27 Mayıs darbesi sonrasında 42 mezar kazıldı
Başbakan Adnan Menderes'in idamına tanık olan 80 yaşındaki İbrahim Bozdağ: "Adnan Menderes, cellada, 'Sana gerek yok, ben kendim yaparım' dedi. Menderes kendi sehpasını itti, ip kırıldı, tekrar çıkardılar ve astılar"
Kayserili 80 yaşındaki İbrahim Bozdağ, 1960 yılındaki askeri darbe sonrasında 42 mezar kazıldığını, sonradan vazgeçilerek 3 mezar bırakıldığını anlattı. Bozdağ, "Adnan Menderes’i getirdiler, levhası döşünde takılı. Sehpaya çıkardılar, cellada dedi ki; ‘Sana gerek yok. Ben kendim yaparım’. Dedi ki; ‘Vatanıma ve milletime saadetler temenni ederim’. İpi geçirdi boğazına, sehpayı itti. Bu arada ip kırıldı, yere düştü. Tekrar çıkardılar ve astılar." diyerek şahit olduğu anları anlattı.
19 Eylül 1961 yılında dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in idamı sırasında orada bulunan 80 yaşındaki İbrahim Bozdağ, o gün yaşananları İHA’ya anlattı. Özel açıklamalarda bulunan 80 yaşındaki Bozdağ, Menderes’in son sözünün ’Vatana ve millete saadetler temenni ederim’ olduğunu, ayaklarıyla kendi sehpasını ittiğini ve ipin kopmasıyla yere düşen Menderes’in tekrar asıldığını söyledi.
26 Mayıs 1960 darbesinden sonra Yassıada'da kurulan Yüksek Adalet Divanı tarafından verilen kararla dönemin Başbakanı Adnan Menderes ile birlikte Fatih Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan idam edilmişti. O dönem askerliğini Yassıada’da yapan Kayseri’nin Bünyan ilçesinde yaşayan İbrahim Bozdağ, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Fatih Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan ve dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in idam edildiği günü anlattı.
"Köpek davası, bebek davası olarak yargıladılar"
Yargılamadan sonra 42 tane mezar açıldığını ancak idam sayısının sonradan 3’e düşürüldüğünü aktaran Bozdağ, "Askerliğimi İstanbul’da yaptım. Görevli olarak Yassıada’ya gittim. Yassı Ada’dan sonra İmralı’ya gittim. Askeriye ihtilal yaptı 1960’da. Rahmetli Adnan Menderes’i aldılar, Yassı Ada’ya götürdüler. Orada uzun boylu mahkeme yaptılar. Mahkemeden sonra Yassıada’ya götürdük. Oradan İmralı’ya götürdük. General dedi ki; ‘Bir yere gideceğiz, arabayı getir’. Yukarı doğru gittik, 42 tane mezar eşilmiş. 42 tane bakanlardan, mebuslardan asılacaktı. Sonradan vazgeçildi, 3 kişiye kaldı. Fatih Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan ve rahmetli Menderes kaldı. 42 kişinin arasında Osman Kavuncu da vardı, sonradan kurtuldu. Celal Bayar’ı da yargıladılar. O zaman Reis-i Cumhurdu. ’Köpek davası, bebek davası’ olarak yargıladılar. Celal Bayar bir yere gitmiş, orada süs köpeği vermişler. Onu da getirmiş hayvanat bahçesine satmış mı ne yapmışsa onu da öyle yargıladılar. Mualla Mukadder Atakan diye bir ses sanatkarı vardı o zaman. ‘Menderes’in dostu’ dediler, ‘çocuğu var’ dediler ve bebek davası çıkardılar. Halbuki öyle bir şeye tenezzül etmez. O zamanın askeriyesi uydurma bir şeyler dedi" ifadelerini kullandı.
"İdam edileceği gün rahatsızlandı, ertesi gün idam edildi"
Dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in diğer iki kişiyle birlikte idam edileceği gün rahatsızlandığını ve o gün Menderes’i getirmediklerini aktaran Bozdağ, "Adada 3 tane sehpa kuruldu, 3’ü de o gün ikindiye doğru asılacaktı. Rahmetli Menderes rahatsızlanmış, o gün onu getirmediler. Sadece Fatih Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan’ı getirdik, cellat sehpaya çıkardı ve onları astı. Ben arabamı getirdim, içine koydum, hamama götürdük, hoca bunları yıkadı, tabuta koydu, arabamın içine koyduk, mezarlığa götürdük. Orada bir general, hoca, ben, cellat iple tabutları aşağı indirdik, üzerlerini toprakla doldurduk" dedi.
"Kendi sehpasını itti, ip kırıldı yere düştü. Tekrar astılar"
Adnan Menderes’in idam edildiği 17 Eylül 1961 gününü anlatan İbrahim Bozdağ, Menderes’in sehpasını kendisinin ittiğini, ip kırılıp yere düşünce tekrar asıldığını belirtti. Menderes’in son sözünün ’Vatanıma ve milletime saadetler dilerim’ olduğunu sözlerine ekleyen Bozdağ, o gün ile ilgili anımsadıklarını şu şekilde anlattı:
"Adnan Menderes’i getirdiler, levhası döşünde takılı. Sehpaya çıkardılar, cellada dedi ki; ‘Sana gerek yok. Ben kendim yaparım’. Dedi ki; ‘Vatanıma ve milletime saadetler temenni ederim’. İpi geçirdi boğazına, sehpayı itti. Bu arada ip kırıldı, yere düştü. Tekrar çıkardılar ve astılar."
Böyle bir acının tekrar yaşanmaması dileğinde bulunan Bünyanlı İbrahim Bozdağ, "60 senelik acı bir hatıra. Üzgünüm. Elden gelecek bir şey yok. Hepsine Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın. Bizlere de bir daha böyle acı hatıralar yaşatmasın rabbim" diye konuştu.