları incelenmesi için üretici firma merkezi bulunan ABD’ye gönderilmeyeceğini İran tarafından açıklanması uçağın düşürülmesi konusunda çok ciddi soru işaretlerini zaten oluşturmuştu. Batılı ülkelerin açıklamaları doğrultusunda İran daha fazla bu olayı saklayamayacağını düşündüğünden, olaydan 3 gün sonra İran Devrim muhafızları Ordusu Hava – Uzay Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Emir Ali Hacızade, bütün sorumluluğu üzerine alarak uçağın “seyir” (cruise) füzesi sanılarak hava savunma sistemleri tarafından düşürüldüğünü itiraf etmek zorunda kalması ile İran uçağı  yanlışlıkla düşürdüğünü kabul etti.

İran’ın Ukrayna yolcu uçağını füzeyle düşürdüğünü uluslararası baskı sonucu sonradan açıklamak zorunda kalması İran halkını öfkelendirdi. 176 kişinin hayatını kaybettiği olayın ilk başta gizlenmesine tepki gösteren çok sayıda kişi İran’ın çeşitli kentlerinde sokaklara indi. Dini Lider Hamaney’e karşı istifa çağrıları yükseldi. Bunun yanında yapılan protestolarda ABD tarafından öldürülen Süleymani’nin acısını unutan İranlılar, sokaklardaki Süleymani posterlerini de yırttıkları gözlemlendi.

 

  • İsrail Başbakanı Netanyahu : “İran yalan söyledi. Tıpkı nükleer programında yalan söyledikleri gibi, şimdi de  düşürülen Ukrayna uçağı hakkında yalan söylüyorlar. Başından bu yana düşürdüklerini biliyorlardı. Bu olayın kasıtsız bir düşürme olduğunu biliyorlardı  ancak kasıtlı olarak yalan söylediler. Tüm dünyayı aldattılar.” ifadelerini kullandı.
  • CİA Direktörü Gina HASPEL : “ Süleymani’ye suikast durumunda İran’dan gelecek en güçlü karşılığın  , İran’dan Irak’taki ABD üslerine etkisiz bir füze saldırısı” olacağını belirtmişti.
  • Amerikan NBC News da; ABD’nin, suikastta İsrail’den istihbarat yardımı aldığını, Şam havalimanındaki muhbirlerin verdiği bilginin, İsrail istihbaratı tarafından doğrulandığını öne sürdü.
  • ABD Başkanı Trump ;
    • İran’daki protestoculara seslenerek “ İran’ın cesur ve acı çeken halkına: Başkanlığımın başından beri yanınızda durdum ve benim yönetimim sizinle birlikte olmaya devam edecek. Protestolarınızı yakından takip ediyoruz ve cesaretinizden ilham alıyoruz.”
    • “İran hükümeti, İran halkının devam eden protestoları ile ilgili insan hakları gruplarına, gerçekleri izlemeleri ve raporlamaları için izin vermelidir.”
    •    “Protestocuları öldürmeyin. Zaten binlercesi sizin tarafınızdan ya öldürüldü ya da hapsedildi. Dünya sizi izliyor, daha önemlisi, ABD izliyor. İnterneti açın muhabirlere özgürlük verin. Harika İranlıları öldürmeyi durdurun” şeklinde hem İran halkına hem de İran liderlerine mesajlarını verdiği görülmektedir.
  • Ayrıca, ABD Başkanı Trump İran ile “Yeni bir yola ilerlemek “ için müzakereye hala açık olduğunu ifade etti.
  • ABD Savunma Bakanlığı, ABD Başkanı Trump’ın her zaman “ÖN KOŞULSUZ” İran ile görüşmeye hazır olduğunu açıkladı.
  • PENTAGON , ABD Başkanı Trump’ın , İran ile “Yeni bir yola ilerlemek için müzakereye hala açık” açıklamasını yaptı.
  • Kanada Başbakanı Justin Trudeau ;
    • Bir gazetecinin “Uçağın kazara düşürüldüğünden emin misiniz? sorusu üzerine,
    • “ Bu konu kesinlikle bizim daha iyi yanıtlar edinmemiz gereken bir mesele - İran’dan açık yanıtlar bekliyoruz” dedi.
  • Ukrayna uçağında vatandaşlarını kaybeden ülkeler uluslararası soruşturma istedi. Ayrıca ailelere tazminat ödenmesi talebinde bulundular.
  • AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borell, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’iyi Süleymani’nin öldürülmesi ve nükleer anlaşma konusunu görüşmek üzere Bürüksel’e davet etti.
  • İran’lı Şii gruplar, ABD’nin Irak’tan çıkarılması konusunu görüştü. “Güçlerin birleştirilmesi “ kararı alındı.
  • Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov: “ABD ile İran arasında devam eden gerilimde taraf olmayacağız.” açıklamasında bulundu.
  • Irak dışişleri Bakanı El –Hekim “ Gerginliğin bitmesinden yanayız. Irak’ın çatışma sahası olmasını kabul etmeyiz.”
  • İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, “Bölgedeki ABD ve Avrupa Kuvvetleri güvende değil. Savaşmadan gidin.” ifadelerini kullandı.
  • Irak’ta Şii lider Mukteda es - Sadr , ülkedeki ABD varlığına karşı milyonluk gösteri çağrısı yaptı.
  • İRAN’IN dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney;
    • “Bu acı verici olayda muhtemel kusurlar ve eksiklerin incelenmesi için Genelkurmay Başkanlığına kesin talimat veriyorum.”
  • İran’lı Milletvekiller;
    •  Cumhurbaşkanı Ruhani açıklama yayımlamak yerine ilgili yetkilileri görevden almalıdır.
    • Olayda kusuru olan ve gerçeği gizlemeye çalışan yetkililerin görevden alınarak kendilerinden hesap sorulması ve Uçağın düşürülmesinden sorumlu yetkililerin cezalandırılması gerekliliğini vurgulamaktadırlar.
  • İran, Ukrayna uçağının düşürülmesi ile ilgili bazı şüpheliler gözaltına alındı. Göz altına alınanların sayısının 30 kişi olduğu belirtilmektedir.
  • İran Cumhurbaşkanı Ruhani,
    • “ Affedilmez hata- Ukrayna uçağının düşürülmesi konusunun takipçisi olacağız.”
    • “ Sorumlu herkes hesap verecek ”
    • “ Sıradan bir dava değil, Bu davayı bütün dünya izleyecek”
  • İran’la nükleer anlaşma , İngiltere Başbakanı Johnson İran’a birlikte çalışalım ve yerine Trump anlaşması koyalım.
  • İsrail’den Gazze’ye saldırı. Hamas’ın askeri kanadı İZZEDDİN EL-KASSAM TUGAYLARI’NA ait hedefler vuruldu.
  • Avrupa Birlikleriyle ortak operasyona destek. Fransa Başkanı MACRON – Uçak Gemisi CHARLES DE GAULLE’yi Ortadoğu’ya gönderecek.

İran’da bu olaya kadar çatlak yaratamayan ABD ve Batı bu olay ile İran’da çok ciddi bir çatlak meydana getirmiştir. İran’daki protestolarda bu çatlağı teyit etmektedir. Şimdide ABD ve Batı bu çatlaktan İran’ı kaosa sokarak çekmek istedikleri noktaya getirmek isteyecekleri görülmektedir.Şu an İran’da Ukrayna uçağının düşürülmesi ve bunun yanında 71 İran’lı sivilin bu hadisede hayatlarını kaybetmesi de İran’da Devrim Muhafızlarına karşı ciddi bir reaksiyonun oluşmasına neden olmuştur. Bu olay ile Devrim Muhafızlarının İran Halkı nezdinde itibarını ve güvenini de ciddi şekilde zedelemiştir. İran’ın dini Lideri Hamaney “Bu hata affedilecek bir hata olmadığını, sorumlular hesap verecek!“ şeklindeki  ifadeleri ve İran Cumhurbaşkanı Ruhaninin de aynı tarzdaki söylemleri kullanması İran halkının Devrim Muhafızlarına karşı reaksiyonunu körüklediğinin de bilinmesi gerekmektedir. Bu söylemler gerek dini liderin gerekse de İran Cumhurbaşkanı’nın Devrim Muhafızlarına karşı olumsuz tavırlarını da ortaya koymaktadır. Tabi ki İran’ın dini Liderinin ve Cumhurbaşkanının bu beyanatları siyasi sorumluluğu kendi üzerinden atmak istemeleri ve bunun yanında da sorumlu adres olarak Devrim Muhafızlarını göstermek istedikleri olarak görülmektedir. Tabi ki ABD Başkanı’nın demeçleri de İran Halkının bu reaksiyonunu körüklemektedir. İran’da yaratılan bu çatlak ile İran halkının  Devrim Muhafızları ile karşı karşıya getirildiğinin de atlanmaması gerekir. Bu gidişatın İran için hayırlı bir durum olmadığının bilinmesi gerekmektedir.Otoriteler tarafından, Ukrayna uçağının düşürülmesinde böyle bir hata olmasının imkansıza yakın olduğunun belirtilmesi  ve Kanada Başbakanı’nın açıklamaları da kafalarda ciddi şekilde soru işaretleri doğurmaktadır. Türkiye’nin Rusya ile arasının açılması için Rus savaş uçağının Türkiye’nin ABD ve AB deki destekçilerinin maşası olan FETÖ’cüler tarafından düşürülmesi şeklinde bu olayı değerlendirmekte de fayda vardır. 15 temmuz darbe girişiminde nasıl ABD, İsrail  ve Batı uşağı Türkiye düşmanı odakların Türkiye’yi ele geçirmek için Türkiye’mize dönük hamleleri oldu ise. İran’a karşıda İran içindeki maşalarda bu tezgahı devreye sokmuş olma ihtimallerinin yüksek olduğu, çıktılar değerlendirildiği zaman daha da kuvvetlenmektedir.

Bu olayda çıktılara bakıldığı zaman;

  • Tump oylarını yükseltmiştir.
  • İran Halkının Devrim Muhafızlarına karşı güveni sarsılmıştır.
  • Gerek Kasım Süleymani suikastının yapılma şekli gerekse de  Ukrayna uçağının İran füzesi ile düşürülmesi ile Devrim Muhafızlarının içinde de ciddi şekilde çatlak meydana gelmiştir. Devrim Muhafızları arasına da güvensizlik tohumları ekildiği görülmektedir.
  • İran Halkı – Devrim Muhafızları ile karşı karşıya getirilerek. ABD ve Batı destekçileri tarafından İran içinde istenen çatlak yaratılmıştır.
  • ABD öncülüğündeki Batı İran Halkına gerekli desteği ve cesareti vererek bu çatlaktan Devrim Muhafızlarına karşı kışkırtmalarını artırmıştır.
  • İran’ın dini lideri ve Cumhurbaşkanının verdiği demeçlere bakıldığı zaman sorumlu adresin Devrim Muhafızları olduğu işaret edilmektedir.
  • Bu olayların sonucu olarak İran’ı çok zor günlerin beklediği görülmektedir.
  •  Olabilecek çıktılar;
    • İran Halkı ciddi şekilde Devrim Muhafızlarına karşı direnişlerini artırırsa, İran sokak çatışmalarına kadar gidebilecek bir ortama girebilir.
    • Devrim Muhafızlarının Dini Lider, Cumhurbaşkanı ve kadroları tarafından güvenilirliği sorgulanmaya başlandığı görülmektedir. Bu süreçte Devrim Muhafızlarından Hükümete ve İdareye karşı rejimi devirecek şekilde ciddi bir hamle de gelebilir. Bu da başta ABD olmak üzere Batının işine gelir.
      • Bu şekilde ABD ve BATI’NIN karşısına daha radikal bir grup gelmiş olur. Bu neticede İRAN ve halkı için hayra alamet değildir!
      • Bu durumda ABD ve BATI’NIN ne gibi reaksiyon göstereceğini kestire bilmek zor değildir.  Bu da İran için bir felakettir.
    • Bu olay, Devrim Muhafızlarının ne kadar iptidai bir şekilde organize olduklarını ve gerek ABD’ye gerekse de ABD’yi destekleyen Ülkelerin karşısında teknolojik olarak bir hiç olduklarını algı ile gerek İran yönetimine gerekse de İran halkına gösterilmiştir. Bu olayla, algı ile şişirilen Devrim Muhafızlarının balonu söndürülmüştür.
    • Füze saldırısı ile İran’ın askeri kapasitesinin teknik sorunları su yüzüne çıktığı görülmektedir.
    • İran’ın sivil uçağı vurduğu yetmezmiş gibi sonrasında bunun iletişimini de beceremediği görülmektedir.
    • Kendi en önemli Komutanını bile koruyamayan bir sistemden zaten bahsedilemez. Bu olay tamamen bir sistemsizliğin tescili olduğunu da atlamamak gerekir.
    • Bu olay İran’ın teknik yetersizliğini ortaya koymakla beraber, teknik kapasitesini , kurumsal işleyişine, bunun yanında yönetim becerisinden propaganda gücüne kadar şu ana kadar algı ile efsaneleştirilmeye çalışılan ne varsa İran’da tel tel döküldüğünü ortaya koymuştur. Algı ile yaratılmak istenen bu efsanenin boyalarının döküldüğü görülmektedir.
    • ABD’nin, Kasım Süleymani ve çevresindekilerini öldürmesi ile İran’a çok kuvvetli bir mesaj vermiştir. Şimdiye kadar ki ABD politikaları, başta Başkan Obama döneminde olmak üzere Ortadoğu’da İran’ın önünü açmakta idi. ABD’nin bu hamlesi, artık İran’a bu imkanı vermeyeceğini göstermektedir. ABD’nin Ortadoğu’da İran’a karşı politikasını tamamen değiştirdiğinin tescili olarak bu olayı görmekte fayda vardır.  
    • ABD bu durumda İran’ı masaya davet etmektedir. İran’da çatlak oluşturulmak sureti ile İran’ın zaaflarını ortaya çıkararak, zayıflatılmış durumda olan İran’ı kıvamında masaya çekmenin hesapları yapıldığı görülmektedir.
    • İran, ister istemez bu olay veya senaryo sonrası ABD veya BATI ile tekrar masaya oturmak zorunda kalacağı görülmektedir. Tabi ki eli zayıflamış olan İran masada da çok şey kaybedecektir.

Kriz zamanındaki hamleler ilgili ülkelerin durumlarını ve diplomatik başarılarını da ortaya daha net olarak koyarak ölçer. Bakalım İran şimdiye kadar çok başarılı bir politika izlediği algısını ve söylemlerini tekrar doğrulaya bilecek mi? Eğer ABD İran’ı masaya çekerek istediğini alamazsa bunu sahada yapacağının da atlanmaması gerekir. ABD Başkanı Trump’ın “ İran kesinlikle nükleer silaha sahip olamayacaktır. “ söylemi çok şey ifade etmektedir.

Bu olayların Türkiye’ye ve  Türkiye siyasetine olası yansımaları;

  • Devrim Muhafızları kendilerini İran içinde koruya bilmeleri için enerjilerini ve kuvvetlerini İran içine yönlendirecektir.
  • Bu suretle de İran, gerek Suriye’de , Lübnan’da , Filistin’de gerekse de Yemen’de yani bütün Ortadoğu’da ciddi şekilde kan kaybedeceği görülecektir.
  • Suriye’deki İran destekli Şii gurupların İran desteğinin sekteye uğraması ile hem Suriye’de Esad Rejimi üzerindeki ağırlıkları da sarsılarak ortadan kalkma noktasına kadar gelecek bir sürecin yaşanacağı görülmektedir.
    • Bu durumda Türkiye’nin Rusya ile yaptığı mutabakatların daha sağlıklı bir ortama kavuşacağı ve kontrol edilir bir Esad rejimi ile karşılaşılacağı da görüle bilinir.
      • Bu durumda, Rusya’nın gerçek niyetinin de ortaya çıkacağı da ortadadır.
    • Türkiye, güvenliği için Suriye’nin kuzeyindeki hamleleri karşısında artık Şii destekli İran freni görmeyecektir.
    • İran’ın karışması durumunda İran’dan Türkiye’ye olası bir göç dalgasını da göz ardı etmemek gerekir. Şimdiden bu olasılık hakkında gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Suriye politikasında olduğu üzere İran’dan gelebilecek olası bir göç dalgasının İran topraklarında yada Türkiye’nin sınırlarında durdurularak bu göç dalgasının Türkiye sınırları içine sokulmaması gerekliliği önem arz etmektedir. Suriyelilerin Türkiye içine  girmeleri ve şehirlere dağılmaları neticesinde halkımızda oluşan reaksiyonun çıktısını unutmamak gerekir.  
      • Türkiye’nin dengesini bozmak için  yapılacak bu hamlenin iyi hesaplanması gerekmektedir. Aynı yerden yılanın iki defa sokmasına izin verilmemesi gerekir.
    • ABD olası Şii grupların saldırılarına karşılık, şimdiye kadar silah vererek beslediği Kürt gruplarını devreye sokma ihtimalinin yüksek olduğunu atlamamak gerekir.
    • Türkiye’nin gerek Ortadoğu’da , gerekse de komşuları ve Batı nezdinde çok ciddi bir siyasi kazanç sağlayacağı görülecektir.
      • Tabi ki bu kazanımımız sahada olmamızla direk orantılı olduğunu da atlamamak gerekir.
      • Bu kazanımımızın devamı ancak, bir olarak hep birlikte Türkiye olarak hareket edilmesinden geçtiğinin de unutulmaması gerekir.
    • Gerek Batı alemi gerekse Arap alemi, Türkiye’nin Ortadoğu’da sahada ve masada ciddi bir denge unsuru olduğunu kabul etmek zorunda kalacaklardır.
    • Bu olay, Ortadoğu’da ve Doğu Akdeniz’de  artık Türkiye’ siz masa kurulamayacağını kuvvetlendirmiştir. Zaten Türkiye’nin siyasi hamleleri ve bunların çıktıları da bu durumu teyit etmektedir.

Sahada kuvvetli isen masada da kuvvetlisin felsefesi yine Türkiye’ye çok şey kazandırdığı üzere bundan sonra da kazandıracaktır. Her şeyin bir bedeli olduğunun da unutulmaması gerekir. Bedel ödemeden de bir şey elde edilemeyeceğinin de YENİ DÜNYA DÜZENİ kurulurken göz ardı edilmemesi gereken bir gerçektir. ABD kilometrelerce uzakta bedel öderken tabi ki bunun hesaplarını da yapmaktadır.  YENİ DÜNYA DÜZENİNDE  artık sınırlarımızın güvenliği kendi sınırlarımızdan başladığı görüşü çöpe gitmiştir. Türkiye’nin sınırlarının ve denizlerinin güvenliği artık sınırlarımızdan başlamadığının idraki çok önemlidir. ABD boş yere 11 eylül sonrası o zamanki ABD Başkanı olan  George W. Bush  ABD’nin güvenliği için “Terörle ilgili mücadeleyi ABD sınırları içinde kabul etmeyeceğiz. ABD’ye karşı tehdit olarak gördüğümüz her yer mücadele yeridir. “ “ Ya bizimlesinizdir yada karşımızdasınızdır! “ diyerek ABD’NİN pozisyonunu ortaya koymuştu. Bu doktrin çerçevesinde ABD gerek ekonomik gerekse de terörle mücadele kapsamında başta Ortadoğu olmak üzere Afganistan , Irak , Suriye  ve  dünyanın çeşitli ülkelerine asker göndererek müdahalelerde bulunmaktadır.  Tabi ki Türkiye’nin kendi ekonomik ve siyasi haklarını korumak için belli risklere girerek gerek terörle mücadelesinde gerekse de ekonomik haklarını korumak için sahada olması gerekliliği önemlidir. Tabi ki hiç bir yol dikensiz değildir. Gerekli zamanda doğru hamle yapamayanlar ileride bedelini çok daha ağır ödeyeceklerinden de kimsenin kuşkusu olmasın. YENİ DÜNYA DÜZENİ oluşurken Türkiye ‘siz masa kurulamayacağının altını tekrar çizmek isterim. Türkiye düşmanı Batı odakları ve içimizdeki uzantılarının da Eski Türkiye özlemi içinde Türkiye’yi savurarak istedikleri noktaya çekmek istediklerini de çok iyi anlamak gerekir.