Tekden Lisesi tarafından 2.´si düzenlenen 1 Usta 1000 Çırak Konferansı´na konuk olan Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) Rektörü Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu, öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Konferans hakkında bilgiler veren Tekden Lisesi Öğrencilerinden Arda Mert Geldi, ?İlk etkinliğimizde Kemal Tekden´i ağırlamıştık. Öğrencilerimizin, arkadaşlarımızın ve öğretmenlerimizin yararlandığı bir konferans olmuştu. Bugün de AGÜ Rektörü Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu´nu ağırlayacağız. Kendisine merak ettiğimiz sorularımız olacak. Umarım faydalı bir konferans olur? dedi.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Tekden Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Tekden ise okul dışındaki başarılı insanları öğrencilerle buluşturmanın önemine değinerek, ?Bugün çok değerli bir ustamız var. Bu usta-çırak işini şöyle açıklayabilirim, bugün bilim çok gelişmiş bir durumda. Bilim, sanat ve diğer alanlarda çok ileri düzeyde olduğumuzu söyleyebiliriz. Ama bilimi, sanatı hayatımıza ne kadar aksettiriyoruz onda biraz şüphemiz var. Çünkü insanlık çok mutlu değil. Bu mutluluk seviyesine ulaşabilmek için, hayatta çok büyük başarılar elde edebilmek için, çok daha etkin olabilmek için öğrendiklerimizi hayata aksettirmek durumundayız. Hepimiz biliyoruz ki, eğitim sadece okullarda alınmıyor. Hepimiz belki televizyonlardan, internetten sosyal hayattan birçok şey öğreniyorsunuz, hayatınıza geçirmeye çalışıyorsunuz. Faydalı bilim, hikmet derlerdi eskiden. O hikmete ulaşmak için ustalara ihtiyacımız var. Okulumuz dışındaki çeşitli alanlarda başarılar elde etmiş insanlarla sizleri buluşturmak bu yüzden bizim için çok önemli. Nasıl mücadelelerle, ne şartlarda büyük başarılar elde etmiş insanların hayat hikayesini dinlemek inşallah keyifli olacaktır? ifadelerini kullandı. Öğrencilerden projeler de isteyen Tekden, ?Sizlerden bir proje istiyorum, bu ödüllü bir proje olacak. İnşallah 10-15 yıl sonra büyük mevkilere geldiğiniz zaman, elinizde fırsatlar geçtiği zaman sizler ülkemiz ve dünya için neler yapmak istersiniz? Nasıl bir proje yapıp da insanlığın önüne koymak istersiniz. Ayakları yere basan bir tarzda bu projeyi bize sunarsanız aranızdan en başarılı olanları seçerek ödül vereceğiz? şeklinde konuştu.
Konferansa konuk olarak katılan AGÜ Rektörü Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu ise, 3. nesil üniversitelerin edindiği misyonunu anlattı. Eğitim ve araştırma faaliyetlerini topluma fayda üretecek şekilde yapmaya çalıştıklarını dile getiren Sabuncuoğlu, ?Modern üniversitelerin yaklaşık bin yıllık bir geçmişi var. genel olarak üniversitelerin 3 temel misyonu var. Bunlardan birincisi eğitim, ikincisi araştırma, üçüncüsü de topluma katkı. Dünyada ilk kurulan üniversiteler yalnızca eğitime önem vermişler ve bilgileri kendi aralarında paylaşmışlar. Zaman ilerledikçe, 400-500 sene geçtikten sonra insanoğlu fark etmiş ki bilgiyi paylaşmak iyi bir şey fakat yeni bilgiler de üretmek gerekiyor. O yüzden demişler ki ?araştırma yapmamız lazım´. Araştırma misyonu ortaya çıkmış. İlk eğitim ağırlıklı üniversitelere 1. Nesil Üniversiteler ismi verildi. Araştırma boyutunu eğitimle birleştiren, araştırmaya da önem veren üniversitelere de 2. Nesil Üniversite dendi. Bu böyle gitti. 2000´inci yıllarda üniversitelerin unutulmuş olan üçüncü boyutu hatırlandı, o boyutu da toplumsal etki veya katkı boyutu. 3. Nesil üniversite şu anlama geliyor; aslında birinci ve ikinci misyon alanlarını yani eğitim ve araştırma boyutundaki çalışmaları yaparken topluma da etki yapmak, katkı sunmak, fayda üretmek misyonunu üstlenen üniversiteler anlamına geliyor. Biz Abdullah Gül Üniversitesi olarak bir taraftan en seçkin akademik kadromuzla en kaliteli eğitim hizmetini verirken bir taraftan araştırmalarımızı sürdürüyoruz. Ama gerek eğitim faaliyetlerini gerekse araştırma faaliyetlerini topluma fayda üretecek bir şekilde yapmaya çalışıyoruz. O yüzden 3. nesil üniversite, ilklerin öncüsüyüz? diye konuştu.
Üniversiteler olarak dünyayı şekillendirebilecek insanlar yetiştirmek zorunda olduklarının altını çizen Sabuncuoğlu sözlerini şöyle sürdürdü;
?Üniversitelerin misyonu, ?Dünyayı şekillendirebilecek insanlar yetiştirmek zorundayız. Hayal kuran, hayal kurma yetisini teknolojiye, bilim ve sanat üretmeye ve kültürel değişmeye dönüştürebilen insanlar yetiştirmek zorundayız. Şu anki manzaraya baktığımızda üniversitelerin fabrika gibi çok sayıda genci diplomalı birey olarak iş ve sanayi dünyasının önüne attığını görüyoruz. Ama nitelikli ve kaliteli, toplumun ihtiyaç duyduğu insanlar olarak, dünya vatandaşı olarak yetiştirmek zorundayız. Son yıllarda bakıyorum ki bütün dünyada üniversiteler kendilerine topluma katkı üretme noktasında şekillendirerek mezun olduktan sonra topluma gerek bilimsel anlamda gerekse uygulama anlamında fayda üretebilecek insanlar yetiştirme misyonunu üstlendiğini görüyoruz. Ama maalesef bir taraftan da üzüntüyle gözlemliyoruz ki özellikle son 15-20 senede üniversiteler, yüksek öğretim kurumları hatta eğitim kurumlarımız toplumdan koptular. Toplumun ihtiyaçlarına cevap verme noktasından uzaklaştılar.?