Hunat Cami´nde öğle namazı sonrası kılınan gıyabi cenaze namazı öncesi açıklamada bulunan İl Müftüsü Şahin Güven, ?Allah İdlib´te şehit olan kardeşlerimizin şehadetini kabul eylesin. Kundaktaki bebeklere varıncaya kadar onlara kimyasal silahla ölüm kusan zalimlerin zulmünden hepimizi beri eylesin. Bugünkü hutbemizin konusu da bunun üzerineydi. Eğer zalimlere engel olmayacak olursak, en azından onların zulmüne engel olmak için elimizden gelen gayreti göstermeyecek olursak Allah korusun onların zulmü hepimizi kuşatabilir. Bu sebeple bizler bugün oradaki kardeşlerimizin geride bırakmış oldukları acılı ailelerin acılarını paylaşabilmek için sivil toplum kuruluşlarımızın böyle bir talebi oldu. Bu talebi yerine getiriyoruz? dedi.
Müftü Güven tarafından kıldırılan gıyabi cenaze namazının ardından açıklama yapan Memur-Sen Kayseri İl Temsilcisi Aydın Kalkan, ?Yine Suriye, yine katliam, yine ölümün kucağındaki bebek ve çocuklar. Ortadoğu´nun yeni vahşet üçlüsü Esed, Putin, Hamaney, ölüm kusmaya devam edecekler biz sustukça. Ya haykırıp ses vereceğiz ya da onursuzca çocukların katlini seyredeceğiz. Biz ses vermek için buradayız, Putin´e ?Elini Ortadoğu´dan çek´, İran´a ?Esed´i desteklemekten vazgeç´, uyarısını yapmak için buradayız. Esed gitmeli zulüm bitmeli iradesini ortaya koymak için buradayız. 4 Nisan´da İdlib´te Esed canisinin ölüm makineleri tarafından kimyasal silahlarla çoğu çocuk 150´nin üzerinde insan katledildi. İdlib ne ilktir, engellemezsek ne de son olacak. Hama´da, Halepçe´de, Halep´te yaptıklarını İdlib´te tekrar ettiler. İnsanlık Baas, rejiminin vahşetini boş gözlerle izledikçe İran, Rusya ve Esed soykırımı da aşan vahşetlerine devam ediyor. Vahşetin üç atlısı, üç maymunu oynayan uluslar arası toplumdan güç alarak vahşet galerisini büyütüyorlar. Esed´in yaşaması için kardelenleri kanla suluyorlar. Barış ve hzuur güvercinlerini kanatlarından vuruyorlar. Susmayacağız, susarsak kalbimiz kurusun? dedi.
Birlik ve beraberliğin önemine vurgu yapan Kalkan, ?Eğer Çanakkale geçilmez iradesini Suriye´ye taşıyamazsak daha uzun zaman çocuk tabutları taşımak zorunda kalacağız. BM´den, AB´den, NATO´dan himmet beklemenin, kendi ellerimizle başımızı giyotine sokmaktan farksız olduğunu biliyoruz. O halde Türk´ü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, bir araya gelip nasıl ki Çanakkale´de destan yazdıysak, nasıl ki 15 Temmuz´da işgal girişimini çöpe attıysak, coğrafyamızın ve insanlığın kanayan yaralarını da aynı ruhla saracağız? diye konuştu. (İHA)