9 ASIRLIK CAMİ KEBİR`İN İLGİNÇ HİKAYESİ
9 asırlık Cami Kebir yardım toplamama geleneğini sürdürerek tarihe meydan okuyor.
Kayseri’de kapalı çarşı yakınlarında bulunan 900 yıllık Ulu Cami (Cami Kebir) yapıldığından beri yardım toplamadan tarihe meydan okumaya devam ediyor. Cami müezzini Mustafa Özbek “Babamda bu caminin imamı olduğu için 1980’den beri burada büyümüş biriyim. Cami Kebir Selçukluların Kayseri`deki ilk eseridir. Melik Mehmet Gazi Kayseri`yi başkent ilan etmiş. Kayseri’ye gelir gelmez bu mescidi yaptırmış. Kendi öz bütçesinden yaptırmış. Her hangi bir yardım alınmamış camimize. Camimiz 9 asırlık mazisiyle bu geleneği devam ettirmiş. Camimizin hiçbir ihtiyacında para toplanmamıştır ”dedi.
Caminin kendine has hikayelerinin olduğunu belirten Özbek “Hayır, hasanet sahipleri kendileri getirmiştir. Melik Mehmet Gazinin bu özverisi kendi bütçesinden yaptırıp kimseden yardım almaması geleneği elhamdülillah Cami Kebir`de hala devam etmektedir. Camimizin halısı değişeceği zaman bir zengin `hemen siz değiştirin parası benden` der. Yani hiçbir sıkıntı çekilmeden Cami Kebirimizin hizmetleri yürür ”diye konuştu.
Caminin hikayelerinden 7 tuğla hikayesini anlatan Özbek “Cami Kebirimizin bu konu ile alakalı birde hikayesi vardır. Mahallesinde Cami yaptırıldığını gören yaşlı bir teyzemiz, `ben ne katkıda bulunurum?` düşüncesiyle mahallesine cami yaptırıldığını görünce gider, tarlada çalışır. Bir haftalık işçiliğine karşılık yedi tuğla alır. Bunu da getirir ustalara `evladım, bunu camimiz için hayır olarak getirdim` deyince `teyze zahmet etmişsin Allah razı olsun ama biz kural olarak kimseden yardım almıyoruz, sultanın emri var` deseler de yaşlı kadın pes etmiyor `yavrum diyor bunu az mı buldunuz niye kabul etmiyorsunuz?` diye ısrar ediyor, ustalara yemek getiriyor, tabi ustalarda kadındaki bu aşk ve muhabbeti, gönülden bağlılığı görünce itiraz edemiyorlar. Sonra `şu yedi tane tuğla ufacık ufacık duvarın içerisine yerleştirelim de bu kadının da gönlü razı olsun` diyerek tuğlaları yerleştiriyorlar. Daha sonra cami bitiyor inşaat bittikten sonra Melik Mehmet Gaziye rüyasında diyorlar ki `Allah sizin hayrınızı kabul etti. Ortağına da cennette bir köşk verdi` deyince uyanıyor sultan hem seviniyor hem şaşırıyor rüyadan dolayı. Sonra hemen ustaları çağırıyor, `kimden ne aldınız?` diye onlarda sultana böyle böyle diye anlatıyorlar. `Yaşlı bir teyze 7 tane tuğla getirdi kıramadık` diyorlar. Orada bulunan şeyhülislamlar diyorlar ki `Allah o kadının ihlasla yapmış olduğu o katkıyı mescit yaptırmış gibi sevap vermiştir` diye yorumluyorlar. Peygamber Efendimizin bu konuda Hadisi Şerifi var ‘bir kuş yuvası kadar mescit inşa edene cennette köşk verilecektir’ diye. Kuş yuvası kadar nasıl mescit olur az birşeycik de olsa ihlasla yapılan küçük bir katkı cennette bir mükafatlar karşılaşmaya vesile olabilecektir. Bu manada camimizin 7 tuğla hikayesi halk arasında anlatılır. Dilden dile dolaşan meşhur bir hikayedir” şeklinde konuştu.
CAMİİ KEBİR`İN TARİHİ
Kayseri şehir merkezinde olup, Kapalıçarşı`nın yanında yer almaktadır. Ulu Cami olarak bilinmekle beraber değişik kaynaklarda Cami-i Kebir veya Sultan Camii olarak da anılmaktadır.
H.530/M.1135 tarihinde, Danişmendli hükümdarı Melik Mehmet Gazi tarafından yaptırılmıştır. Caminin kuzeye açılan kapısının yanındaki kitabe ise bir onarım kitabesidir. Melik Mehmet Gazi’nin yeğenlerinden olan Yağıbasanoğlu, Muzaffereddin Mahmud tarafından 1206 yılında onartılmıştır. Aynı şahsın kızı olan Atsuz Elti Hatun da Gülük Camii’ni aynı dönemde onartmıştır. Abidenin bu gün taşıdığı tek kitabe olan onarım kitabesi kuzey duvarın dış yüzüne, kapının yakınına konulmuştur. Onarım kitabesinde şu ifadeler yer almaktadır:
"Bu cami, Kılıçaslan oğlu, büyük Sultan Keyhusrev devrinde - Allah onun yardımını yüceltsin- H.602/M.1206 yılında Yağıbasanoğlu, Muzaffereddin Mahmud tarafından onarılmıştır.”