Tarih: 20.11.2019 09:27

PANİK ATAĞIN 4 FİZİKSEL BELİRTİSİ

Facebook Twitter Linked-in

Göğüs ağrısı, çarpıntı ve nefes darlığı gibi belirtiler nedeniyle kalp kriziyle karşılaştırılan panik atağın tedavisinde bilişsel davranışçı terapiler etkili oluyor. Memorial Kayseri Hastanesi Psikolojik Danışmanlık Bölümü’nden Uz. Klinik Psk. Hande Taştekin, panik bozukluk ve panik atak hakkında bilgi verdi.

Ataklar nedensiz aniden başlıyor

Aniden ortaya çıkan ve nedeni belli olmayan panik bozukluk genellikle 10 dakika içerisinde gerçekleşen ataklarla en şiddetli düzeye çıkmaktadır. Kişi, bu atakların tekrar edeceğinden duyduğu endişeyle karşı karşıya kalır. Panik atak, ‘korkunç bir şey olacağına dair yüksek ve şiddetli endişe duyma’, ‘dehşete kapılmayla’ kendini belli etmektedir.

Panik atak fiziksel belirtiler ile başlıyor

Panik atak sırasında yaşanılan fiziksel belirtiler kişiyi oldukça rahatsız eder. Bunlar;

  1. Göğüs ağrısı (kalp krizi geçiriliyormuş gibi his), göğüste sıkışma, kalp çarpıntısı.
  2. Ellerde uyuşma, terleme ve karıncalanma ya da üşüme, ürperme ve ateş basması.
  3. Nefes almada zorlanma, yutkunamama, boğulma hissi, mide bulantısı.
  4. Baş dönmesi, titreme, bayılacakmış gibi hissetmek.

 

Teşhis konulmasını sağlayan psikolojik belirtiler önemsenmeli

Panik atak sırasındaki 2 psikolojik belirti ise teşhis konulmasında yardımcı olmaktadır.

 

Zarar verme düşüncesi yalnızlaştırır

Atakların tekrarlanmasına karşı duyulan endişe sonucunda kişi; işe gitme, ev işi yapma, daha önce devam ettiği kurs ve spor gibi etkinliklerini bırakma, yemek yememe, kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunmama gibi davranışlar sergiler. Bu tür atakları yaşayan kişilerin etrafında sürekli onu teselli edecek veya koruyacak birilerinin olmasına dair beklenti de artar. Ataklar sırasında birilerine zarar verebilme endişesinden dolayı yalnızlaşma da seçilebilir. Özellikle kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunmaktan kaçma davranışının sonunda panik atakla birlikte agorafobi de ortaya çıkabilir.  

 

Panik atağa agorafobi eşlik edebilir

Yunancada, pazar yeri anlamına gelen ‘agora’ sözcüğünden türemiş agorafobi, kaçmanın zor olduğu veya kişinin başkalarına karşı mahcup olacağını düşündüğü durumlarda yaşanan kaygıyla kendini belli eder. Agorafobi, kişilerin günlük yaşamında gösterdiği işlevselliği büyük oranda bozmaktadır. Genellikle alışveriş merkezleri, uzun süreli bekleme yerleri, camiler, marketler kişinin gitmek için korku duyduğu yerler haline gelir. Kaçmanın zor olduğu otobüsler, uçaklar, trenler, vapurlar, köprüler ve uzun yolculuklarda kişi için korkutucudur. Bu yüzden evden çıkmamak kişiler için en güvenilir tercih halini alır.

Bilişsel davranışçı terapiler başarı sağlıyor

Panik atak, tedavisi mümkün ve kontrol edilebilecek bir hastalıktır. Panik atak tedavisinde bilişsel davranışçı terapiler tedavide olumlu sonuç vermektedir. Uzman bir psikolog tarafından yapılacak bu terapiler, bir psikiyatri uzmanı tarafından ilaçla da desteklenebilir. Yapılan araştırmalar sonucunda panik bozukluk ve agorafobi tedavisinde bilişsel davranışçı terapilerin % 75-90 oranında etkin bir tedavi olduğu belirlenmiştir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —