Başkan Bağlamış, bu konuda üyelerinden gelen yem desteği talebini bir dosya oluşturarak Tarım Bakanlığına ilettiklerini belirterek, “Talebimizin karşılanmasını sağlayan Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerimize teşekkür ediyoruz” dedi.
Başkan Bağlamış, “Korona virüsün tüm dünyada etkili olduğu Mart ayı başından itibaren ülkeler arasında ticari dengelerin değişmesiyle ve bu dönemde dövizde oluşan artışla orantılı olarak yem fiyatlarına da zam gelmiştir. Bir aylık bir sürede yüzde 20 oranında artan fiyatlar karşısında üreticilerimiz oldukça zor durumda kalmıştır. Bizler konuyu Bakanlığa ilettik. Üreticinin kazancı yem zammına gidiyor dedik. Tabi enteresan bir dönem yaşıyoruz. Pandemi nedeniyle birçok iş yeri kapandı, fabrikalar durdu, ekonomi küçüldü. Ancak gıda sektörünün durma imkânı yok. Bizler sürekli üreteceğiz. Bakanlık üreticilerimize çeşitli ad altında destekler veriyor. Süt, buzağı, yem bitkisi, mazot ve gübre destekleri büyükbaş hayvancılıkla doğrudan alakalı olanlar. Şimdi bunlara bir destekleme kalemi daha ilave geliyor. Bakanlık ilk hamleyi 10 kuruş süt desteğini 15 kuruşa çıkartarak yaptı. İkinci hamle olarak Sayın Bakanımız küçük aile işletmelerine hayvan başına 65 TL yem desteği adıyla destek vereceklerini açıkladı. Bu desteğin 20 baş altında hayvanı olan küçük üreticilere bir defaya mahsus verileceği ve toplam bütçesini 100 Milyon TL olduğu bilgisine ulaştık. Diğer usul ve esaslar henüz netleşmedi. 5 kuruş ilave süt desteğinin toplam bütçesi de yaklaşık 200 Milyon tutuyor. Yani Bakanlık iki kalem destek için ilave 300 milyon destek bütçesini üreticiye sunmuş oluyor” şeklinde konuştu.
Bağlamış, konuşmasını şu şekilde tamamladı:
“Elbette yeterlilik konusu her zaman tartışmaya açıktır. Şu anda süt fiyatının artması için gayret ediyoruz. Ancak burada biz Kayseri Ticaret Borsası olarak gerek milletvekillerimize gerekse Bakanlığa yaptığımız çağrıda başka bir konuya da dikkat çektik. Bilindiği gibi Bakanlık bünyesindeki kuruluşlardan Et ve Süt Kurumu piyasaya zaman zaman müdahale ediyor. Bazen üretici lehine satılmayan sütleri alıyor, bazen tüketici lehine ülkeye et getiriyor. Yem sanayicileri ile konuştuğumuzda bu durumdan onlarda şikâyetçiler. Yem sanayinde kullanılan ve ülkemizdeki üretimin karşılamadığı soya, ayçiçek küspesi, mısır kepeği gibi hammaddelerin bu dönem Pandemi fırsatçılarının elinde ithalattaki zorluk ve kur artışı öne sürülerek sürekli fiyat artırıldığı söyleniyor. İşte tamda bu noktada TMO yem sanayine ham madde bulabilir ve normal fiyata satar. Yem sanayicisi de üretimine istikrarlı devam eder. Burada bize düşen yeme bağımlılığı azaltmaktır. Özellikle sulak arazisi olan bölgelerimizde kaba yem ağırlık beslemeye dönülerek fabrika yemini azaltmak durumundayız. Buna ilk etapta imkânı olanlar dönmelidir. Harmanda arpa, mısır, çavdar vb. gibi hammaddeleri uygun fiyata aldığımızda besleme maliyetimize ciddi katkı sağlamış olacağız. Türkiye’de bu yılın tarımda dijitalleşme yılı ilan edilmesi çok isabetli bir karardır. Kovid-19 salgınının da bu yöndeki yatırımların gerekliliğini ortaya koydu.”