Yalçın ARAL

Tarih: 06.01.2020 13:20

İRAN – ABD GERGİNLİĞİ VE ÇIKTILARI!

Facebook Twitter Linked-in

ABD ile İran arasında geçen son olayları bir gözden geçirelim;

 

 

Bu veriler değerlendirildiği zaman çıktılara bakarak durum değerlendirmesi yapılmasında fayda vardır. ABD’de bu olaydan sonra Trump’ın oylarının artırdığı görülmektedir. ABD ve Batı kamuoyu gündeminin ilk sırasına İRAN - ABD gerginliğinin oturduğu gözükmektedir. DOĞU Akdeniz ve LİBYA – TÜRKİYE’Yİ bu olay ilk sıradan düşürmüştür.

Geçen yazılarımda, bundan sonra dünyada olacak olaylar veya verilecek demeçlerin ABD seçimlerine endeksli olacağının altını çizmiştim. ABD’de ki Başkanlık seçimine kadar YENİ DÜNYA DÜZENİNDE dengelerin oluşmayacağı bu olay ayrıca teyit etmektedir.

Olayı çıktılar çerçevesinde değerlendirdiğimiz zaman ABD‘de Trump önlerindeki seçim için kamuoyu yoklamalarına göre destek puanını yükseltmiştir. Bunun yanında ABD kamuoyu  Türkiye odaklı olmaktan çıkarılarak hedefe  İRAN oturtulmuş oldu. Cumhuriyetçi Başkan Trump’ın, Demokratlarla mücadelesinde seçimleri kazanmak için  hamleler yapmakta olduğu gerçeğini atlamamak gerekir. Bu hamle ile Demokratları Türkiye’ye zarar verecek şekilde Türkiye  üzerinden Trump’a saldırmanın önünü kesmekle  beraber, ABD kamuoyunda algı ile Trump’ın tekrar seçilecek şekilde istediği neticeye ulaşa bilmesi için hamle yapıldığı da görülmektedir. Bu durum ayrıca İsrail’i rahatlatan bir hamle olduğunu da atlamamak gerekir. ABD tarafından öldürülen Kasım Süleymani İran’ın Ortadoğu’daki kılıcıydı. Suriye, Irak, Lübnan, Yemen ve Şiiler’in yaşadığı bütün alanlardan sorumlu kişiydi. Ayrıca sorumluluğunun sadece askeri operasyonlar değil aynı zamanda da İran siyasetinin ülkelere yayılmasından da sorumlu kişisiydi. İran İslam Rejiminin dış temsilcisi olduğunu da atlamayalım.

Tabi ki, 03 Kasım 2020’de yapılacak ABD seçimine kadar Siyonist Para Lobisi Globalci Demokratların Cumhuriyetçiler içindeki uzantıları ile Trump’a Türkiye üzerinden saldıracakları ve Türkiye’yi gerek ekonomik gerekse de siyasi olarak zora sokmak isteyecekleri ve ABD’nin Türkiye ile arasını açmak isteyecekleri zaten bir gerçekti. Bu hamle belli bir süre ABD Kamuoyunu ve Demokratları ve uzantılarını meşgul edeceği içinde Türkiye’yi zora sokabilecek  hamlelerin ABD seçimlerine kadar belli bir süre içinde ertelenmesine neden olduğu gerçeğini de atlamamak gerekir. Seçimlere kadar 11 ay gibi uzun bir süre olduğunu da göz ardı etmemek gerekir. Bu süre zarfında Siyonist Globalci Demokratlar ve Türkiye düşmanı odakların Trump’ın seçilmemesi bunun yanında Türkiye ile ABD’nin arasının açılması için her türlü çatlağı kullanacakları veya çatlak yaratmak isteyecekleri ve bu çatlaktan hamle yapmaya çalışacakları da atlanmaması gereken bir gerçektir. ABD seçimlerine kadarki süreci Türkiye’nin az hasarla atlata bilmesi için çok dikkat edilmesi gereken bir süreçten geçmekteyiz. Türkiye düşmanlarının her yönden Türkiye’yi çevrelemek istediği zaten Doğu Akdeniz’de ki olaylarda görülmektedir.

 

YENİ DÜNYA DÜZENİ oluşurken ABD seçimlerine kadarki süreçte çok dikkatli olunması önemlidir. Satranç hamlelerinin de çok iyi yapılması gerektiren bir süreçten geçilmektedir. Hataya yer olmayan bir noktada olunduğunun herkesin farkında olması gerekir. ABD’de üstlenen Demokrat Globalci Siyonist Para Lobisi ile Cumhuriyetçi Ulusalcı Silah Lobisinin birbirlerini ortadan kaldırmak için hamleler yapmakta olduğunu  ıskalamamak gerekir. ABD seçimi sonlanıncaya kadar bu iki lobi arasındaki mücadelenin dozajının gerek ABD’de gerekse diğer ülkelerde artarak devam edeceği de bir gerçektir.

Eğer ABD seçimlerinde Trump seçilemezse ve iktidara Demokratlar gelirse, YENİ DÜNYA DÜZENİNDE kartların yeniden karılmasına neden olunacağı gibi, bu durumun Türkiye’nin hayrına bir durum doğurmayacağı da bir gerçektir. Bu sebeple ABD seçimlerine kadar gerek bölgemizde gerekse de dünyanın çeşitli yerlerinde bir çok olayla karşılaşılacağına da hazırlıklı olunması gerekmektedir. Başkan Trump’ın hem Cumhuriyetçiler içindeki Globalcilere destek veren Türkiye düşmanları ile hem de Siyonist Globalcilerin partisi olan  Demokratlarla mücadele ettiğinin de göz ardı edilmemesi gerekmektedir. ABD’deki bir Evangelist liderin Trump’ın seçilmemesi için destek verilmemesi gerekliliğini savunmasını da unutmamak gerekir. Evangelistler dindar Protestanlar olarak bilinir ve Haçlı zihniyetine sahiptirler, Müslüman olan Türkiye’ye de düşmandırlar. Siyonistler gibi Büyük Dünya Savaşından (ARMEGEDDON) sonra Mesih’in geleceğine inanırlar! Evangelistler Cumhuriyetçileri destekleyen bir guruptur. Başkan Yardımcısı Mike Pence’in

 koyu bir Evangelist olduğunu da tekrar hatırlatırım. Neden Başkanın azil süreci ile Katolik olan Trump’ı görevden alarak Evangelist  olan Başkan Yardımcısının ABD Başkanı olarak getirmeye çalışıldığını da iyi düşünmek gerekir. Lobilerin  bu mücadelesinde 9 adet ABD başkanlarına suikast girişimi olmuş 3 Başkanını suikast sonucu bu mücadelede ABD kaybetmiştir.

 

ABD’de bulunan bu iki Lobinin uzantılarının gerek Türkiye’de gerekse de dünyanın her ülkesinde veya bölgesinde gerek siyasi arenada gerekse de iş hayatında bulunduğu gerçeğini unutmamak gerekir. Gerek Türkiye’de gerekse de diğer ülkelerde olan siyasi söylemler ve olaylarda bu iki lobinin uzantılarının mücadelesinden kaynaklandığının çok iyi bilinmesi gerekmektedir. Mısır ve Libya’da olduğu gibi! ABD ile Avrupa Birliği ve ABD ile Çin arasındaki mücadele, ABD - İran gerginliği hep bu güçlerin mücadelesinden kaynaklandığını atlamamak gerekir. Bu süreçte lobiler tarafından hamle üstüne hamle yapıldığının farkında olunması gerekir. Türkiye’deki Gezi olayları gibi Fransa’daki sarı yelekliler ve Hong Kong da ki olaylar  da, bu lobiler tarafından organize edilen bir senaryo olduğunu da ıskalamamak gerekir.   

 

Dünyadaki bu kaos ortamının YENİ DÜNYA DÜZENİ oluşuncaya kadar devam edeceği de bir gerçektir. Bu YENİ DÜNYA DÜZENİ için bu iki lobi arasındaki kırılma noktasının da 03. Kasım 2020 ABD seçimleri olduğu görülmektedir.

 

Gerek ABD Başkanının gerekse de ABD’li  Bakanların ve sözcülerin söylemlerine bakıldığı zaman ABD’nin İran’ı masaya çekmeye çalıştığı görülmektedir.

Ama maalesef İran’ın siyasi liderleri ve sorumlu mevkide bulunan kimseler verdikleri demeçlerle kendilerini o kadar bağladılar ve verdikleri demeçlerle kamuoyu oluşturdular ki, bu söylemlerinin karşılığını İran Halkına vermek zorunda  olduklarının farkındadırlar. Bu veriler çerçevesinde bu gerilimin masa başında diyalogla çok zor çözüleceği görülmektedir. İran köklü ve çok ciddi devlet geleneği olan bir ülkedir, siyaseti de iyi bilirler. Bakalım bu gerilimi kendi halkına zarar vermeden nasıl çözecekler? İran’ın ABD’ye karşı yapacakları karşı hamle İran’ın geleceğini ve YENİ DÜNYA DÜZENİNDEKİ yerini de  belirleyecektir.

Ayrıca dünyaya yayılmış Şii milis guruplarını İran kaynaklı bu demeçlerden sonra kontrol altına almanın mümkün olmadığı bir sürece girildiğinin de bilinmesi gerekmektedir. Her hücre kendini özgür hissederek, talimat almadan, kendi dar çerçevesi içinde bağımsız olarak her türlü terör olayına sebebiyet verebilme ihtimallerinin çok yükseldiğinin bilinmesi gerekir.

 

Ayrıca bu arada ABD, evvelden de belirtiğim üzere diğer ülkeler ister kabul etsin ister etmesin kendi hukukunu ve koyduğu kuralları dünyada geçerli olduğunu ifade ederek dikte ettirmeye çalışmaktadır. Buna uymayanlara da gerek ekonomik gerekse de askeri kuvveti doğrultusunda hesap sormaktadır. Tarih tekerrürden ibarettir. Dünyada kim kuvvetli ise onun borusunun öttüğü gerçeğini idrak etmek gerekir. Tabi ki bekaya yönelik hamleler kabul edilemez.

 

Yeni Dünya Düzeni oluşurken kim masada kalırsa veya kalmayı başara bilirse YENİ DÜNYA DÜZENİNDE söz sahibi olacaktır. Winston Churchill’in vasiyetinde belirtiği üzere Türkiye’nin aşırı güçlenmesini istemeyen Türkiye düşmanı odakların Türkiye’yi YENİ DÜNYA DÜZENİ masasından kovma hamlelerine de çok sıklıkla rastlamaktayız. ABD’nin seçim süreci sonuna kadar da Türkiye’ye karşı bu tip hamlelerin Yurt dışı Türkiye düşmanları ve içimizdeki uzantıları tarafından gerek siyasi gerekse de ekonomik olarak ker türlü hamlenin her yönden daha da sertleşerek devam edeceğinin de bilinmesi gerekir. Türkiye’nin YENİ DÜNYA DÜZENİNDE masada olma şansının yüksek olduğu bir gerçektir. Bu şansımızı devam ettire bilmemiz ancak ve ancak bir olarak hep birlikte Türkiye olarak ayakta kalmamıza bağlıdır. Bunun içinde Türkiye’nin bekasını ilgilendiren konularda her yapılan veya yapılmak istenen şeye Yurt dışı Türkiye düşmanları ağzı ile itiraz ederek Türkiye’nin tekerlerinin altına taş koyarak bu işlerin olamayacağının da çok iyi bilinmesi gerekir. “Çarşı her şeye karşı!” sloganları ile olaylar değerlendirilemez ve Türkiye’nin bekası korunamaz! “BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR” lafı boş yere söylenmemiştir.

Şimdi bir ve birlik olma zamanıdır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —