FUTBOL KEYİF İŞİ
Kayserispor`un tecrübeli oyuncu İbrahim Dağaşan ile yaptığımız röportajımızın ikinci bölümü sizlerle...
Birçok şehirde yaşadın sonra Kayseri'ye geldin. Kayseri'yi nasıl buldun?
İç Anadolu'daki en güzel şehirlerden bir tanesi. En güzeli de olabilir. Sporcu adam pek dışarıda olmadığı için ev hayatını sever. Biz de öyleyiz. Ev hayatını severiz. Evden çıkmak istediğimiz zaman da gidebileceğimiz yerler var. O yüzden iyiyiz. Keyfimiz yerinde. İşimizi de iyi yapıyoruz.
Sosyal medyada giyim tarzın çok beğeniliyor. Bununla ilgili neler söylersin?
Bu yaklaşık 4 senedir böyle. Keyfime göre içimden geldiği gibi giyiniyorum. İyi bir işimiz var iyi giyinmek zorundayız. Dışarıda insanlar bizi görüyor. Takip ediyor. Onlara hoş görünmek lazım. Ben de bu tarzı seviyorum, herkese de tavsiye ediyorum.
Biraz da taraftarlardan konuşalım
Sadece Kayserispor'da değil, ülke genelinde bir sıkıntı var taraftarlarla ilgili. TRT ve Lig TV olsun taraftar bir sıkıntı yaşıyor. Kayserispor taraftarı da bundan etkileniyor. Bunun nedeni Passolig midir bilmiyorum. Belki takımının bir alt kademe de olmasından mı? Sonuçta futbol bir sevgidir. Bu bir zorunluluk değildir. Kimse stada zorunlu olarak gelmez. Yani açıkçası keyif işidir. Maçı seyrederken keyif almalısındır. İnsanlar bu yüzden maça gelmeli. Kayseri ve bu tarz şehirlerde insan zaten hafta içi işini stresli bir şekilde geçiriyordur. Maça gelip stresini atabilir. Takımına destek verip canı gönülden sahada mücadele eden, şehir için oynayan insanlar için destek vermeleri gerekir. Ama dediğim gibi bu bir zorunluluk olmamalıdır. Bu tamamı ile hobi olmalıdır. Tamamı ile keyif olmalıdır. Stada gelmek insanlara zor gelmemeli. Mesela büyük bir maça bir kaç kişi daha gelir. O karşı takımın futbolcularını izlemek için. Önemli olan benim şehrim için uğraşan orda aslan gibi çocuklar var. Ben onlar için gidip bu maçı izlemeliyim demeliler. Hani diyorum ya mantık işidir. Yurt dışında bir amatör maçta bile 40 bin kişi izleyebiliyorsa, bizim maçları 2-3 bin kişi izliyor. Bu bir serzeniş değil. İsteyen gelir isteyen gelmez. Biz işimizi yapmaya devam ederiz. Ama hani orada insanların sesini duymak bizleri desteklediğini görmek bizi daha çok mutlu eder ve daha çok havaya sokar. Bugünler o günlerdir. Çünkü artık bir yola girdik ve bu yolun sonu hayırlı görünüyor. Biz adımları yavaş yavaş sağlam atıyoruz. O yüzden desteklesinler. Bekliyoruz desteklerini.
7 numaralı formayı giyiyorsun, sizin için özel bir anlamı var mı?
Hiçbir anlamı yok. Ben her yıl değiştiririm. Bu 7 numarada, sırf Antalya'dan geldiğim için tercih ettim. Antalya'daki aile dostlarım olduğu için.
Unutamadığın maç hangisi?
Unutamadığım maç da yok sanırım. Ben öyle aklımda tutamam açıkçası. Ben oynadığım takımlardaki formamı dahi saklamam öyle bir özelliğim yoktur. Günü yaşarım. Geçmişteki başarılar kalır, gider, hayat devam ediyor. Önümüze bakarız. Ama unutamadığım maç olarak belki şampiyonlar Ligi'nde Sivasspor'la oynadığımız maç olabilir. O da başarılı olduğumuz içindir. Yoksa aklıma gelmiyor açıkçası.
Şu an istediğin hoca ile çalışma şansın olsa, hangi hocayı seçerdin?
Çok sevdiğim bir hoca var. Hatta her şeyiyle, adamlığıyla, kişiliğiyle sevdiğim bir adam var. Beni futbolcu yapan da o adamdır. Bülent Uygun. Cüneyt hocayla ilgili bir şey söylemem gerekirse de, bu takımı aldığı zaman dördüncü haftaydı. Şu an istatistiklere bakılırsa bu takımın ne kadar başarılı, ne kadar az gol yediği, ne kadar çok gol attığı araştırılmalı ve Cüneyt hoca tebrik edilmeli. Şu an yaşından dolayı çok genç bir teknik direktör ama çok da başarılı. O yüzden ben ona teşekkür ediyorum. Çünkü burada her şeyi çok iyi idare edebildi. O yüzden bence Cüneyt hoca varken böyle bir şey konuşmak doğru değil. Gönül ister ki bu takım şampiyon olsun, Cüneyt hoca bu takımla devam etsin ve biz aslanlar gibi aynı grupla devam edelim. Ben samimi içten cevabımı verdim benim için Bülent Uygun çok farklı bir teknik direktör.
Bu hafta sonu Samsunspor ile maçınız var. Onunla ilgili ne söylemek istersiniz?
Bizim düşüncemiz Samsun'a gidip istikrarlı gidişatımızı devam ettirmek. Bunun için de çok çalışmamız gerekiyor. Mücadele etmemiz gerekiyor. Biz zaten çok kaliteli bir takımız. Mücadeleyi de buna eklersek bizi kimse tutamaz. Samsun'a gidiyoruz aslanlar gibi lider bir şekilde. Lider döneceğiz. O yüzden amacımız oradan puanları alıp gelmek.
Ziraat Kupası maçlarında da Sivasspor'la eşleştiniz. Eski takımınıza karşı oynamak nasıl olacak?
Açıkçası duygusal olarak hiçbir şey hissetmiyorum. Çünkü o evreyi de geçirdik. Tecrübeliyiz artık. Tepki olabilir. Sivasspor'dan ayrıldıktan sonra taraftardan ilk tepkiyi gören benim. Açıkçası benim için hiç fark etmiyor. İstedikleri kadar tepki göstersinler. Sevgi olunca insanın içi ısınıyor tabi ama tepki olunca pek etkilenmiyorum.
Sende bir boş vermişlik havası sezinledim
Boş vermişlik değil. Bunun geçmişinde çok kafaya taktığım şeyler oldu. Hayatla ilgili, futbolla ilgili kafama taktığım çok şey oldu. Ben bir şeyin farkına vardım yani hayatta futboldan daha önemli şeyler var. Evet, bu bizim işimiz biz bunu iyi yapmak zorundayız. Para kazanıyoruz. Ama onun dışında bir hayat var. İnsanlar bunu unutmamalı. Ben o hayatın biraz içindeyim. Kayserispor formasıyla fotoğraf paylaşmamama tepki gösteriyorlar ama ben hiçbir takımın formasıyla fotoğraf paylaşmam. Çünkü futbol benim sadece mesleğim. Gelip işimi yaptığım eve gittiğim bir meslektir. Dediğim gibi hayatta daha önemli şeyler var. Aile var, arkadaşlar var. Bu aralar sadece onlara odaklıyım. Ama tabii Kayserispor'un şampiyonluğu bizim ilk hedefimiz. O yüzden konuşmalarım rahattır. Röportajın içinde çok futbol konuşmam. Sorulursa cevap veririm.
Hangi takımı tutuyorsun?
Çocukluğumda Avrupa'da yaşadığımız için Galatasaray'ı tutuyordum. Sadece Galatasaray'ı izliyorduk. Ondan sonra yok oldu gitti zaten.
Biraz özel hayatına değinelim Neler yaparsın?
Sosyal yaşamayı severim. Farklı şeyler yapmayı severim ama malum yaşadığınız şehir, bulunduğunuz ortam bazı şeyleri kısıtlıyor. Şu an Kayseri'de Kayseri Park'a çok yakın bir yerde oturuyorum. Zaten orada kahve içebileceğimiz bir iki yer var. Çocuklarla orada toplanıyoruz. Bazen kahve içiyoruz. Ama en büyük hobimiz okey oynamak. Takımda bir okey hobisi oluştu bu aralar. Cemil, Kaleci Serdar, Turgut, Marko Simic ile oynuyoruz. Simic iyi oynuyor, iyi taşlıyor. Murat akın katıldı sonradan aramıza. İyi oynayanlar var.
Yemek: Mantı sarma
Film: Baba
Kitap: Babı Esrar
Müzik: Yabancı, türkü hiç fark etmez, keyfim neyi isterse onu dinlerim.