Türkiye´de şeker hastalığının 12 yıldan bu yana yüzde yüz arttığına dikkat çeken Acıbadem Kayseri Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yalçın Ünlü, her yüz kişiden 13´ünün şeker hastası olduğunu söyledi.
Tıp dilinde ?prediyabet´, halk arasında da ?gizli şeker´ olarak tanımlanan hastalıktan çoğu vatandaşın muzdarip olduğunu belirten Dr. Yalçın Ünlü, ?Gizli şeker, şeker hastalığına aday kişiler anlamına gelir. Ama hastalarımızın birçoğu bundan habersizdir? dedi.
Gizli şekerin tedavi edilmemesi durumunda yaklaşık 10 yıl sonra şeker hastalığına dönüştüğünü dile getiren Dr. Ünlü, "Eğer erken teşhis konulursa 3 hastadan 2´si tedavi edilebiliyor. Eğer bu süre zarfında tedavi edilmezse hastalarda kalp krizi riski 1,5 kat daha fazla artmaktadır. Kesin şeker ortaya çıktıktan sonra ise kalp ve kalp damar hastalıkları krizi ihtimali 3-4 kat kadar artmaktadır. O nedenle bu hastalara mutlaka zamanında teşhis konmalı, yaşam tarzı değişikliği dediğimiz bilinçli, düzenli beslenme öğretilmeli, yine bu hastaların günlük yarım saat kadar düzenli yürüyüş veya egzersiz yapmaları, fazla kiloları var ise vermeli gerekmektedir? diye konuştu.
Kadınlarda daha çok görülüyor
Gizli şeker hastalarında önce açlık kan şekeri oranlarının bozulduğunu söyleyen Dr. Ünlü, sözlerini şöyle sürdürdü:
?100 ile 125 arasındaki açlık şeker değerleri gizli şeker anlamına gelir. Diğer bir kriter ise, şeker yükleme testi yapılan hastalarda ikinci saatten itibaren şeker değeri 140 ile 199 arasında kalmasıdır, bu hastalar da yine gizli şeker hastalarıdır. 200 ve üzerindeki değerlere de kesin şeker hastası diyoruz. Gizli şeker hastalarında en sık görülen belirtiler; ağız kuruluğu, çok su içme ve gece sık sık idrara çıkma ihtiyacı, yemeklerden sonra eş ve ayaklarında yanma, karıncalanma, ateş basması, kafa ve boyunda genellikle geceleri artan aşırı terleme, ani açlık hisleri ve ani tatlı istekleri, asabiyet nöbetleri, zor kilo verme ya da hızlı kilo alıp verme ile bazı hastalarda depresyon olarak sayılabilir.?
Dr. Ünlü, gizli şeker hastalığının daha çok obezlerde, aile öyküsü olanlarda ve kilo alımının daha sık olması nedeniyle kadınlarda görüldüğünü sözlerine ekledi.