Kayseri sizi çok seviyor, bu sevginin nedeni nedir?
Bu şehirde büyümüş, gelişmiş, okumuş, çalışmış birisiyim. Gerek sivil toplum örgütlerinde, gerekse siyasi olarak yapmış olduğum hizmetler boyunca kamuoyuna mâl olmuş birisiyim. İster istemez insanlarla iç içe oldum. Kimisinin doktor ağabeyiyim, kimisinin doktor amcasıyım, kimisinin kardeşiyim İnsanlarda böyle bir anlayış hâkim. Sevincinde bir olmuşum, tasasına bir olmuşum, cenazesinde, düğününde birlikte olmuşum. Yani topluma mâl olmuşum. İster istemez bunlar bizim elimizde olmayarak, bir birikim oluşturuyor ve sevgiye dönüşüyor.
İNSANLARA HİÇBİR ZAMAN DOĞDUĞU YERE GÖRE DAVRANMADIM
İnsanlara hizmet ederseniz insanlar kadirşinastır, inkâr etmezler. Teşekkür ederler. Cenabı Allah sever sevdirir. Bizi sevin demekle kimse sevmez. İnsanların gönüllerine taht kurmak, insanları hor görmemek, küçümsememek, kılığına, kıyafetine, yaşantısına, servetine göre davranmamak, doğduğu yere göre davranmamak gerekir. İnsanların ne doğduğu yeri seçmek, ne de anne ve babasını seçmek gibi bir şansı var. Böyle bir yetkisi yok. Öyleyse gönül kazanmak politikası inancımızın, kültürümüzün gereği. İnsanların gönlünü kazanırsanız Cenabı Allah'ta sizi sevdirir. Gönüllere taht kurdurur.
HİÇ BİR ZAMAN HESAP ADAMI OLMADIM!
Ben talebelik yıllarımdan beri, hiç bir zaman bir hesap adamı olmadım. Hiçbir zaman bir yere geleyim anlayışıyla hareket etmedim. Çalıştım, didindim, okudum Bir noktaya gelmişsem ki bunlar benim için fasa fiso, boş şeyler. Bir noktaya gelmişsem, bu bir hesapla değil hasbi olarak gerçekleşti. Biz Allah rızası için hareket ettik. Cenabı Allah, belki de hiçbir zaman aklımızın ucundan geçmeyecek yerleri bize lütfetti. Kayserili hemşerilerimizde bize teveccüh etti. Onların bu teveccühüne layık olma noktasında da biz gayret gösterdik. Biz yaptığımız her işi doğru olduğuna inanarak yaptık. Ama başkaları kendi çerçevesinden bakmak suretiyle başka türlü değerlendirebilir. Bu da onların takdiridir.
HER YAŞANTI TARZINA SAYGI DUYARIM
Ben her görüşe saygı duyarım. Her yaşantı tarzına saygı duyarım. Bunlar bir çeşitliliktir. Bunlar bir zenginliktir. Önemli olan doğru yaşamayı, güzel yaşamayı, örnek yaşamayı, örnek davranmayı sağlamaktır. Bunları hep beraber biz sağlamalıyız. Benim sözden çok, yaşantı tarzım, felsefem örnek olmuştur. Ben; başkalarına akıl vermekten çok kendi hayatımda nasıl güzel yaşarım, davranırımına dikkat ettim. Gerek iş, gerek aile, gerek meslek hayatımda hep bunu yapmaya gayret gösterdim. Allah'a şükürler olsun bugüne kadar bir yanlış yapmadığım kanaatindeyim. Bugüne kadar yaptığım her işi kendi penceremden, insanlık penceresinden ve Hakk penceresinden bakarak yaptım. Başkaları başka türlü davranır, başka sözler sarf eder Kem söz sahibine aittir. Ben bunların hiç birinin üzerinde de durmam. Önüme ve işime bakarım. Bana verilen yetki ve sorumluluğu en iyi şekliyle hayata nasıl geçiririm kaygısıyla bir anlayışın sahibiyim. Belki bu yüzden beni seviyorlardır. Sevgi de Allah rızası için olursa bir anlam kazanır. Yani riya dediğimiz yüzünüze karşı sizi sevdiğini söyleyenden çok, gıyabımıza dua ederek, bizim başarımız için, insanlara hizmetimiz için, kendini bilmezlerle mücadele etmemiz için dua eden dostlarımızın sevgisi bizim için önemli.
Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Mustafa Çelik seçildi, ancak kamuoyu sizin isminizi telaffuz ediyordu. Bu konuda neler söylersiniz?
Ben söylenen hiçbir kötü söze aldırmam, üzerinde durmam. Son dönemde malum bir seçim yaşandı. Bununla ilgili de benim bir tavrım, tarzım olamaz. Biz buradan Ankara'ya davet edildik, değerlendirildik, sonuç çıktı. Bununla ilgili de bize yakışan seçilen kardeşimizi kucaklamaktır, başarısını kutlamaktır. Seçilen Mustafa kardeşimiz başarılı olduğunda şehrimiz başarılı olacaktır, şehrimiz kazanacaktır, hepimiz kazanacağız. Sonra biz birlikte bir anlam ifade ederiz bireysel olarak Melikgazi, bireysel olarak Kocasinan, bireysel olarak Büyükşehir bir anlam ifade etmez. Yapılan tüm güzellikler birlikte yapıldı. Yoksa tek başına ben yaptım mantığıyla söylerseniz o hem inandırıcı olmaz, hem de kamuoyunda yankı bulmaz. Biz birlikteyken bir mana ifade ederiz.
Seçimlerde sandıktan bir boş oy çıktı ve sizin attığız söyledi. Bu sizi üzdü mü?
Son seçimlerde orada çıkan boş oyu bile bana mâl edecek şekilde sözler sarf edildi. Ben gurup kararına uymayacak kadar karaktersiz bir insan değilim. Benim böyle bir hesabım olmaz. İsim belirlendikten sonra, her şey orada biter. Bize yakışan kenetlenmek, birbirimize sahip çıkmak, alınan karara saygı duymak, onu uygulamak. Onun dışında, bizim kafamızı karıştırmak, toplumun kafasını karıştırmak, grubumuza sıkıntı çıkarmak amacıyla davranan insanlar olabilir. O da demek ki teşkilatta tam yeterli eğitilememiş.
Yine Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde AK Parti 2 fire verdi
Kim verdi, niye verdi onu ben bilemiyorum. Ama bunun şık olmadığını, doğru olmadığını söyleyebilirim. Özelliklede benim gibi bir insanın, bunu yapacak kadar karaktersiz olmadığımı herkes bilir.Bunu ben yapsam kendimi karaktersiz olarak addederim. Bu açıdan ben bunlara tenezzül edecek bir yapıda, karakterde bir insan değilim.
Bir gönül kırıklığınız var mı? Toplum da sizi orada görmek istiyordu.
Kesinlikle bir gönül kırıklığım yok. Beklenti o doğrultuda olabilir. O yeni başkan seçilene kadar olan ki beklenti. Seçildikten sonra bununla ilgili hiçbir hesabımız, kitabımız, konuşmamız, üzerinde söz sarf etmemiz, hem doğru hem de şık olmaz. İş bitmiştir artık. Alınan bir istişare kararı var, ben ona uyarım. Ben kamuoyuna mâl olduğum için ister istemez toplum o görevi bana layık görüyor olabilir. Ama bunu seçecek olan toplum değil, seçecek olan belediye meclis üyeleri kardeşlerimiz. İstişareler sonucu teşkilatımızın yaptığı, burada Başbakanımızın, ilgili genel başkan yardımcılarımızın yapmış olduğu çalışmalar sonrasında bir değerlendirme sonrası ortaya çıkmış bir sonuç var. Hayırlı uğurlu olsun.
BULUNDUĞUN YERİN HAKKINI VERECEKSİN
Ben şuna inanırım, bulunduğun yerin hakkını vereceksin. Sen bulunduğun yerden sorumlusun. Bunun hesabını da öyle vereceksin. Hem Allah katında hem de kulları nazarında. Sorumlu olmadığın yerlerle ilgili kendi kendini de yıpratmaya gerek yok, başkalarının üzerine söz sarf etmesine fırsat vermenize gerek yok. Allah'ta sormayacak. Bana Melikgazi'yi soracak, ben Melikgazi'de yaptığım icraatlardan sorumlu olacağım. Hem kamuya karşı hem de Mevla'ya karşı. Biz işin tabiî ki kamuoyuna verilecek hesaptan öte Mevla'ya verilecek hesabı da düşünen ve düşünmek zorunda olan bir inancın kültürün bir eğilimin sahibiyiz. Ben böyle düşünür, böyle inanırım. Benim için o konu kapanmıştır. Benim gündemimde yoktur. Gündeme getiren kamuoyu. Kamuoyunun gündeme getirmesi sonrasında da Genel Merkez bir değerlendirme yaptı. Böyle uygun gördüler. Saygıyla karşılıyorum. Mustafa kardeşimizi kucaklıyorum. Hayırlı uğurlu olsun diyorum. Üzerimize ne düşüyorsa bu anlamda biz her türlü desteği vereceğimize söz veriyoruz. Çünkü biz en büyük metropol ilçenin sorumlusuyuz şu anda. Hizmetkarıyım. Burası sıkıntıya girerse şehir sıkıntıya girer. Melikgazi; Kayseri'nin belkemiği, kalbi. Şu anda adrese dayalı nüfus sistemine göre 537 bin nüfus bizden hizmet bekliyor. Bizden daha güzel çalışmalar yapma, Melikgazi'mizi daha da cazibe merkezi yapma, daha iyi duruma getirmeyi bekliyor. Ben onlara bakarım. O sorumluluk içerisindeyim. Burada her kademedeki kardeşimle el ele bu çalışmaları sürdürüyorum.
Melikgazi Belediyesi bir okul gibi, tüm belediyelere personel yetiştiriyor
Melikgazi bir okuldur. Kocasinan'a elemanlar verdik, orada başkan yardımcısı oldu, müdür oldu. Aynı şekilde Talas'a, Büyükşehir'e her türlü personel konusunda desteğimizi verdik. Şu anda iki kardeşimizi üniversiteden istediler, orada öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Bu, burada bir birikim olduğunun göstergesi. Buradaki kaliteyi gösteriyor. Burada ki potansiyeli gösteriyor. Burası hizmetin odağı. Bunlar beni keyiflendiriyor. Ben şu olmuşum, bu olmuşum değil. Ben kardeşlerime açık çek olarak sunuyorum yüksek lisans ya da doktora yapmak isteyen varsa gelsin sırtıma bassın. Ben onu kucaklarım, ona her türlü desteği veririm. Maddi ve manevi onun daha iyi konumda olmasına destek olurum. Niye, çünkü o kazanırsa ben kazanırım. Belediyem, şehrim, Türkiye'm kazanacak. Biz bu kaygıları güdüyoruz.
Gazetelerde de sizin için olumsuz sözler sarf ettiler, bu konuda neler söylersiniz?
Dedikodulara kulağımızı kapadık. Herkes yazar çizer konuşur. Saygı duyarız. Ama önemli olan doğru olanı yazmak. Biz uzakta değiliz. Bir telefona açıp ya da bir görüşme yapalım. Sonrasında değerlendirsinler. Benim için de başkası için de geçerli olanı o. Bu manada benim ara sıra sitemlerim olur ama neden yazdın da demem. Teşekkür ederim, kamu denetimi yapıyor derim. Eğer benim bir eksiğim varsa onu düzeltmeye çalışırım. Benim tavrımda, yapım da bu.
Bir Allah dostu öğrencileri arasında birini çok severmiş. Diğerleri de onu biraz kıskanırmış. Bunu da hissettiği için bir sınav yapmış. Her öğrencisine sana kötülük yapana ne yaparsın diye sormuş, teker teker. Öğrencilerde iyilik yaparım demiş. Tekrar sormuş yine iyilik yaparım demişler. Bir daha sorunca kötülük yaparım demiş. O sevdiği öğrenci de bin kere de bana kötülük yapsa ben her seferinde iyilik yaparım demiş. Çünkü kötülük nasıl yapılır bilmem demiş. Biz bu terbiyede büyüdük. Ben ihtiyacı olan bir insan değilim. Mesleğim var, ben nöroloji uzmanıyım.
Doktorluk mesleğini hiç mi yapmıyorsunuz?
Bu mümkün değil. Bu bir kere etik olarak doğru değil. İş ahlakı açısından yanlış. Ben Melikgazi Belediye Başkanıyım. Bu makamın sorumluluk duygusu ile hareket ediyorum. Diğerinde rant var. Aksi bir tutumda düşünseydim benim burada hastaneler zincirim olurdu. Siyasete yaklaşık 20 yıl önce bulaşmış birisi olarak, doğru hareket etmeseydim, buraları bir rant merkezi olarak görseydim hastaneler zincirim olurdu. Ama Allah'a şükür benim felsefemde o yok. Biz insanlığa hizmet etmenin, biz insanların duasını almanın kaygısını güdüyoruz. Haram ve helal duygusuyla. Ne nefsimizde ne de yaşantımızda kimse bunun aksini iddia edemez. İnsanlar bazı şeyleri yanlış algılamış olabilir ama biz kendimizden eminiz.
Oylarınızı her seçimde giderek artırdınız. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Hakikaten ben il başkanı olarak başladığımda horlandığımız, dışlandığımız, parti olarak tasnif edilmediğimiz dönemler oldu. Şimdi Allah bize lütfetti, biz doğruyu paylaştık, güzeli paylaştık. Kayserili hemşerilerimize hep doğruyu anlattık. Bu anlayış içerisinde insanlar da elbette bizim sözümüze itibar etti. Daha sonra icraatlar ortaya çıkınca da, icraatlarda da bizim doğruları paylaşıp doğruları yaptığımızı görünce daha da geniş kitleler sahip çıktı. Benim felsefemde bir başkasının eksikliğine dayalı siyaset mantığı yok. A partisinin, B partisinin veya A şahsının, B şahsının eksiklikleri bana bir katkı sağlamaz. Önemli olan bendeki güzellik, bendeki davranış tarzıdır. Eksiklik arıyorsam, ayıp arıyorsam önce kendi ayıbıma kendi eksikliklerime bakarım. Varsa onu telafi etmeliyim. Yaşantımızla, sözlerimizle, tavrımızla, tarzımızla örnek olmalıyız. Ben bunun kaygısını güderim. İnanıyorum ki, gerek milletvekilliği dönemi, gerek belediye başkanlığı dönemi, gerek il başkanlığı dönemi hep bize güzellikler, yükselmek için basamaklar sundu. Bakın bu seçim öncesinde takdir edersiniz aday koymamaya çalıştılar beni. Nasip oldu aday olduk. Nasip oldu seçildik. Yani herhalde Kayseri'de yüksek oyları Allah bize nasip etti. Yüzde 60 oranındaydı. Yani yüzde 70'leri de gördük 60'ları da. Hepsi nasip oldu. Mesele o da değil. Rakam meselesi de değil. Onlar bize gurur, kibir vermez. Onlar bize sorumluluk duygusuyla hareket etmemizi sağlar. Onlar bize bundan sonra daha çok insanı kucaklamayı çağrıştırır. Önemli olan bana oy verenden çok, oy vermediğini zannettiğim kesimin, kardeşlerimin gönlünü kazanacak bir tavrımın, yaşantımın olmadığını sorgulamayı bana getirir. Kamuoyuna çıksanız memnuniyet açısından oranlar çok yüksek. Ama oy nazarından düşünüldüğünde o orandan aşağı oy var ise o aradaki farkı niye kazanamamışım, niye oya dönüştürememişim ben nefsime bunu sorgularım. Çünkü demek ki ya kendimi iyi ifade edemedim, ya icraatlarımı ulaştırma konusunda eksiğim var, ya da yanlış lanse edildim, yanlış takdir edildim. Orada dikkat etmem gereken bir şey var. Ben bunları yorumlarım. Oy oranının yüksek olması sorumluluk duygusunu getirir. Ben olaya öyle bakıyorum. Ben bunu bir sorumluluk duygusu olarak görüyorum. Kayserili hemşerilerimize layık olma yolunda şimdiye kadar hizmet ettik şimdiden sonra da hizmet ederiz. Önemli olan bulunduğumuz yerin hakkını vermek.
Melikgazi'de Ak Parti değil de Memduh Büyükkılıç ön planda. Yine Büyükşehir'de de Özhaseki öyleydi. Bunu da yine hizmetlerinize mi bağlıyorsunuz?
Biz Ak Parti olmadan bir mana ifade etmeyiz. Yani içinde bulunduğumuz siyasi parti olmadan. Biz siyasi partimizin vitrinindeki isimiz. Elbette bu isimler önemli. Sürükleyici ve ön plana çıkmış isimler. Ama ben Melikgazi'de çalışan tüm kardeşlerimiz adına vitrinde görünen bir isimim. Melikgazi'de çalışan her kardeşimin bunda katkısı var. Hepsinin emeği var, alın teri var. Ben onlara minnet duyuyorum, dua ediyorum, teşekkür ediyorum. Çünkü bizi alnımızın akıyla, bu şehirde Melikgazi'yi temsil etmemize fırsat verdikleri için. Kimse nefsinde bir şey aramamalı. Memduh Büyükkılıç'ın ismi çok önemli, ön planda, bağımsız otursa kazanır gibi şeyler düşünmeyelim. Teşkilatlarımız olmazsa biz bir mana ifade etmeyiz. Biz bir aileyiz. Başta genel başkanımız olmak üzere, başta partimizin kurucusu, büyüğümüz, cumhurbaşkanımız olmak üzere biz bir aileyiz. Birlikte bir mana ifade ederiz. O açıdan bizim belki nefsimiz, ismimiz ön plana çıkıyor gibi görünüyor ama biz hep birlikte bir aileyiz. İsmimin çok ön plana çıktığı görüşünüze saygı duyuyorum. İnşallah ona layık oluruz. Ama ismimizin değil, teşkilatımızın, partimizin ön plana çıkarılmasının daha doğru olduğu kanaatindeyim.
Projeler
Melikgazi benim belediye başkanlığım dönemimde dahil olmak üzere iyi gelişen, iyi bir konuma gelmiş durumda. Bir cazibe merkezi oldu, yaşanılır bir yer oldu. Melikgazi bu şehrin en önemli konum ve güzelliklerine sahip. Sanayisiyle, bağ ve sayfiye alanlarıyla, üniversiteleriyle, ticaret merkezleriyle, yaşam merkezleriyle, tarihi yapılarıyla olmazsa olmaz konuma geldi. Ben mahallelere gittiğimde vatandaşların bizden sordukları artık yoldu, kanaldı, park bahçeydi, kaldırımdı Artık böyle talepleri yok. Çünkü bunların tamamına yakını hayata geçirildi. Elbette ufak tefek eksiklikler olabilir, elbette yeni gelişen mahallelerimizde oluşan sürece bağlı eksiklerimiz olabilir. Bunların dışında vatandaşlar bizden sosyal alanda yapılacak hizmetler bekliyor. Şu an 20 mahallemizde, her kesime hitap ettiğimiz sosyal tesisimiz var. Ama vatandaş artık hizmeti ayağına istiyor. Benim semtime demiyor, benim mahalleme de böyle bir hizmet gelsin diyor. Bizde bu anlayış içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sosyal alanda, sportif alanda, eğitim ve kültürel alanda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Gönüllere yer etme adına bu çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunun yanında fiziki güzellikleri elbette 6306 sayılı hükümetimizin çıkartmış olduğu Kentsel Dönüşüm noktasında ki çalışmalarıyla ilgili de bazı projelerimiz var. Şehrimizin helmen yanı başında 40-50 yıllık geçmişi olan depreme dayanıklılık açısından beklediğimiz performansı sergilemeyen, insani ve yaşam tarzı açısından da gençlerimizin anneleriniz ve babalarımız belki kanıksamıştır, onu hoş görüyordur ama gençlerimizin de daha bir olumlu, daha keyifli daha fiziki şartlarda yaşayacağı mekânları arzu ettiğini biliyoruz. Bizde bu kaygıyla hem, her ne kadar Kayseri 3. Deprem kuşağı olsa da, diyoruz ki bu 40-50 yıllık yapıların artık yenilenmesi hükümetimizin de çıkarttığı imkanlardan istifade ederek kentsel dönüşümü hızlandırmalıyız diyoruz. Vatandaş kendisi de yapalım diyor. Ancak belediye yol gösterici bu konumda, gerek danışma gerekse uygulama bağlamında sorumlulukları alıyoruz. Bizim felsefemiz