Çalışmalar hakkında bilgiler veren Salkın, "Genom ve Kök Hücre Merkezi´nde çeşitli biyolojik birimlerimiz bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi Hücre ve Genom laboratuvarlarımız mevcuttur. Türkiye´deki en büyük hücre merkezine sahibiz. Benim çalışma alanım kök hücreler ve hücre farklılaşmasıdır. Yeni bitirdiğimiz bir TÜBİTAK projesinde de hücrelerin kıkırdağa doğru farklılaşmasında etkili olduğunu ve hücreler üzerinde gen transferi yapıldıktan sonra hücreleri kronolojik olarak ya da kemiğe doğru farklılaştırabildiğimizi tespit ettik. Bizim yaptığımız tavşan çalışması idi. Tavşanlarda hasar oluşturup, hasar gören hücrelerde oluşturduğumuz hasarları kemikleri kıkırdak efektlerini ürettiğimiz hücrelere tedavi edebilme imkanı sağlıyor. Yapmış olduğum çalışma inbitto çalışma idi. Bir sonraki ayağı yine TÜBİTAK projesi olarak yürüttüğümüz halen devam eden imivo ortamda yapılacak bir çalışmadır" dedi.
Salkın, "Orada hücrelerimiz için elde ettiğimiz transfekte hücreleri biz kıkırdak ya da kemik hasarlarında rahatlıkla uygulayabiliriz. Orada kemik ya da kıkırdak hasarlarını iyileştirme etkilerine bakabiliriz ve olumlu sonuçları da almayı planlıyoruz. Elde ettiğimiz verilerde şu anda olumlu yöndedir. Onun haricinde burada bir çok çalışma gerçekleştirilmektedir. Kanserli hastalara kök hücre tedavisi gerçekleştirilmektedir. Ürettiğimiz hücrelerin hastalarımıza şifa olması için çalışmalarımız sürmektedir. ARGE laboratuvarlarında daha çok hayvan ağırlıklı hücre kaynakları ile çalışıyoruz. Çalıştığımız hücre kaynakları arasında fare, tavşan gibi organizmalar yer alıyor. Tavşanın dişinden elde ettiğimiz kök hücreleri izole edip bunları gen transferleri ile karşılaştırıp ve PRP uygulayarak kıkırdak ya da kemik oluşumunu sağladık. Bu yenilenmeyi artırmak için transfekte ettiğimiz hücrelerle başarılı olabilirsek bazı hastalıkların tedavisinde rahatlıkla hücreleri kullanabiliriz" ifadelerini kullandı.
