Devletin belirli düzeyinde görev yapmak elbette ki zordur. Düşünsenize her gün makamınıza onlarca kişi gelecek, sizinle görüşmek isteyecek, yardım talebinde bulunacak. Elbette belki hepsini aynı gün ve zaman içerisinde dinlemek mümkün olmasa da illa ki göreviniz icabı geri dönmek zorundasınız. Vicdanınız, makamınız, şartlarınız doğrultusunda yardımcı olmanız gerekir. Lakin bu yardımları yaparken de karşınızdakini iyi analiz etmelisiniz. Belki nadiren de olsa bu makamları kötü kullanmak içinde gelenler olacak size. Bu haftaki konuğumuz Melikgazi Kaymakamı Erkaya Yırık. Gün içerisinde neler yaptığı, vatandaşların istekleri ve görevi üzerine çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Gelin hep beraber okuyalım?
Biraz kendinizden bahseder misiniz?
1968 Aksaray doğumluyum. 1994 yılında mülk idare amirliğine Niğde Kaymakam adayı olarak başladım. 23 yıldır görevimin başındayım. 10. Görev yerim Kayseri. Bundan önceki görev yerlerim Güneydoğu, Anadolu, Karadeniz gibi bölgelerde görev yaptım. Bu süre zarfında milletimizin bölünmez bütünlüğünü, vatandaşımızın refahını, Ülkemizin birlik ve bütünlüğünü korumak ve daha ileriye götürmek için projeler ve çalışmalar yaptık. Son üç yıldır da Melikgazi Kaymakamı olarak görev yapıyorum. Buraya ise Mardin Kızıltepe Kaymakamlığından geldim. Mülk idare amiri olmaktan büyük keyif duyuyorum.
Makamınızda olmadığınız zamanlarınızda nasıl vakit geçiririsiniz?
Mülk idare amirlerinin genelde özel zamanları olmuyor. Bazı kamu hizmetleri devletin gerek temsil, gerekse kamu hizmetlerinde icrai faaliyetleri belirli zamanımızı alıyor. Dolayası ile bizim çokta özele zamanımız kalmıyor. Basın mensubu olmanızdan mütevellit sizde biliyorsunuz ki hafta sonları filan program oluyor. Onun içinde hafta sonları da çalışıyoruz. Ama elbette işimizden hiçbir şekilde şikâyetimiz yok, buradaki süreyi bu koltukta otururken boşuna geçirmemek en büyük amacımız.
Göreve geldikten sonra ne gibi çalışmalarınız oldu?
Kayseri malumunuz büyükşehir belediyesi imarında. Dolayısıyla merkezde bir ilçe olması sebebiyle hafsaya dönük çoğu imkânsızlık ve talepler söz konusu değil. Belirli bir oturmuşluk ve kurguda bir düzenlilik söz konusu. Taşradaki ilçeden daha farklı bir pozisyon var Melikgazi´de. Kamu kurum ve kuruluşlarında hizmetler ve çalışmalar belirli bir olgunluk düzeyinde oturmuş. Belediye başkanımız olsun, kamu görevlileri de işlerini iyi yapan arkadaşlarımız. Melikgazi o devlet kültürünü adabını almış bir ilçe. Çok zor bir işimiz yok diyebilirim.
Daha önce Kayserili bir vatandaşımızın borcunu ödediğinizi okuduk hepimiz. Bu gibi talepler ile size çok müracaat eden oluyor mu?
Kesinlikle tabii ama devletimizin kanunları var, bizde bu kanunları uygulamakla mükellefiz. Vatandaş geldi o gün, ?Eğer bugün ödemezsem ben akşama hapse gireceğim´ dedi. Bizde vatandaşımızın beyanını darda kaldığı için doğru addettik. İşin normali vatandaşın talebini dilekçe ile alıp araştırma yapmak, sonucuna göre de bir karar almak. Ama biz Mülk İdare Amirleri olarak günün acil işleri içerisinde o yetkiyi, o sorumluluğu üzerimize alıyoruz. Ben şahsım olarak o sorumluluğu çok fazla alan bir idareciyim. Bulunduğum yerlerde de bunu yapmaktan büyük keyif aldım ve bununda karşılığını gördüm. Vatandaşımızın beyanını biz doğru kabul ediyoruz. Yanlış beyan peki hiç çıkmıyor mu derseniz mutlaka çıkıyor ama biz doğrusuna bakıyoruz.
Vatandaşlarımız sizinle istedikleri her zaman görüşebiliyorlar sanırım?
Biz kendimizi devletin şaşalı, alımlı görüntüsü ile taçlandırmıyoruz. Biz değerimizi vatandaşımıza ne kadar hizmet ediyorsak oradan aldığımızı düşünüyoruz. Eğer vatandaş bana ulaşabiliyorsa, kaymakam olarak görebiliyorsa bilebiliyorsa o zaman ben devletin görevlisiyim. Eğer ulaşamıyorsa o zaman ben vatandaşın duygularını ve hissiyatına hemhal olamıyorum demektir. Her halükarda gerek makamımda, gerekse iki adet cep telefonum var onlardan her daim vatandaşlarımız ulaşabilirler. Bunun böyle olması gerekmekte.
Neden bu mesleği seçtiniz?
Ben Anadolu´dan gelen bir insanım idareci olarak. Memleketimde Aksaray. Küçüklüğümde hep şunu demişimdir: ?Bu büyük insanlar neden ekstra bir büyüklüğe sahip, neden bu insanlara ulaşmak yaklaşmak çok zor´ diye iç geçirmişimdir. Bunun böyle olmamasının gerektiğini düşünerek bu mesleği seçtim. Allah´ta bunu bana nasip etti. Niyet hâsıl olunca, akıbette hayırlı oluyor.
Bir yıl içerisinde ilimizden üç bakan çıkarttık. Sayın Haseki yeni bakanımız oldu. Bu konu ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Kayseri´miz malumunuz siyasette son derece etkin bir vilayet. Bu kültüre bu geçmişe sahip ve bugüne kadar da elde etmiş olduğu bu pozisyonu hep güzel şekilde ve milletimizin yararına kullanmıştır. Her hizmet döneminde Kayseri´den mutlaka bir bakan çıkmış, bununda karşılığını hep olumlu görmüştür. Özellikle toplum faydası açısından söylüyorum, yoksa Kayseri´nin karı ve kazancı açısından söylemiyorum. Mehmet Özhaseki bizim uzun yıllardır bildiğimiz, burada görev yapan 3-4 dönem Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış işini bilen mahir ve zeki bir insan. Siyasi tecrübesi ve birikimi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı benim kanaatimce Sayın Özhaseki´nin başarabileceği ve vatandaşlarımızı memnun edebileceği bir görev. Hayırlı olsun bu hepimiz açısından büyük bir kazançtır, bence hak yerini buldu.
Melikgazi Yardımlaşma Vakfı olarak kaç kişiye yardımda bulunuyorsunuz?
30 bin adet dosyamız var. 330 bin aile bize ulaşmış. Bunu tabii rakama çarptığımız zaman yaklaşık 150 bin kişiye denk geliyor. Bizim aylık 330 bin gibi bir istihkakımız var, maddi olarak. Bizlerde bu parayı vatandaşlarımızın ihtiyaçları doğrultusunda hak kani olarak dağıtmaya çalışıyoruz. Gelen herkesi boş çevirmemeye çalışıyoruz. Mantıklı, makul ve akılcı karalar almaya çalışıyoruz ki vatandaşımız mağdur olmasın.
Yardım alanlar içerisinde Suriyeliler de var mı?
Var tabii. Kömürden tutun, sağlık giderleri, nakdi yardımlar yapıyoruz. Sadece Suriyeliler değil Uygur Türkleri de var yardım alan. Vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına göre her türlü yardımı sağlıyoruz. Vatandaşlarımızın taleplerini değerlendirerek hiçbir vatandaşımızı geri çevirmiyoruz. Olumlu ya da olumsuz mutlaka sonuçlandırıyoruz. Genel olarak da hep olumlu oluyor ki, zaten bizlere müracaat edenler genelde gerçekten ihtiyaç sahipleri.
Bazı yardım alanların bunları sattığı konusunda basında haberler çıkmıştı. Bu konu hakkında neler demek istersiniz?
Bizlerden yardım alan vatandaşların vicdanına polis ve jandarmayı bırakmak mümkün değil. Herkesin kendi kişisel kararı. Toplam içerisinde bu zannediyorum çok düşük bir rakamdır. 3 ya da 5 kişidir, geneli için bunu söylememiz mümkün değil. Biz kararlarımızı vatandaşın bunu kullanacağı düşüncesi ile alıyoruz. Eğer kullanmıyorsa da bu onun tercihi. Bu konuda yapabileceğimiz çok fazla bir şey yok.
Ramazan ayı geliyor bu ay içerisinde ne gibi yardım çalışmalarınız olacak?
Biz vatandaşlarımıza ramazan paketi şeklinde bir yardım yapmıyoruz. Nakdi yardım yapıyoruz, hesaplarına para yatıyoruz onlar istediği şekilde değerlendiriyor. Diğer yardım şekilleri denenmiş, en akılcı, en olumlu ve rahatlatıcı yöntemin bu olduğuna karar verdik. Bizim en büyük vasfımız şu. Vatandaşımız geldiğinde vatandaş muamelesi görüyor. Vaktinde hep şikâyet konusu olmuş bunlar. İkinci sınıf vatandaş muamelesi görmek, bugün git yarın gel demek, hak ettiği değeri vermemek gibi bir durum söz konusu değil. Her vatandaşımızın derdi dinlenir eğer müdürümüzü aşan bir şey ise bana iletir gerekli çözüme ulaşırız hep beraber. Kamu görevleri hizmet için var. Vatandaşımızın her daim yanında olmak lazım. Görüşmek, dinlemek lazım. İdare bu şekilde olur. Sonuçta bu devlet hepimizin.
Siyasete uzak değilsiniz, bir dönem milletvekilliği için aday olmuştunuz?
Siyaset vatandaşlarımıza, insanlarımıza hizmet etmenin bir aracı. Bende siyasete girerken acaba daha mı çok fayda sağlarım gibi bir düşünce gelişti. Bu konu ile girişimlerim oldu, yazılı değilmiş kısmet olmadı. Hayırlısı olsun, bizim mesleğimiz zaten kutsal bir meslek. Siyasete girdiğimde istifa etmiştim. Bugün Kaymakamım ve siyaset yok. Hepsinin içeriği ve kriteri farklı. Her görevi hakkı ile yaparsanız hepsi kutsaldır.
Röportaj: Berna Utaş Foto: Bekir Aslantaş