Saçmalık silsilesi ile başladı maç.
Kadro dezavantajı varken, fırsat bu fırsat diyen ve en kahraman olmaya soyunan teknik direktör Bülent Uygun, Amerika'yı keşfe çıktı(!) Başakşehir'e karşı.
Bir baktık ki, kırk yılın stoperi Abdennour sol bek, bildiğimiz yerli ve milli sol bek Yasir Subaşı ise sağ bek... Neredeyse alnında sağ bek yazan Miguel Lopes ise stoper; zekâya bak sen breh breh breh...
Deli saçması bile diyemeyeceğim bu dizilişin faturası anında kesildi Kayserispor'a. Hızlı hızlı iki farklı skoru buldu 5 dakikada konuk Başakşehir Kadir Has Stadı'nda... Sonrasında ise sarı-kırmızılı takım hücum bile edemedi neredeyse. Derken yaptığı fahiş hatanın farkına varan Bay Uygun, Abdunnor’u stopere, Yasir'i sol beke, Lopez'i de sağ beke monte ederek, takımı normal seyrine döndürdü. İşte o dakikadan itibaren Kayserispor nefes aldı ve rakibine karşı tavır sergilemeye başladı. Nitekim bir de gol buldu.
Kayserispor golü buldu bulmasına da, Başakşehir’i işin üstüne hiç varmadı. Eminim ki, altyapı ile oynadığı hazırlık maçında bile futbolcular kendilerini daha fazla sıkıyorlar. Baktılar karşıda kadro zafiyeti içinde oynamaya mecali olmayan bir takım, zirvenin güçlü adayı "Ne gerek var, fazla atmayalım... Ayıp olmasın rakibe" dediler.
Zaten 2-1 biten ilk yarının ardından, hemen 3. gol gelince Başakşehir adeta kendi içinde direndi hem Kayserispor'u, hem de kaleci Lung'u üzmemek adına... Aslına bakarsanız, maçın yazılacak bir tarafı yok, siz bakmayın rakibin 4. golü uzatma dakikalarında attığına... İşin özü şu; Kayserispor'da herkes ununu elemiş, eleğini asmış... Takımdakiler beynen malûle ayırmış adeta kendilerini... Şehri terk edip giden oyuncular, ekonomik sıkıntılar, derken orta yerdeki tablo, fotoğraf bu.
Yazık kere yazık...
Evet, Kayserispor maç kaybedebilir, amenna. Ancak yıllardır rakibin bu kadar kolay kazandığı umursamadığı bir takım hüviyetine bürünmemiştik. Hazindir ki o günleri de gördük. Emeği geçenleri buradan teşekkür(!) etmemiz lazım...
Koskoca Kayserispor'un böylesine azabın yaşamasından daha büyük utanç ne olabilir ki?
Bu saatten sonra her şey karanlık...
Karanlıklar aydınlığa çıkar mı; elbette ama bu kafayla imkansız!