GENÇLERİMİZ GELECEĞİMİZDİR!

GENÇLERİMİZ GELECEĞİMİZDİR!

Kayseri Vali'si Orhan Düzgün ile çok keyifli ve samimi bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisi gerçekten de oldukça samimi ve sıcak. Kısıtlı olan vaktine rağmen bütün samimiyetiyle sorularımıza içtenlikle cevapladı.

 

Çocukluğunuzu bizlere anlatır mısınız? Nasıl bir çocukluğunuz geçti?

İlkokulu köyde okudum. Ortaokulu Burdur'da, liseyi İzmir Maliye Lisesinde yatılı okudum. Daha sonra üniversite eğitimim başladı. Üniversiteyi Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde bitirdim. İki kardeştik. Babam terzi olarak mesleğini icra ediyordu. Esnaf ve sanatkâr bir ailenin çocuğuyum diyebilirim.

Çocukken ne gibi hayalleriniz vardı? Bugün geriye baktığınızda hayallerinize ulaştığınızı söyleyebilir miyiz?

İnsan çocukluğunda birçok hayaller kurar. Herkes çok farklı farklı hayallerle çocukluğunu geçirir. Bende tabi öğrencilik yıllarımda, ilkokulda devlet memuru olarak görev yapmayı düşünmüştüm. Ama üst yönetici olarak görev yapmak o zaman hayalimde bile değildi. Daha sonra lise yıllarında mülk idare mesleğine girmeyi düşündüm ve kısmet oldu. Ankara üniversitesi siyasal bilimler fakültesini tercih ettim, üniversite sınavlarına hazırlanırken. Üniversiteyi bitirdikten sonrada mülk idare mesleğine girmek daha sonrada Kaymakamlık Valilik genel biriminde bulunmakta nasip oldu diyebilirim.

Gençlik yıllarınızda kendinize koyduğunuz bir hedefiniz var mıydı?

Milletimize hizmet etmek, paradan ziyade herkesin gönlünü edebileceğiniz bir kamu hizmetini ifa etmek, manevi tatmin sağlamak, bu amaçla da mülk idare mesleğine adım atmak ta gençlik yıllarımdaki hedeflerimden birisi idi.

Orhan Düzgün bürokrasi, protokol hayatının dışında neler yapıyor? Görüştüğünüz arkadaşlarınız var mı?

Tabi herkesin kendine göre normal görev saatini dışarısında da vakit geçirmek istediği değişik etkinlikleri vardır. Benimde tabi görevim gereği bu vakit biraz daha sınırlı. Hem görüştüğümüz kişiler hem de zaman sınırlaması nedeniyle, ailemle, aile dışında da Kayseri'de de meslek odaları mensupları, gerek kamu görevlileri olsun zaman zaman görüştüğümüz kişiler var.

Ailenizle birlikte neler yapmaktan hoşlanır mısınız?

Ailemle birlikte seyahat etmeyi severim. Birlikte vakit geçirmeyi severim. İşlerimin yoğunluğu nedeniyle ayırdığım vaktin yeterli olduğunu söyleyemem ama elimden geldiğince ayırmaya çalışıyorum. Çocuklarımla vakit geçirmeyi, spor yapmalı seviyorum. Mümkün olduğu sürece futbol ve satranç oynamayı, yâda birlikte sinemaya gitmekten hoşlanırım.

Uğraştığınız spor dalları var mı? Spor yapmayı sever misiniz?

Spor olarak da yürüyüş yapıyorum. Yürüyüş ve yüzme dışında çok fazla spora vaktim olmuyor maalesef. Onlarda çok sınırlı sayıda.

Gittiğiniz her yerde çok sevildiniz. Keza Ordu`dan ayrılırken de halk sizin gitmenize ağlamıştı neler söylemek istersiniz?

Bir insanın görevinde başarılı olabilmesi için bulunduğu yeri ve orada yaşayanları sevmesi, onlarla iyi bir konsantrasyona girmesi gerekir. Ortak frekansı yakalamamız gerekir. Bu nedenle Ordu'da da daha önceki görev yaptığım yerlerde de Kaymakam olsun, Vali yardımcısı olsun, Bakanlık'taki çalışan arkadaşlarımızla, hem de görev yaptığımız yerdeki halk ile diyalog girmek, onlarla ortak diyaloğa girmek önemlidir. Kayseri'de de buna benzer bir ortamı yakalayabildiğimizi söyleyebiliriz. Buna tabi karar verecek olan bizler değil buradaki vatandaşlarımızdır.

Siz de ordudan ayrılırken ağladınız, Kayseri'den giderken de aynı şekilde üzülür müsünüz?

Elbette insanın görev yaptığı yerde, çalışma arkadaşlarıyla, oradaki kişilerle bir bağı oluşuyor. Ortak hatıralarınız, beraber üzüldüğünüz, beraber sevindiğiniz bazı güzel yâda acı hatıralar oluyor. Onun için her ortamdan ayrılmak benim için üzüntü verir.

Kayserili vatandaşlarımız, gerekse öğrencilerimiz sizi çok seviyor bunun herhangi bir sırrı var mı?

Benim size söyleye bileceğim herhangi bir sırrım yok.

Bilmediğiniz bir şehre geliyordunuz? Nasıl bir Kayseri bekliyordunuz nasıl bir Kayseri buldunuz?

Kayseri orta Anadolu'nun merkezinde güzel bir kent.  Buraya gelirken, tamamen yabancı olduğum bir kent değildi aslında. Daha önce kültür ve turizm bakanlığındaki görevlerim sırasında da buradaki tarihi eserlerin restorasyonu amacıyla Kayseri'yi birkaç kere ziyaret etmiştim. İnsanlarının sevecen, mütevazı, gönül zenginliği olan bir yer olduğunu biliyordum. Onun içinde Kayseri'yi de severek isteyerek Anadolu'nun tam merkezinde olan bir kentte görev yapacak olmaktan memnuniyet duyarak Kayseri'ye geldim.

Özellikle liseli gençlerin Orhan Düzgün hayranlığına gelmek istiyoruz. Kar tatillerinden sonra müthiş bir hayran kitleniz oldu. Öğrenciler profil resimlerini sizin fotoğraflarınız yapıyordu. Bu durumda nasıl bir tepki verdiniz.

Tabi bizim kamu görevlileri olarak görevimiz verdiğimiz eğitim ve sağlık hizmetlerinin en iyi şekilde sunulmasını sağlamaktır. Onun için görevimiz her şeyden önce okulların açık tutulmasını sağlamaktır. Ama tabi Kayseri'de 3 yüz bine yakın öğrenci var. Eskiden öğrencilerin büyük bir kısmı yürüyerek okullarına gidiyorlardı. Şu anda 60 bine yakın öğrenci servis kullanarak okula gidiyor. Dolayısıyla yoğun kar yağışının, olumsuz hava şartlarının olduğu dönemlerde de çocukların sağlıklarını düşünerek, servislerle olabilecek bazı kazaları da dikkate alarak olumsuz yol ve hava koşullarını dikkate alarak, hava sıcaklığının çok düşük olduğu -10,-20 ye kadar ulaştığı dönemler oldu yoğun kar yağışı sebebiyle yolların anında açılamadığı dönemlerde de birkaç gün okulları tatil etmek zorunda kaldık. Tabi gençlerimiz sevinçle karşıladılar ama kamu hizmetlerinin sunulamadığı her gün bizim için eksidir. Bu dönemde de öğrencilerimizle güzel diyaloglarımız oldu.

Kayseri`deki spora yaklaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Kayseri'de tabi futboldan basketbola okçuluktan tekvandoya kadar pek çok spor konusunda imkânın sunulmuş olduğu bir şehir. Alt yapı bakımından. Özellikle Gençlik ve Spor Bakanlığı'mızın ve Büyükşehir Belediyemizin hazırlamış olduğu alt yapılar diğer birçok illere göre daha iyi seviyede. Ama bu daha yapılması gereken tabi mutlaka bazı çalışmalar var. Özellikle ilçelerde devam eden spor salonları inşaatlarımızın tamamlanmasıyla birlikte biz daha çok gencimizin sporla buluşmasını arzu ediyoruz. Bu konuda da tabi gençlerimizin fiziksel ve ruhsal gelişimlerini sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi amacıyla daha çok gencimizi sporla buluşturmak sadece futbolla değil tenis basketbol masa tenisi yüzme halter atletizm kayak gibi farklı alanlarda gençlerimizi spora yönlendirmek gerekir diye düşünüyorum.

 

Kayseri spor ve Kayseri Erciyesspor`u takip ediyor musunuz?

 

Elbette takip ediyorum. Fırsat buldukça maçlarına da giderek takımlarımızı desteklemeye çalışıyorum. Kayseri spor bu sene geçtiğimiz yıl süper ligden düştü bu yıl birincilikte, iyi bir performans sergiliyor.  Ama Erciyesspor maalesef son haftalarda olumsuz sonuçlar almaya başladı. Mümkün olduğu kadar takımlarımızın üst liglerde temsil edilmesi, şehrimizin tanınırlığı adına, sporun sevdirilmesi adına önemli. Sadece Kayserispor, Erciyesspor değil aynı zamanda diğer basketbol, hentbol takımı ve de üst liglerde temsil edilen takımlarımız var. Onlarında başarılı olmasını canı gönülden temenni ediyoruz.

Kayseri için neler planlıyorsunuz?

Bu tabi çok geniş bir soru eğitimden sağlığa tarımdan turizmde güvenlikten sosyal hizmetlere varana kadar birçok sektörü içine alan bir konu. Ama kayseri şu anda bir sanayi ve ticaret kenti tarım sektöründe de ciddi bir varlığa ve potansiyele sahip. Turizm olarak da bir Kayseri'nin mevcut olduğu durumdan geleceği çok daha parlak olduğuna inanıyorum. Başta Erciyes kayak merkezi olmak üzere kış turizminde ve kültür turizminde önümüzdeki üç beş yıl sonra çok daha fazla turist kabul eden bir il haline geleceğini düşünüyorum.

 

Sizi çok seven gençlerimize neler söylemek istersiniz?

Gençlerimizin vakitlerini iyi değerlendirmelerini istiyorum. Son dönemde sosyal medya kullanımının yaygınlaşması, televizyonun internetin yaygınlaşması önemli. Bunlar doğru şekilde de kullanılabilir yanlış şekilde de kullanılabilir. Ve gençlerimizin vaktinin çok fazla israf olmasına da yol açan konulandır. O nedenle bunlara tabi sınırlı vakit ayırmalarını tavsiye ediyorum. Bunların dışında da kendilerini geliştirecek değişik kültürel etkinliklere sanat yeteneklerine değişik müzik aletleri kullanımından, sportif etkinliklere basketboldur tenistir okçuluktur yüzmedir kendilerini bir spor dalında mutlaka geliştirmelerini bir müzik aleti çalmayı öğrenmelerini ve bolca kitap okumalarını öneririm.

 

Son olarak Kayseri'deki kültür sanatı nasıl değerlendiriyorsunuz? Biliyorsunuz yoğun burç kültür ve sanat evimiz var ve şairlerimizle yazarlarımız oraya sıkça gidiyorlar…

Kültür sanat etkinlikleri denilince her hafta mutlaka yedi sekiz tane etkinliğe rastlıyorum. Şiir, tiyatro, konser konusunda, yani arayanların ben istedikleri kültürel ve sanatsal etkinliklere ulaşabildiklerini görüyorum.  Tabi bu etkinliklerin az olduğundan şikâyet eden kesimler oluyor ama bu etkinlikler olduğunda da bazen salonların yeteri kadar dolmadığını görebiliyoruz. Bu bir arz ve talep meselesidir Kayseri nüfusuna göre bu etkinliklerin artarak devam etmesi için bizde belediyelerimizde gayret gösteriyoruz.  

Röportaj: Mehmet Tarık Çay- Berna utaş Utangan