Amaçlarının, yaşanılan olumsuzlukları haykırmak, taleplerini dile getirmek, görmeyen gözleri, işitmeyen kulakları açmak ve uyarmak olduğunu belirtti.
Sendikalı işçilerin, örgütsüz işçilerin, taşeron işçilerinin, işsizlerin hedefi yapılmak istendiğini ifade eden İdris Güven, Sendikalar ve sendikacılar baskı altında tutulmaya çalışılıyor. Toplu sözleşme ile aldığımız ücret zammı vergi artışını karşılamaz oldu. Yılın başında aldığımız net ücret birkaç ay sonra düşmeye başladı. Asgari ücretli bile net ücretini koruyamıyor. Buna karşılık zengin vergisi düşürüldü. Emekçiler, sermayenin aşırı kar hırsı yüzünden iş yerlerinde, iş kazası denilerek iş cinayetine maruz bırakılıyor. İşçi katliamı yaşanıyor. İşin gereğidir deniliyor. Sosyal devlet uygulamaları ortadan kaldırılmaya, unutturulmaya çalışılıyor. Örgütlü toplum yok edilmek isteniyor. İşçilerin hak alma mücadelesinden etkin silahların başında gelen grev hakkı bakanlar kurulu kararıyla ortadan kaldırılıyor. Fiilen uygulanamaz duruma getiriliyor dedi.
Güven, Kıdem tazminatı hakkının ortadan kaldırılması niyetinin ısıtılıp ısıtılıp işçinin karşısına çıkartılıyor. Kıdem tazminatı yaklaşık 80 yıllık bir uygulama. Kıdem tazminatı hakkı bıçağın kemiğe dayandığı son noktadır. Kıdem tazminatı, yalnızca çalışan işçiyi değil, o emek ile geçinen işçi ailesini de ilgilendiren bir müessesedir. Ödemesi sonraya bırakılmış ücretin parçasıdır. Kızımızın gelinliği, oğlumuzun damatlığıdır. Geleceğimizin umudu ve güvencesidir. Kıdem tazminatı, işçi sınıfına, gelecek nesillere devredilmek üzere emanet edilen bir haktır. Kimse, ama hiç kimse bu hakka el uzatmaya kalkışmasın. Buradan haykırdığımız bu kararlılık dalga dalga tüm işyerlerinde yankılanacak. İşçi sınıfı ve örgütlü gücü, gündeme getirilmek istenen, hak kayıplarına yol açacak hiçbir düzenlemeyi kabul etmeyecektir ifadelerine yer verdi.
Haber: Berna Utaş Utangan