Yaz tatilinin son günlerinin yaşandığı bu dönemde, bronzlaşmak ve güneşten maksimum oranda yararlanmak isteyenler, ciltte yanık ve leke sorunları ile karşı karşıya kalabiliyor. Kızarıklıkla başlayan güneş yanıkları, kaşıntı ve dayanılmaz ağrılarla seyredebiliyor. Tatil sonrası da güneş yanıkları ve cilt sorunları yaşamamak için alınacak bazı önlemler yaşam kalitesini artırıyor. Memorial Kayseri Hastanesi Dermatoloji Bölümü´nden Uz. Dr. Mehmet Alataş, tatil dönüşünde önemli bir sorun haline gelen güneş yanıkları ve lekeleri ile ilgili uyarılarda bulundu.
Zararlı ışınlar tatil keyfine gölge düşürebilir
Güneş yanıkları ve lekeleri, tatilde ve tatil dönüşlerinde önemli bir sorun haline gelmektedir. Ultraviyole ışınları cilde direkt temas ettiğinde reaksiyona neden olur. Güneşin UVA ve UVB ışınlarının yazın daha dik ve etkili olarak dünyaya ulaşması sonucunda ciltte güneş yanıkları oluşur. Sonrasında kızarıklık, yanma hissi, ağrı ve şişme 2-4 saat sonra başlar, 24 saatte en üst düzeye ulaşır. Güneş yanıklarının hafif olanları genellikle kısa sürede ve lezyonsuz geçer. Ancak sonrasında ortaya çıkan lekeler, ciltte erken yaşlanmaya ve kansere neden olabilir.
Açık tenlilerde yanıkların etkisi daha yüksek
Güneş yanığının derecesi, günün vaktine ve kişinin cilt rengine bağlıdır. Özellikle ışınların en dik geldiği saatlerde uzun süre güneş altında kalan açık tenliler, koyu tenli kişilere göre daha çok etkilenir. Bronzlaşma bu kişilerde yine koyu ten rengine sahip olanlara oranla daha azdır ve bunun yerine daha çok yanık oluşur. Açık tenli, renkli gözlü, sarı ya da kızıl saçlı kişilerin bu nedenle güneş yanıklarına karşı daha çok önlem alması gerekir. Yalnızca direkt ışınlar değil su, açık renkli kum ya da kayadan yansıyan güneş ışınları da bu kişiler için risk oluşturur. Ayrıca solaryum ve fototerapi gibi ultraviyole ışın üreten diğer kaynaklar da açık tenlilerde yanıklara ve lekelere yol açabilir.
Su kabarcıkları tabloyu ağırlaştırabilir
Güneş yanığı ikinci dereceye kadar olabilmektedir. Muayene bulguları, normal yanık gibidir. Bulgular, yanığın evresine göre değişkenlik gösterir. Ağrıyla kendini belli eden yanık, zamanla vezikül olarak tabir edilen ?bül´ denilen büyük su kabarcıklarına dönüşebilir. Su kabarcıklarının enfekte olmasıyla tablo daha da ağırlaşır. Aşırı sıvı kaybı ve buna eşlik edebilecek elektrolit dengesizliğine bağlı genel durum bozukluğu ile ateşin eşlik ettiği tablo ortaya çıkabilir. Bu kayıp çok şiddetli olduğunda şok tablosuna, hatta yaşamı tehdit eden boyuta ulaşabilir.
Yanık güneş lekelerine dönüşebilir
Yanığın şiddetine göre semptomlar hafifse ek bir tedavi uygulanmaz. Bu durumda birinci haftanın sonunda yanık kendiliğinden iyileşerek deride soyulma görülür. Daha sonra ?pigmentasyon´ ve ?lentigo´ adı verilen kahverengi lekeler gelişebilir. Şiddetli vakalarda ise oluşan kızarıklığa bağlı yanma ve ağrı hissi oluştuysa su kabarcıklarını kurutmak için ıslak pansuman olarak tarif edilen uygulamalar yapılabilir. Lokal steroidli ve anestezik kremler ile yangı giderici kremler semptomları hafifletmede etkilidir. Bununla birlikte bu tedavilerin yetmediği noktada ağızdan veya damar yoluyla bu yangısal reaksiyonu hafifletmeye yönelik ilaçlar kullanılmaktadır.
Güneş yanığı oluşursa
1. Güneşin zararlı etkilerini hafifletmek için mutlaka uygun güneş kremi kullanılmalıdır.
2. Yanık üzerine diş macunu, yoğurt veya içeriği bilinmeyen kremler sürmek, yarar yerine zarar verir ve iyileşme sürecini uzatır.
3. Yanık sonrasında kaşıntının önüne geçebilmek için bol su içilmelidir. Çünkü deri kuruduğu zaman kaşıntının derecesi artar.
4. Soğuk su ile banyo yapmak yangıyı azaltacaktır. Yanıkların üzerine soğuk su ile ıslatılmış steril bir bezle pansuman yapılabilir.
5. Yanık su toplar veya patlarsa, üzerindeki ölü deri temizlenmeli ve antibiyotikli bir krem sürülmelidir.