Yalçın ARAL


İRAN – ABD GERGİNLİĞİ VE ÇIKTILARI!

İran ile ABD arasındaki gerginliklerin hangi safhalardan geçtiğini bilerek ve çıktılarına göre değerlendirmekte fayda vardır.


ABD ile İran arasında geçen son olayları bir gözden geçirelim;

 

  • ABD Başkanı Donald Trump, Mayıs 2018’de İran ile varılan nükleer anlaşmadan çekildiklerini duyurdu ve ABD İran’a yaptırımlar uygulamaya başladı. 
  • Nisan 2019 başlarında ABD İran’ın Anayasal kuruluşu olan Devrim Muhafızlarını terör örgütü olduğunu ilan etti. ABD Başkanı Trump’ın İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun “yabancı terör örgütü” olarak sınıflandırdığını açıklamasının ardından İran’da ABD’nin Merkez Kuvvetler Komutanlığı ve bağlı birliklerini “terörist” ilan etti.  ABD bu kararla Devrim Muhafızlarına yönelik yaptırımlar uygulamaya başladı.
  • İran ekonomisini zora sokan bu adımın ardından iki ülke arasındaki gerilim tırmandı. 12 Mayıs 2019 da Birleşik Arap Emirlikleri’nin Fuceyre limanında dört tankerde patlamalar meydana geldi. ABD bu patlamalardan İran’ı sorumlu tuttu. İran ise bu iddiaları kesin bir dille yalanladı.
  • Tahran yönetimi, nükleer  anlaşmada tarafların mutabık kaldığı 300 kilogramlık zenginleştirilmiş uranyum limitini 27 Haziran 2019’da aşacağını duyurdu.
  • 27 Haziran 2019 da Umman Denizi’nde Japon ve İsveç petrol tankerlerinde patlamalar meydana geldi. ABD, ellerindeki uydu görüntülerine dayanarak patlamaların ardında İran Devrim Muhafızları olduğunu duyurdu. Tahran yönetimi bu iddiaları da reddetti. ABD, petrol tankerlerindeki patlamanın ardından gölgeye takviye bin asker göndereceğini açıkladı.
  • 20 Haziran 2019 da İran Devrim Muhafızları, İran hava sahasına girdiği iddia ettiği bir Amerikan insansız hava aracını düşürdüğünü duyurdu. ABD’nin buna yanıtı, askeri misilleme şeklinde değil de  dini lider Ayetüllah Hamaney’i de kapsayan ekonomik ve siyasi olarak yeni yaptırımları devreye soktu.
  • Temmuz  2019 da , Suriye’yi ziyaret eden Süleymani , İran destekli gruplarla bir araya gelerek, “ABD’ye karşı savaşa hazır olun” talimatını verdi.
  • 14 Eylül 2109’da Suudi Arabistan’daki 3 büyük petrol tesisine yönelik saldırılar düzenlendi. Bu saldırılar sonucu ülkenin petrol üretimi yarı yarıya düştü. Hem Riyad hem Washington bu saldırılardan İran’ı sorumlu tuttu. Tahran ise söz konusu iddiaları reddederek herhangi bir askeri saldırıya derhal ciddi misilleme yapacaklarını duyurdu.
  • Irak’ın kuzeyindeki Kerkük kentinde bulunan bir Amerikan üssüne roket saldırısı yapıldı. Washington, Amerikalı bir müteahhittin öldüğü ve saldırıdan Hizbullah’ı ve ona destek veren İran’ı sorumlu tuttu.
  • ABD, Şiilerin dini lideri Ayetullah Es- Sistani’nin fetvası üzerine kurulan Haşdi Şabi’nin kilit grubu Ketaib Hizbullah’a 30 Aralık 2019’da 5 hava saldırısı düzenledi. 25 kişinin öldüğü saldırının ardından 2019’un son gününde Bağdat’taki Amerikan Büyükelçiliği Haşdi Şabi taraftarlarınca basıldı. Ama ABD bu olaydan önce ABD Konsolosluğunu zaten boşaltmıştı.
  • ABD Başkanı Donal Trump yönetiminin Irak’taki ABD tesislerine yönelik gerçekleştirilen saldırının ardından, bölgedeki ABD çıkarlarına yönelik her türlü saldırıdan İran’ın ve ajanlarının sorumlu tutulduğu mesajı ile atılan ilk adımın ardından, ABD Savunma Bakanı Mark Esper’in açıklamasında Washington’un İran’a karşı önleyici eyleme geçme niyetinde olduğunu ifade etmesi de bu sürecin ikinci adımını gösteriyordu.
  • Bu demecin üzerinden saatler sonra ABD’den üçüncü adım geldi, ABD Bağdat’ta  kendi topraklarına yapılan bu saldırıya misilleme olarak, 3 Ocak 2020 sabahı ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, Trump’ın emriyle operasyon düzenledi. İran Devrim Muhafızları ordusuna bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi örgütünün başkan yardımcısı Ebu Mehdi El-Mühendis ve  Haşdi Şabi Halkla İlişkiler ve Protokol Sorumlusu Muhammed Rıza Cabiri dahil toplam 10 kişi öldürüldü.
  • Öldürülen Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, İran’ın yurt dışı askeri operasyonlarını yöneten komutandı.
  • Suikast girişiminden sonra yapılan açıklamalar;
    • İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, “
      • “ABD’nin yaptığı uluslararası terörizm.”
      • “ABD, haydutça maceracılığının tüm sonuçlarından sorumlu olacaktır,” şeklinde  değerlendirmede bulundu.
    • İran Dini Lideri Ali Hamaney “ Onun gidişiyle onun yaptığı iş durdurulmayacak ve yolu kapanmayacak. Suçluları acı bir intikam bekliyor” demecini verdi.
    • İran Hükümet sözcüsü Rebii “Yakın zamanda Trump’ın ve tüm ABD Başkanlarının hatırlayacağı bir ders vereceğiz.”
    • ABD’nin Orta Doğu’ya 3 bin 500 asker sevk ettiğini ve büyük ağırlığının Kuveyt’e konuşlandırılacağı PENTAGON tarafından ifade edildi.
    • Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah “Süleymani’nin katillerine kısas uygulamak tüm direnişçilerin görevidir.” çağrısında bulundu.
    • İran Güvenlik Konseyi “Kirli ellerini Süleymani’nin temiz kanına bulaştırdılar. Çok sert bir intikam alınacak.” şeklinde açıklama yaptı.
    • İran Devrim Muhafızları Komutanı Gulam Ali Ebu Hamza ABD’nin bölgedeki 35 hayati noktasının menzillerinde olduğunu belirtti.
    • İran’ın BM daimi temsilcisi Ravanch “ ABD, General Süleymani’ye suikast düzenleyerek zaten savaş başlattı.”
    • ABD Başkanı Trump, “Savaşı durdurmak için bu adımı attık, başlatmak için değil.” dedi.
    • Yedinci İran Cumhurbaşkanı Ruhani ;
      • ABD, bunun sonuçlarını görecek.
      • Bölge sarsılacak,
      • “Amerikalılar nasıl büyük bir hata yaptıklarının farkında değiller. Bugün değil ama ilerleyen zamanda sonuçlarını görecekler”   ifadelerini kullandı.
    • ABD kongresinde Demokratlar Trump karşıtı adım atarak “İran ile savaşı durdurma tasarısını” gündeme getirdiler.
    • Irak Başbakanı “ABD Irak Halkına düşmanlık etti” dedi.
    • Türkiye,
      • “ABD- İran gerginliği kaygı verici- Türkiye olarak tarafları gerilimi artıracak adımlardan kaçınmaya çağırıyoruz.” açıklamasının yanında
      • “Sağduyu ve itidal çağrısı” yaptı.
      • Dışişleri Bakanlığı, Vatandaşlarımızın zorunlu olmadığı takdirde Irak’a seyahat etmekten kaçınması gerekliliği uyarısını yaptı. 
    • Çin “ Barış ve istikrar korunmalı” , Rusya “ABD ile yeni çatışmaların habercisi” açıklamalarını yaptı.
    • Trump “İran asla savaş kazanamadı ama hiçbir müzakereyi de kaybetmedi”  dedi.
    • ABD Dışişleri Bakanı POMPEO, suikastın ardından “
      • İran’la gerilimi azaltmaya hala bağlıyız,
      • Müttefiklerimizin, İran Kudüs Gücü’nün devam eden saldırgan tehditlerinin farkında olmalarından dolayı minnettarız,
      • Bölgedeki ABD vatandaşlarına yönelik yakın gelecekteki saldırılara binaen savunma amaçlı bir hamle olarak bu hamlenin yapıldığını,
      • Yapılan hamlenin hukuk içinde gerçekleştirildiği ifadelerini kullandı.
    • ABD Dışişleri Bakanlığı, vatandaşlarına IRAK’ı terk edin çağrısında bulundu.  Petrol kuyularında çalışan Amerikalılar ülkeden ayrıldı.
    • Pentagon, “Süleymani TRUMP’ın emriyle öldürüldü. ABD’li diplomatlara ve askerlere saldırı planlıyordu!” açıklamasını yaptı.
    • Süleymani’nin yerine yardımcısı atandı. İran Devrim Muhafızları ordusunun başına Tuğgeneral KAANİ getirildi.
  • İran, Kasım Süleymani için Kum kenti yakınındaki Cemkeran’da El-Kaim Camii kubbesine kırmızı bayrak çekti. İran geleneğine göre, Süleymani’nin intikamı alınana kadar kırmızı bayrak gönderde kalacak. 
  • ABD ikinci saldırısında 6 Haşdi Şabi komutanını daha öldürerek İran’ı yine vurdu. Saldırıda Haşdi Şabi komutanlarını taşıyan bir konvoyun hedef alındığı ve araçtaki 6 kişinin öldüğü belirtildi.
  • Irak’ın Selahattin vilayetinde ABD Askerlerinin kaldığı ve ülkenin en büyük askeri üssü olan BELED askeri Üssü’ne füzeli saldırı suikastken bir gün sonra düzenlendi.
  • İran’ın BM temsilcisi Majid Ravanch’yi “ Askeri bir eyleme cevap yine bir askeri eylemdir.”  ayrıca “ Buna sesiz kalmayacağız , harekete geçmeliyiz ve geçeceğiz.” dedi.
  • Şii destekçilerinin, IRAN Meclisinin “ ABD’nin ülkedeki askeri varlığına son verilmesi” kararının alınması için Bağdat’ta gösteri yaptıkları görüldü. Bunun üzerine IRAK  Ulusal Güvenlik Konseyi “ ABD’nin ülkedeki askeri varlığına son verilmesi kararı alınabilir.” açıklaması yaptı.
    • 5 Ocak 2019 tarihinde Irak Meclisi, ABD güçlerinin  ülkeden çıkarılmasına karar verdi; kararın uygulanması yükümlülüğünün hükümette olduğu belirtildi.
  • Süleymani’nin cenazesi ABD yapımı bir araba ile taşınarak, ABD yapımı bir helikopter ile İran’a götürüldü.
  • İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace;
    • Donanmaya ait “HMS Montrose ve HMS Defender isimli iki savaş gemisini Hürmüz Boğazı’nda deniz devriyesi yapmak üzere gönderdiğini açıkladı.
    • Wallace, taraflara itidal çağrısında bulunsa da ABD’nin Süleymani’yi öldürmesinde haklı olduğunu savundu.
    • “Irak’ın daveti üzerine bu ülkede bulunan ABD güçlerinin defalarca İran destekli militanlar tarafından hedef alındığını” kaydeden Wallace, Süleymani’nin bu militanların saldırılar için kullanılmasında merkezi rol üstlendiğini belirtti.
    • Wallace, “ Uluslararası hukuk uyarınca ABD, vatandaşlarına yakın bir tehdit oluşturanlar karşısında kendini savunma hakkına sahip.“ dedi.
  • ABD, USS Bataan Amfibi gemisinin eğitim tatbikatını erteleyerek 2 bin 100 kişilik askeri personeliyle birlikte bölgeye gönderdi.
  • İran Devrim Muhafızları Komutanı Gulam  Ali Ebu Hamza “ABD’NİN bölgedeki 35 hayati noktası menzilimizde”  ifadesini kullandı.
  • İran Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Hüseyin Selami “ABD’NİN bölgedeki varlığının sona erme süreci başladı.” dedi.
  • Hizbullah Tugayları “ ABD üslerinin bulunduğu bölgelerden uzak durun” şeklinde Irak Güvenlik güçlerine çağrı yaptı.
  • ABD Başkanı Trump,
    • ABD unsurlarına saldırılırsa 52 rehineyi ( yıllar önce İran tarafından rehin alınan 52 Amerikalı) temsilen 52 hedefi vurmak için tespit ettik.
    • Bu hedefler ve İran’ın kendisi çok hızlı ve çok sert şekilde vurulacaktır.
    • Ayrıca, ABD’nin daha fazla tehdit istemediğini  belirtti.
  • Ürdün ve Bahreyn Havayolları, Bağdat’a uçuşlarını ikinci bir talimata kadar durdurulduğunu açıkladı.
  • Danimarka Ordusu, Iraklı askerlere eğitimi durdurduğunu açıkladı.
    • NATO’da Irak içindeki eğitim faaliyetlerini askıya aldı.
  • Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’BRIEN “İran’ın misillemede bulunması çok kötü bir karar olur.” dedi.
  • ABD’de seçim ile ilgili kamu oyu yoklamalarında Trump’ın bu olaydan sonra oylarını artırdığına işaret edildi.
  • Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borell, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’i Brüksel’e davet etti.

 

Bu veriler değerlendirildiği zaman çıktılara bakarak durum değerlendirmesi yapılmasında fayda vardır. ABD’de bu olaydan sonra Trump’ın oylarının artırdığı görülmektedir. ABD ve Batı kamuoyu gündeminin ilk sırasına İRAN - ABD gerginliğinin oturduğu gözükmektedir. DOĞU Akdeniz ve LİBYA – TÜRKİYE’Yİ bu olay ilk sıradan düşürmüştür.

Geçen yazılarımda, bundan sonra dünyada olacak olaylar veya verilecek demeçlerin ABD seçimlerine endeksli olacağının altını çizmiştim. ABD’de ki Başkanlık seçimine kadar YENİ DÜNYA DÜZENİNDE dengelerin oluşmayacağı bu olay ayrıca teyit etmektedir.

Olayı çıktılar çerçevesinde değerlendirdiğimiz zaman ABD‘de Trump önlerindeki seçim için kamuoyu yoklamalarına göre destek puanını yükseltmiştir. Bunun yanında ABD kamuoyu  Türkiye odaklı olmaktan çıkarılarak hedefe  İRAN oturtulmuş oldu. Cumhuriyetçi Başkan Trump’ın, Demokratlarla mücadelesinde seçimleri kazanmak için  hamleler yapmakta olduğu gerçeğini atlamamak gerekir. Bu hamle ile Demokratları Türkiye’ye zarar verecek şekilde Türkiye  üzerinden Trump’a saldırmanın önünü kesmekle  beraber, ABD kamuoyunda algı ile Trump’ın tekrar seçilecek şekilde istediği neticeye ulaşa bilmesi için hamle yapıldığı da görülmektedir. Bu durum ayrıca İsrail’i rahatlatan bir hamle olduğunu da atlamamak gerekir. ABD tarafından öldürülen Kasım Süleymani İran’ın Ortadoğu’daki kılıcıydı. Suriye, Irak, Lübnan, Yemen ve Şiiler’in yaşadığı bütün alanlardan sorumlu kişiydi. Ayrıca sorumluluğunun sadece askeri operasyonlar değil aynı zamanda da İran siyasetinin ülkelere yayılmasından da sorumlu kişisiydi. İran İslam Rejiminin dış temsilcisi olduğunu da atlamayalım.

Tabi ki, 03 Kasım 2020’de yapılacak ABD seçimine kadar Siyonist Para Lobisi Globalci Demokratların Cumhuriyetçiler içindeki uzantıları ile Trump’a Türkiye üzerinden saldıracakları ve Türkiye’yi gerek ekonomik gerekse de siyasi olarak zora sokmak isteyecekleri ve ABD’nin Türkiye ile arasını açmak isteyecekleri zaten bir gerçekti. Bu hamle belli bir süre ABD Kamuoyunu ve Demokratları ve uzantılarını meşgul edeceği içinde Türkiye’yi zora sokabilecek  hamlelerin ABD seçimlerine kadar belli bir süre içinde ertelenmesine neden olduğu gerçeğini de atlamamak gerekir. Seçimlere kadar 11 ay gibi uzun bir süre olduğunu da göz ardı etmemek gerekir. Bu süre zarfında Siyonist Globalci Demokratlar ve Türkiye düşmanı odakların Trump’ın seçilmemesi bunun yanında Türkiye ile ABD’nin arasının açılması için her türlü çatlağı kullanacakları veya çatlak yaratmak isteyecekleri ve bu çatlaktan hamle yapmaya çalışacakları da atlanmaması gereken bir gerçektir. ABD seçimlerine kadarki süreci Türkiye’nin az hasarla atlata bilmesi için çok dikkat edilmesi gereken bir süreçten geçmekteyiz. Türkiye düşmanlarının her yönden Türkiye’yi çevrelemek istediği zaten Doğu Akdeniz’de ki olaylarda görülmektedir.

 

YENİ DÜNYA DÜZENİ oluşurken ABD seçimlerine kadarki süreçte çok dikkatli olunması önemlidir. Satranç hamlelerinin de çok iyi yapılması gerektiren bir süreçten geçilmektedir. Hataya yer olmayan bir noktada olunduğunun herkesin farkında olması gerekir. ABD’de üstlenen Demokrat Globalci Siyonist Para Lobisi ile Cumhuriyetçi Ulusalcı Silah Lobisinin birbirlerini ortadan kaldırmak için hamleler yapmakta olduğunu  ıskalamamak gerekir. ABD seçimi sonlanıncaya kadar bu iki lobi arasındaki mücadelenin dozajının gerek ABD’de gerekse diğer ülkelerde artarak devam edeceği de bir gerçektir.

Eğer ABD seçimlerinde Trump seçilemezse ve iktidara Demokratlar gelirse, YENİ DÜNYA DÜZENİNDE kartların yeniden karılmasına neden olunacağı gibi, bu durumun Türkiye’nin hayrına bir durum doğurmayacağı da bir gerçektir. Bu sebeple ABD seçimlerine kadar gerek bölgemizde gerekse de dünyanın çeşitli yerlerinde bir çok olayla karşılaşılacağına da hazırlıklı olunması gerekmektedir. Başkan Trump’ın hem Cumhuriyetçiler içindeki Globalcilere destek veren Türkiye düşmanları ile hem de Siyonist Globalcilerin partisi olan  Demokratlarla mücadele ettiğinin de göz ardı edilmemesi gerekmektedir. ABD’deki bir Evangelist liderin Trump’ın seçilmemesi için destek verilmemesi gerekliliğini savunmasını da unutmamak gerekir. Evangelistler dindar Protestanlar olarak bilinir ve Haçlı zihniyetine sahiptirler, Müslüman olan Türkiye’ye de düşmandırlar. Siyonistler gibi Büyük Dünya Savaşından (ARMEGEDDON) sonra Mesih’in geleceğine inanırlar! Evangelistler Cumhuriyetçileri destekleyen bir guruptur. Başkan Yardımcısı Mike Pence’in

 koyu bir Evangelist olduğunu da tekrar hatırlatırım. Neden Başkanın azil süreci ile Katolik olan Trump’ı görevden alarak Evangelist  olan Başkan Yardımcısının ABD Başkanı olarak getirmeye çalışıldığını da iyi düşünmek gerekir. Lobilerin  bu mücadelesinde 9 adet ABD başkanlarına suikast girişimi olmuş 3 Başkanını suikast sonucu bu mücadelede ABD kaybetmiştir.

 

ABD’de bulunan bu iki Lobinin uzantılarının gerek Türkiye’de gerekse de dünyanın her ülkesinde veya bölgesinde gerek siyasi arenada gerekse de iş hayatında bulunduğu gerçeğini unutmamak gerekir. Gerek Türkiye’de gerekse de diğer ülkelerde olan siyasi söylemler ve olaylarda bu iki lobinin uzantılarının mücadelesinden kaynaklandığının çok iyi bilinmesi gerekmektedir. Mısır ve Libya’da olduğu gibi! ABD ile Avrupa Birliği ve ABD ile Çin arasındaki mücadele, ABD - İran gerginliği hep bu güçlerin mücadelesinden kaynaklandığını atlamamak gerekir. Bu süreçte lobiler tarafından hamle üstüne hamle yapıldığının farkında olunması gerekir. Türkiye’deki Gezi olayları gibi Fransa’daki sarı yelekliler ve Hong Kong da ki olaylar  da, bu lobiler tarafından organize edilen bir senaryo olduğunu da ıskalamamak gerekir.   

 

Dünyadaki bu kaos ortamının YENİ DÜNYA DÜZENİ oluşuncaya kadar devam edeceği de bir gerçektir. Bu YENİ DÜNYA DÜZENİ için bu iki lobi arasındaki kırılma noktasının da 03. Kasım 2020 ABD seçimleri olduğu görülmektedir.

 

Gerek ABD Başkanının gerekse de ABD’li  Bakanların ve sözcülerin söylemlerine bakıldığı zaman ABD’nin İran’ı masaya çekmeye çalıştığı görülmektedir.

Ama maalesef İran’ın siyasi liderleri ve sorumlu mevkide bulunan kimseler verdikleri demeçlerle kendilerini o kadar bağladılar ve verdikleri demeçlerle kamuoyu oluşturdular ki, bu söylemlerinin karşılığını İran Halkına vermek zorunda  olduklarının farkındadırlar. Bu veriler çerçevesinde bu gerilimin masa başında diyalogla çok zor çözüleceği görülmektedir. İran köklü ve çok ciddi devlet geleneği olan bir ülkedir, siyaseti de iyi bilirler. Bakalım bu gerilimi kendi halkına zarar vermeden nasıl çözecekler? İran’ın ABD’ye karşı yapacakları karşı hamle İran’ın geleceğini ve YENİ DÜNYA DÜZENİNDEKİ yerini de  belirleyecektir.

Ayrıca dünyaya yayılmış Şii milis guruplarını İran kaynaklı bu demeçlerden sonra kontrol altına almanın mümkün olmadığı bir sürece girildiğinin de bilinmesi gerekmektedir. Her hücre kendini özgür hissederek, talimat almadan, kendi dar çerçevesi içinde bağımsız olarak her türlü terör olayına sebebiyet verebilme ihtimallerinin çok yükseldiğinin bilinmesi gerekir.

 

Ayrıca bu arada ABD, evvelden de belirtiğim üzere diğer ülkeler ister kabul etsin ister etmesin kendi hukukunu ve koyduğu kuralları dünyada geçerli olduğunu ifade ederek dikte ettirmeye çalışmaktadır. Buna uymayanlara da gerek ekonomik gerekse de askeri kuvveti doğrultusunda hesap sormaktadır. Tarih tekerrürden ibarettir. Dünyada kim kuvvetli ise onun borusunun öttüğü gerçeğini idrak etmek gerekir. Tabi ki bekaya yönelik hamleler kabul edilemez.

 

Yeni Dünya Düzeni oluşurken kim masada kalırsa veya kalmayı başara bilirse YENİ DÜNYA DÜZENİNDE söz sahibi olacaktır. Winston Churchill’in vasiyetinde belirtiği üzere Türkiye’nin aşırı güçlenmesini istemeyen Türkiye düşmanı odakların Türkiye’yi YENİ DÜNYA DÜZENİ masasından kovma hamlelerine de çok sıklıkla rastlamaktayız. ABD’nin seçim süreci sonuna kadar da Türkiye’ye karşı bu tip hamlelerin Yurt dışı Türkiye düşmanları ve içimizdeki uzantıları tarafından gerek siyasi gerekse de ekonomik olarak ker türlü hamlenin her yönden daha da sertleşerek devam edeceğinin de bilinmesi gerekir. Türkiye’nin YENİ DÜNYA DÜZENİNDE masada olma şansının yüksek olduğu bir gerçektir. Bu şansımızı devam ettire bilmemiz ancak ve ancak bir olarak hep birlikte Türkiye olarak ayakta kalmamıza bağlıdır. Bunun içinde Türkiye’nin bekasını ilgilendiren konularda her yapılan veya yapılmak istenen şeye Yurt dışı Türkiye düşmanları ağzı ile itiraz ederek Türkiye’nin tekerlerinin altına taş koyarak bu işlerin olamayacağının da çok iyi bilinmesi gerekir. “Çarşı her şeye karşı!” sloganları ile olaylar değerlendirilemez ve Türkiye’nin bekası korunamaz! “BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR” lafı boş yere söylenmemiştir.

Şimdi bir ve birlik olma zamanıdır.