BÜSAM´dan siyaset seminerleri
Büyükşehir Belediyesi Stratejik Araştırma Merkezi (BÜSAM) bünyesindeki Şehir Akademi´de, varlık, bilgi, değer, zaman ve mekan seminerlerinin ardından siyaset seminerleri başladı. Hafta sonu üç ayrı seminer verildi.
Şehir Akademi´de siyaset seminerlerinin ilk dersini Erciyes Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Faruk Karaarslan verdi. ?Kent ve Siyaset? konulu seminerde kentin tanımına değinen Karaarslan, kenti tanımlamanın hayatı tanımlamak manasına geldiğini belirtti. Hayatımızın bir kentin içinde akıp gittiğini ifade eden Karaarslan, ?Kenti tanımlamaya başladığınız andan itibaren hayatı, hayatı tanımadığınız andan itibaren kendinizi tanımlamış olursunuz. Kent, nüfusuyla, fiziksel durumuyla tanımı yapılacak kadar alelade bir şey değildir. Kent için bir iki cümleyle geçiştirilecek bir tanım yapılamaz. Çünkü, kent sadece fiziksel bir şey değildir. Kent değer yüklü bir şeydir. Değer yüklü olması siyasetle, hayatla, anlamla, yorumlamayla ilişkili olduğunu ifade eder? dedi.
Siyaset seminerlerinin ikincisini Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Hakkı Akın verdi. ?Türkiye´de Toplum ve Siyaset? konulu seminerde Türkler için devlet anlayışından bahseden Doç. Dr. Akın, ?Bizim zihnimizde devlet batıda herhangi bir memlekette olmadığı kadar büyüktür. Çünkü biz sosyal var oluşumuzu bile büyük oranda devletin varlığıyla birlikte açıklarız. ?Devlet Ebet Müddet? sözünün sloganlaşması da bu yüzdendir. Bu işin temeli Selçukludur. Osmanlı ve Cumhuriyet bir devamlılıktır? diye konuştu. Türkiye´de sivil toplumun gelişmemesine de açıklık getiren Akın, sivil toplumun gelişmemesini ülkemizde muhalefet kültürünün olmamasına bağladı.
Siyaset seminerlerinin üçüncüsünü Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Yelken verdi. ?Siyasetin Sosyolojik Dönüşümü ve Türkiye´de Kamusal Alan Tartışmaları? konulu seminerde kamusal alan tarifi yapan Prof. Dr. Yelken, ?Kamusal alanı devletin hakim olduğu alan olarak anlıyoruz. Kamu aslında halk. Demek ki bizim çıkardığımız, bizim hizmetimizde olan örgütün bizden farklılaşarak bizim üzerimizde egemenlik kurması söz konusu. Aslında kamusal alan dediğimiz bireyle devlet arasındaki o büyük boşluğu dolduran ve hepimizin hayatını geçirdiği alandır? dedi.