Erciyes Üniversitesi Turizm Fakültesi Prof. Dr. Cengiz Utaş Konferans Salonunda gerçekleştirilen panelin moderatörlüğünü Prof. Dr. Hakkı Büyükbaş yaptı. Eski Çad Büyükelçisi ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kavas, ?Türkiye-Afrika Meseleleri´ Doç Dr. Mehmet Öcal, ?Türkiye-Avrupa Meseleleri´, Yrd. Doç Dr.Elif Özkan Şimşek, ?Türkiye-Rusya Meseleleri´ ve yazar BabekShahed, ?Türkiye-İran Meseleleri´ konularında bilgi verdi.
"Aktif siyaset, bu coğrafyada zorunludur"
Medeniyetin Burçları Derneği Başkanı Ali Dursun, Türkiye´nin bulunduğu coğrafyanın önemli olduğunu belirtti. Dursun, "Türkiye´de son 15 yıllık dönemde hareketli ve canlı dinamik bir o kadar da sancılı iç ve dış politik olaylar yaşandı. Açıkçası bu gelişmeler Osmanlı İmparatorluğunun her türlü mirasını geride bırakma iddiası taşıyan ve uluslararası ilişkiler anlamında aktif olmayan bir yöntem tercih eden Türkiye Cumhuriyeti açısından yeniydi. Bu geride bırakma iddiası 90 yıllık tecrübe eksikliğinden kaynaklı olarak beraberinde bazı sorunlar getiriyordu. Ancak böyle bir aktif siyaset böylesi coğrafi konumda bulunan bir ülke için kaçınılmaz zorunluluktur. Bir anlamda medeniyetlerin konumu noktasında bulunan Anadolu, çağlar boy kendi içine kapanmayı tercih eden devletlerin dövüldüğü bir coğrafya olmuştur" dedi.
"Afrika´ya önem veren kazanır"
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kavas da Türkiye- Afrika ilişkilerinin giderek arttığına dikkat çekti. Kavas, "Günümüzde dünya siyasetinde ve çevremizde önemli gelişmeler yaşanıyor. Türkiye bu gelişmelerin kıyısında değil tam ortasında yer almaktadır. Türkiye çevresindeki gelişmelerden her zaman etkilenmiştir. Ancak son dönemde bir pozisyon alabilmek çabası içindedir. Bu çaba Türkiye´nin öz güveninin bir göstergesidir. Dünya artık eskisi gibi değil. Ülkeler arası ilişkilerde eğitim önemli bir yere sahip olmuştur. Son yıllarda Afrika üzerinde etkili olan Çin, Hindistan ve sonra Türkiye gelmektedir.Afrika bugün kullandığımız çok sayıda malzemenin ana kaynağıdır. Bu hammaddelerin yok pahasına satın alındığı kıtadır. Kıtada var olan terör örgütleri DAEŞ, Boko Haram, Şebap gibi korku salan terör örgütleri, işgalciler tarafından el altından veya duruma göre el üstünden desteklenmektedir.
Türkiye´ye ise geçen yüzyılın başından beri Afrika ile ilgili planları olmasına rağmen uygulama fırsatı bulamamıştır. 2000 yıllara gelince Türkiye´nin net bir karar vermesi gerekiyordu. 2005 yılında Afrika kıtası Türkiye için stratejik ortak haline geldi. 2007 yılında kurulan Afrika İş birliği ve Afrika Kalkınma Bankası ile önemli bir adım atılmıştır. Türkiye geç girmesine rağmen çok etkin bir ülke konumuna gelmiştir. Büyükelçilikler açılmıştır. Senegal büyükelçimiz 8 ülkeye bakıyordu. Onun da ne kadar etkin olabileceği düşünün. Şimdi Afrika´da en büyük elçisi olan ülkelerden biriyiz. Ticaret hacmimiz 1 milyar doların üzerine çıktı. Afrika semalarında en çok dolaşan Türk hava yollarına ait uçaklardır. Tarihte kim Afrika´ya önem vermişseFinike, Bizans Roma, Araplar, kazanmışlardır.Çok sayıda ülke enerjilerini buraya vermektedirler. Afrika her açıdan bir enerji kaynağıdır. Bizler Afrika´nın değerlerini korumaya büyük önem vermişizdir. Afrikalılar da bunu bizzat ifade etmektedirler" diye konuştu.
"İran´ın güvenliği Türkiye´nin güvenliğidi
Yazar BabekShahed ise Türkiye İran meselelerini ele aldı. Shahed, "İran´da Türkiye korkusu vardır. Çünkü tüm kritik olaylar önce Türkiye´de çıkmıştır. Ardından da İran´da olmuştur. Bir anlamda Türkiye, çağdaş İran için öncü ülke olmuştur. Örneğin meşrutiyet önce Osmanlı´da ilan ediliyor. Ardından İran´da ilan ediliyor.Pehleviler döneminde toplumu sekülerleştirme çabası, önce Türkiye´de oluyor. Sonra İran´da Türkiye örnek alınarak yapılmaktadır. Türkiye, İran için her zaman model ülke olmuştur. Mevcut durumda da İran´daki bu korku devam etmektedir. Türkiye´yi bölgede bir sistem ve öncü olarak görmektedirler. Türkiye´de demokrasi ile İslam dinine ait değerler birleştirilerek, bir model oluşturmaktadır. Bu durum İran´ın var oluş felsefesi ile çelişmektedir. İran, halen Türkiye´yi ülkesi etkileyecek ülke olarak hissetmektedir. Buna rağmen Türkiye ile İran arasındaki enerji başta olmak üzere ekonomik ilişkileri sıkıntısız yürümüştür. Halen de böyledir. Türkiye ile arasında 5 milyar dolarlık bir ticaret hacmi vardır. Bu ekonomik uyum güvenlik alanında da devam etmektedir. Bunun son örneğini Kuzey Irak´ta İsrail güdümünde oluşturulmak istenen Kürt devletine karşı gösterdikleri tepkide de gördük. İkisinin de stratejik belgelerini okuduğumuzda şu göze çarpmaktadır. İkisi de İran´ın güvenliği benim güvenliğim, Türkiye´nin güvenliği de benim güvenliğim demektedir. Bu ki konu dışında her iki ülke rekabette olmuştur.Rekabette oldukları alanlar Orta Asya ve Kafkaslardır" şeklinde konuştu.
PaneldeDoç Dr. Mehmet Öcal, ?Türkiye-Avrupa Meseleleri´, Yrd. Doç Dr.Elif Özkan Şimşek, ?Türkiye-Rusya Meseleleri´ hakknda bilgi verdi. Panele, Afrikalı öğrenciler başta çok sayıda öğrenci katıldı.