Ne söylersen söyle boş...
Takım olamazsan, başarı hayal...
Kayserispor’un halini, pürmelalini böyle anlatmak mümkün; iyi oyunculardan kuruluymuş... Çok doğru... Takım olamadıktan sonra, hiç bir şey değilsiniz. Hele inanmazsanız, inanmışlığı beyninizin orta yerine 5’lik mıh gibi çakmazsanız, tırışkadan nameler ortaya çıkar; dün akşam Kadir Has Stadı’nda olduğu gibi.
Açık açık yazmakta yarar var... Bu takımda birileri artık sopayı eline almak zorunda. Yoksa, dün, bugün, yarın üzerine hikayeler yazmaya başlarsanız, bir bakmış sezon bitmiş ve tren kaçmış olur. Kayserispor’un bu futbol mantalitesi ile bu ligde yol alması imkânsız. Şunu da gönül rahatlığı ile söyleyebilirim; Mutlu Topçu, çok iyi bir insan. Sağlam duruşlu ve yüksek karakterli. Ancak bugüne kadar yaptı, olmadı... Bundan sonra olmasını beklemek ise iyimserlikten öte bir şey ifade etmez.
Topçu Hoca ile futbolcuların lisanı aynı değil. Frekans tutmadı. Mutfak ve malzeme iyi ama bir cacık olmadı işte.
Bundan sonra ne olmalı...
Yönetim Kurulu, derhal dümene geçmeli...
Süper Lig seviyesinin ötesinde harcanan paralara karşılık geçen dört hafta ve hanede yalnızca 5 puan, atılan toplam gol sayısı ise yalnızca 3 ise, demek ki her şey ortada, açık ve berrak.
Dünkü maça dönersek, sahaya sürülen takım ve oynanan futbolu çok kötü diye nitelersek, haksızlık etmiş oluruz. Herşeyi, anladım, ancak bir tek Okay’ın o kadroda ne işi vardı ve ne yaptı onu anlamakta zorlandım...
Zorunlu oyuncu değişikliklerinin dışında Turgut Doğan’ın kenara alınıp, Ömer’in sahaya sürülmesi ise başka bir muamma... Teknik analiz detayına girmek istemiyorum. Gördüğüm tek şey, bu devran böyle gitmez..
Herkes şapkasını önüne koysun ve gerekenler yapılsın...
Mesele, dünkü Samsunspor beraberliği değil, anlasanıza arkadaş!
