Türkiye´ye yönelmiş bulunan Beka Tehdidinin hala ortadan kaldırılmadığını belirten Milliyetçi Hareket Partisi Kayseri Milletvekili Adayı İsmail Özdemir, önümüzdeki süreçte tehditlerin daha fazla artacağını, Türkiye´nin önündeki tek çıkar yolun ise Cumhur İttifakı olduğunu söyledi. Özdemir, ?Milliyetçi Hareket Partisi´nin var olduğu müddetçe bizler Ezanı susturmayacak, bayrağı indirtmeyecek ülkeyi böldürtmeyeceğiz. Çünkü Milliyetçi Hareket dualı bir harekettir? dedi.
24 Haziran Milletvekili Genel seçimleri için gece, gündüz demeden çalışmalarını sürdüren Milliyetçi Hareket Partisi Kayseri 1. Sıra Milletvekili Adayı İsmail Özdemir, Türkmeneli olan Akkışla ile Sarıoğlan İlçelerinde seçmenlerle buluştu.
Milletvekili Adayları ile birlikte Akkışla İlçesi´nde resmi kurumları ziyaret eden Özdemir, yağan yağmur altında esnafları tek tek gezerek dua ve destek istedi. Milletvekili Adayları tek yürekle ?Tanrı Dağı´ndan çıktığımız bu kutlu yolda, Erciyes´in başı dik çocukları olarak Türkmeneli Akkışla´dan haykırıyoruz ; Yemin Olsun Başaracağız.? mesajı verdi.
Daha sonra Sarıoğlan İlçesine geçen Mhp Milletvekili Adayları, burada halkla kucaklaştı, esnaf ziyaretlerinde bulundu. MHP İl Başkanı Serkan Tok ile Milletvekili Adayları, İlçe Teşkilatının düzenlediği iftar programında oruçlarını açtı.
Çalışmalarını iftardan sonra da sürdüren Milletvekili Adayı Özdemir, Belsin´de Büyükşehir Belediyesi´nin Ramazan Tır´ını ziyaret etti. Burada ramazan etkinliğine katılan vatandaşlara hitap eden Özdemir, Türkiye´nin içinde bulunduğu süreci anlatarak tek çarenin Cumhur İttifakı olduğunu belirtti.
Özdemir, " Önümüzde 24 Haziran´da önemli bir seçim var. Bu seçimle birlikte bizle beraber diğer siyasi partilerde sizlerin kapısını çalıyor, sizlerin desteklerini istiyor. Ancak, bu sürece nasıl geldik bu süreci arz etmek istiyorum. Hepimize malum olduğu sürece 15 Temmuz´da ülkemiz bir ihanet yaşadı. Bu ihanet gerçekten tarihin gördüğü en ağır imtihanlardan Türk milletinin geçtiği gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Tabi bu sürece giden zaman içerisinde Türkiye bir çırpıda bu aşamaya gelmedi. Bununla alakalı Milliyetçi Hareket Partisi 3 önemli kırılmanın olduğu noktasında tespiti ve görüşü vardır. Bu üç kırılmadan bir tanesi 11´nci Cumhurbaşkanlığı seçiminde görülmüş ve yaşanmıştır. O zamana kadar Türkiye´nin gündeminde olmayan bir 367 krizi ne hikmetse yaratıldı. 11 Cumhurbaşkanının seçimi noktasında demokrasiye darbe vurma girişimleri vuku buldu. Bir gecede e-muhtıralar yayınlandı. İşte bu şartlar altında Milliyetçi Hareket Partisi düğümü çözebilmek adına kendi Cumhurbaşkanı adayını çıkarmak suretiyle mecliste yer aldı ve 11 Cumhurbaşkanlığı seçimini kazasız belasız en azından demokrasinin sekteye uğramadığı bir ilki gerçekleştirmiş oldu. Akabinde 2014 yılında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçiminde halk tarafından yapılmış olması bir yetki tartışmasını ortaya çıkardı. Bu yetki tartışmasına göre de Cumhurbaşkanı nereye karşı sorumlu olacak, görev yetki alanları nelerdir Türkiye ne yazık ki bir süre bunlarla da meşgul oldu. Son olarak 15 Temmuz gecesi FETÖ eliyle yaşanan ihanet girişiminde de Türkiye gerçekten biriken bu siyasi ağırlığın kurbanı edilmek istendi. O gece bizim tarihimiz açısından milattır. Milliyetçi Hareket Partisi bütün bunları bir bütünsel anlayış çerçevesinde okumuş Türkiye´deki siyasi krizlerin aşılması noktasında hükümet etme sistemindeki bir değişikliğin yaşanması zorunluluğun doğduğunu hissetmiş ve Sayın Genel Başkanımızda bu görüşü dile getirmiş mecliste yapılan çalışmalar ile son olarak 16 Nisan´da Referandumda sizlerin oyundan geçmiş Hükümet sistemindeki değişiklik hayat bulmuştur. Bunun 24 Haziran´da aynı şekilde vücut bulması lazım.
BEKA TEHDİDİ SÜRÜYOR
Tabi bu koşullarda Türkiye hala ne yazık ki normalleşme iklimini yakalayamamıştır. Niye baktığınız vakit Türkiye´ye yönelmiş bulunan Beka Tehdidi hala ortadan kaldırılabilmiş değildir. Suriye´ye bakıyoruz. Ülkemize yöneltilen tehditler doğrultusunda bugün PKK-PYD Terör örgütleri üstelik müttefik dediğimiz ülkeler tarafından binlerce Tıra ulaşan silah yardımları yapılıyor. Bu terör örgütü doğrudan Türkiye´nin müttefiki olduğu iddia edilen ülkelerce koruma altına alınmıştır. Bu ülkeler ABD, Fransa ve İngiltere Suriye´nin bir bölgesinde kimyasal silah kullanıldığı iddiasıyla rejime yönelik bir saldırı gerçekleştirdi ve bu saldırının hemen sonrasında da Suriye´deki askeri varlıklarını artırmaya başladı. Bu ülkelerin askeri varlıkları mevcut aşamada doğrudan Türkiye´nin sınırlarının olduğu bölgelerde vuku buluyor. Yani bu ülkeler Suriye´den çekileceğiz derken diğer taraftan Suriye´de daha fazla asker konuşlandırıyor ve asker konuşlandırdıkları bölgelerde de bir bakıma PKK-PYD Terör örgütünü koruma altına alırken Türkiye yönelik terör tehdidin beslenmesine yol açıyorlar. Tabi böylesine bir süreç içesinde diğer bazı ülkelerde boş durmuyor. Örneğin Suudi Arabistanla beraber Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi bazı arap ülkelerinde Suriye´ye asker konuşlandırması ve bu askerlerin de ABD´nin güdümünde ABD ile aynı ortak stratejiyi esas alan bir anlayışla uygulamaya koyacağını ifade ediyor. Bütün bunlar Türkiye´ye yönelmiş olan tehditlerin eskisine nazaran daha da fazla arttığı gerçeğini bizlere yansıtıyor. Tabi bölgemizde de önemli gelişmeler olduğunu ifade etmemiz lazım. Örneğin İran´da bulunan bir Nükleer anlaşma var. Birleşmiş Milletlerin 5 daimi üyesi İran´la oturdular konuştular ve İran´ın nükleer faaliyetlerine kısıtlama getirdiler. İran´da bu faaliyetlere bu kısıtlama şartlarına uyacağını ifade etti. Ancak ne hikmetse ABD´nin yeni seçilen başkanı İran´a yönelik bu anlaşmadan çekildiğini duyurdu ve İran´a yeni bir ambargo sürecinin başlatılacağını ifade etti. Bu ambargo sürecinde İran´la ticaret yapan diğer ülkeler de olacağı ifade ediliyor. Türkiye´nin bu gelişmelerden etkilenmemesi söz konusu değildir. Diğer yandan Yemen´e bakıyorsunuz. Yemen´deki Müslümanlar iç savaşın eşiğinde ağır koşullarda yaşıyorlar. Lübnan´da benzer bir süreç işletiliyor. Irak´ta hala sular durulmuş değil. Özellikle Irak´ta yaşayan Türkmenlerin haklarının gasp edildiği süreç yapılan son yerel seçimlerde kendisini birkez daha gösterdi. Suriye´nin durumu ortadadır. Bölgeyi konuşurken Doğu Akdeniz ve Kıbrıs Adası etrafında da önemli askeri hareketliliklerin olduğunu biz müşade ediyoruz. Bütün bunlara dikkat edin Türkiye´nin etrafının çevrildiği bütün alanlarda yaşanan gelişmelerdir ve her birisi kendi anlam itibariyle Türkiye´de dönen malum tehditlerin önümüzdeki süreçte daha da fazla artacağı sonucunu ortaya çıkarmaktadır.
TEK ÇIKAR YOL CUMHUR İTTİFAKI
İşte bu şartlar altında mutlak suretle Türkiye´nin önündeki tek çıkar yol Cumhur İttifakı´dır, Cumhurun İttifakıdır. Sizin aklınızdan, vicdanınızdan doğan ittifaktır. Çünkü biz ittifakı oluştururken 7 Ağustos´ta var olan o anlamlı ruha sadık hareket ettik. Milliyetçi Hareket Partisi milletinin sesine kulak vermiştir. Sayın Genel Başkanımız milletinin vicdanıyla hareket etmiş milletine sadık davranmıştır.
Bu çerçevede de önümüzdeki tek çıkar yol Türkiye´nin kurtuluşu için Cumhur İttifakına destek vermektir. Cumhur İttifakında MHP´nin 2 ana görüşü vardır. Birinci ana görüşümüz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan´ın Milliyetçi Hareket Partisi´nin de Cumhurbaşkanı adayı olduğu gerçeği ve kabulüdür.
MHP ERDOĞAN´I YALNIZ BIRAKMAYACAK
Sayın Cumhurbaşkanı başta FETÖ ile olan mücadele Türkiye yönelmiş bulunan tehditlerin bertaraf edilmesi noktasında çok açık yüreklilikle söylüyorum Hayatını ortaya koymuş bir isimdir. Dolayısıyla önce ülkem ve milletim anlayışıyla hareket eden Milliyetçi Hareket Partisi Sayın Recep Tayyip Erdoğan´ı yalnız bırakmayacak yeni hükümet sisteminin hayata geçmesiyle beraber 1000 yıllık yeni diriliş destanımızın yazılması noktasında kendisini destekleyecektir.
MİLLİYETÇİ HAREKET DUALI BİR HAREKETTİR
Bu süreç bu süreç mecliste siyasi partilerin kendi adına çalıştığı bir süreçte olacaktır. Sayın Genel Başkanımızın ifadeleriyle Milliyetçi Hareket Partisi bu şartlarda başarılı bir denge ve denetleme faaliyetini icra etmek üzere oylarınıza taliptir. Çünkü MHP var olduğu müddetçe Milliyetçi Hareket Partisi´nin kadroları ayakta olduğu müddetçe ALLAH ülkücü harekete imkan verdiği müddetçe bizler Ezanı susturmayacak, bayrağı indirtmeyecek ülkeyi böldürtmeyeceğiz. Bu anlamda da sizlerin önce dualarınıza dua çok önemli Çünkü Milliyetçi Hareket dualı bir harekettir. Siyaseten bizim öncelikli muradımız Allah´ın rızasına inşallah mazhar olmaktır. Bu anlamda sizin dualarınıza talip olduğumuzu ifade etmek isteriz ve sonrasında da bu duanın sandıklarda da bizlerle beraber olduğunu görmek isteriz. Bu çerçevede sizlerden Milliyetçi Hareket Partisi´nin çok değerli kadroları için destek de oy da istiyoruz. Bu anlamda da şüphemizin olmadığını ifade etmek isterim.
Kim neyi hesap ederse etsin, hangi şer odakları hangi planları kurarsa kursun asla bir mevzu unutulmamalıdır. Alemde şer bitmezse işte Oğuz nesli burada Oğuzda da yiğit tükenmeyecektir. ?