Demirbaş açıklamasını şu şekilde sürdürdü: ?Bu kadar olayların artması ve gün yüzüne çıkmasının nedeni insanlar artık bazı olayları halının altına süremiyor. Olayların kapanmasını istemiyorlar. Daha çabuk basına yani topluma intikal edebiliyor. Doğru olanda bence bu. Çünkü bu sorunların üzerine gidilmeli. Kimsenin kimseye zarar verme hakkı yoktur. Zarar verende cezasını görmeli. Niye bu kadar arttı? Aslında önceden de vardı. Artık insanlarımız bence daha fazla bastırdıkları şeyi daha fazla bastıramıyorlar. Bu tür duyguların önüne geçemiyorlar. Öncelikle neden böyle bir sorunumuz var ona bakmak lazım. Bu toplumun alt yapısını ve dinamiğini çok iyi bilmek lazım. Bir kere Türkiye´de cinsel istismar ya da istismarın her türü ne maruz kalmış olarak yetiştirilen bir toplum var. Maalesef öyle bir toplumda yaşıyoruz. Sorunu çözmek istiyorsak derinlemesine bir analiz yapmamız gerekir.?
Bu suçları işleyenlerin, sapıkların ya da hasta ruhlu kişilerin sadece ceza ile kurtulmamaları gerektiğine de değinen Demirbaş şu ifadeleri kullandı, ?Birincisi bu insanların tedavi olması gerekir. Ceza evinde ne kadar yıl alırsa alsın tedavi edilmesi gerekir. Cezaevindeki kişilere de bu işin yanlış olduğunu anlatmak gerekir. Çünkü bu tür sapıklık derecesine kadar ilerlemiş insanların her zaman bilinçaltında bu işleri yapmalarını isteyen dürtüler neler yani onlarında sorunlarını bilip bundan sonra bu eğilimde olanların bu işleri yapmadan tedavi edilmesi gerektiğine inananlardanım. Beyinlerindeki bu hasta ruhu söküp atmamız gerekir ki bu da tedavi ile mümkündür. Yani terapi şart. Kanunlarımız yeterli gözükebilir ama bana göre cezası bu tür işlerin arttırılması gerekir. Çünkü biz bir bir masum insanları kaybediyor ve hayatlarını karartıyoruz. Bu masum çocuklar bizim geleceğimiz, bizler geleceğimizi kaybediyoruz. Daha caydırıcı ve ağır cezalar verilmesi gerektiğine inanıyorum.?
HADIM YASASININ ÇIKARTILMASI GEREKİR
Demirbaş, ?İnsanlar bu suçları işlediklerinde korkmadan gezebiliyorlar, çünkü cezai müeyyideler kendileri için sınırlı. Yaptıkları zulmün yaptıkları insanlık dışı işin bir karşılığı mutlaka olmalı ve bu suçları işleyenlerin mutlaka ve mutlaka hadım edilmesi gerekir. Cezaevinde kaç yıl yatarsa yatsın çıktığında yine aynı işleri yapacak. Çünkü ceza evlerinde bir rehabilitasyon merkezi yada terapi seansları yok. İçerde yattıkları sürece terapi almazsa, kendisine bir hastalık teşhisi koymazsa yani rehabilite edilmezse dışarı çıktığında bilinç altına yerleşen sapıklık ve sapkınlıklarına devam edecektir.?
AVRUPA ÜLKELERİ ARASINDA İKİNCİ SIRADAYIZ
Cinsel saldırı ve sapıklıkta Avrupa ülkeleri arasında ikinci sıraya girdiğimizi belirten Demirbaş, ?Buna dur demenin yolu cezaların arttırılarak hadım yasasının bir an evvel yürürlüğe girmesi gerekir. Bu çok utanç verici bir durum. Yüzde 99´u Müslüman bir ülke için. Bu tür hastalıklar gittikçe artarken bizim toplum olarak ilerlememiz daha güzel yerlere gelmemiz mümkün değil maalesef? dedi.
TECAVÜZE UĞRAYAN AİLELER ÇOCUKLARINA TEDAVİ UYGULAMASINI KABUL ETMİYOR
Mahalle baskısından mıdır bilinmez ama bazı aileler tecavüze ya da istismara uğramış çocuklarını bir terapiste ya da psikiyatriste götürmeyi bile kabul etmediğine değinen Demirbaş, ?Çocukların aileleri mahalleyi terk ediyor. Mahalleyi terk edince ya da şehri terk edince bu olaydan kurtulduğunu zannediyorlar. Yanlış bir durum ve yanlış bir yaklaşım. Çocuklarının gelecekleri ile göz göre göre oynuyorlar. Potansiyel bir suçlu ya da ruh hastası yetiştirebiliyorlar. Bunun çözüm yollarından biriside terapidir. Aileler şokta oluyorlar, kabullenemiyorlar ama o aileler çocuklarını seviyorlarsa ki onlar bizlere bir emanet, çocuklara da yanlış gözlerle bakmamak lazım. Çocuklar asla bu olayı kendileri istemiş olamazlar. Çünkü onlar o bilinç seviyesine sahip değiller. Çocukları suçlamak yerine onları cezalandırmak yerine çocuklara doğru çözüm yolları arayışı içinde olmalılar ve sadece çocuklar için değil ailece terapi almaları gerekir? şeklinde konuştu.
BÜTÜN AİLE ÜYELERİ BU TERAPİYE DÂHİL OLMALILAR
Bütün aile üyelerinin etkilendiğine dikkat çeken Demirbaş açıklamasını şöyle bitirdi: ?Yaptığımız yanlışlardan birisi de çocuklarımız zorda olsa terapiye davet ediyoruz ama tüm ailenin bu olaydan etkilendiğini düşünürsek tüm aile bireyleri ile birlikte terapi kabul etmek gerekir. Cinsel istismara uğrayan çocuklar genelde sessiz, çekingen, sevgiye şefkate muhtaç olan çocuklar seçiliyor. Evde fiziksel şiddete maruz kalan, eşler arasında kavga ve şiddeti gözlemleyen çocuklar. Aileler çocuklarına zaman ayırmıyorlar. Evlatlarını ihmal eden aileler maalesef çocuklarına aslında zulüm ediyor. İlk psikolojilerini onlar bozuyor.?
Haber: Necmettin Çuhadaroğlu