Kulis MAHALLESİ


YİYİN BEYLER YİYİN

Kora kor tartışma vardı bizim mahallede dün. Her zamanki gibi oturduk bir masanın etrafına, sermayemiz belli.


 

                                                                                                                                    

   Kora kor tartışma vardı bizim mahallede dün. Her zamanki gibi oturduk bir masanın etrafına, sermayemiz belli. Herkes eteğindeki taşı döktü de döktü. Papatya falı gibi, hem Kayseri üzerinden, hem de Türkiye geneli seçim sonuçları tahmini yaptık. Masada toplu daimi demirbaşların yanı sıra, duyanın koşup geldiği merkezimizde doğal olarak bir tahmin, diğeriyle bir türlü örtüşmedi. Bu koşullarda örtüşmesi de mümkün değil. Seçime doğru makas daraldıkça, maşallah herkesin bir tezi, anti tezi mevcut.

  İttifaklar yarışında Kayseri´nin göstereceği teveccüh, Türkiye genelinin belirlenmesinde önemli rol oynayacak. Yani, AK Parti-MHP´nin oluşturduğu Cumhur İttifakı´nın elde edeceği oran, Türkiye genelini görmemiz açısından ışık tutacak. İşte o kadar tartışmanın içinde hepimizin hemfikir olduğu tek konu bu oldu.

  NEREDE O ESKİ SEÇİMLER?

  Bizim mahallenin çokbilmişler masasında, gündeme gelen bir başka konu ise, ?Nerede o eski Ramazanlar? muhabbeti gibi, ?Nerede o eski seçimlerin gümbürtüsü? teması atıldı ortaya. Şıppadanak ve alelacele 24 Haziran için karar kılınan seçimler adına siyasi partilerin performans olarak beklentilerin altında kaldığı görüşü, dört bir yanımızı sardı. Az önce birbirleriyle kıyasıya fikir yarıştıranlar, bir de baktık, aynı görüşte.

  -Mübarek Ramazan nedeniyle siyasilerin performansında ciddi bir düşüş var. Yasak savma adına işte bir şeyler yapma gayretinden öte bir tavır göremedik.

  -Dostlar alışverişte görsünler misali, klasik metotlar. Şöyle ezber bozan bir siyasetçi gördünüz mü?

  -Daha güçlü kampanyalar olmalıydı. Zayıf kaldılar zayıf.

  Bunlar bizim masa etrafından yükselen seslerin ortalama ifadesi oldu.

  İTTİFAK GÜNÜ

  İlk oturmanın ardından şiddetli tartışmaların yaşandığı bizim masada, bu sez suhulet hakimdi. Masanın günlük sakinleri, havadan mıdır, başka sebeplerden midir birden bire hemen hemen her konuda ittifak yaptı.

  Hadise döndü döndü, iftar sofralarına geldi. Öyle eleştiriler yapıldı ki, aman Allahım. Oturma arkadaşlarım, yarenlerim diye söylemiyorum hepsi de çok cevval cümleler kurdu. Sonuna kadar da haklılar. Ben de imzamı atarım bu konuda.

   -Her Ramazan ayında, aynı hikâye, aynı terane. Sofralar aynı, yüzler aynı. Arkadaş bunun adı, körler sağrılar, birbirini ağırlar.

   -Yahu usanmıyorlar. Hatta bir miktar utanma gerekiyor ama, yok.  Zenginler kulübünün üyeleri, ?Ye kürküm ye? gibi bir iştiha içinde birbirlerini ağırlamaktan yorulmuyor. Bunlar bu denli aziz ve mübarek günleri yanlış anlıyorlar. Amacın hasıl olmasını bırakın, ihtişamlı sofralar medya eliyle fakirin-fukaranın gözüne gözüne sokuluyor; ayıptır ayıp.

   -Mübalağa olmasın,  kuş sütünün eksik olmadığı sofraların tamamından, israf akıyor, yüzsüzlük kokuyor.

  -İnsanlar, paylaşmayı unutmuş. Yoksulu unutmuş. İnfak nedir unutmuş. Hatta insanlık bile unutulmuş. Ramazan bereketini ve hikmetini anlamak yerine, düşmüşler bir caka satmanın peşine, nedir bu yahu?

  -Türk toplumunu bir arada tutan değerler teker teker elimizin altından kayıp gidiyor. Yardımlaşmayı unutan, paylaşmayı zul sayan insanlar haline geldik. Nede o sağ gözün verdiğini, sol göz görmeyecek anlayış. Hey gidi günler hey.

  Vallahi bunlar benim buraya, bu sütunlara aktarabildiğim şeyler. Dozajı çok yüksek eleştiriler de var; bunu bilesiniz.

  Bir dost, şeklinde aktardım. Gerisini umarız bilmesi gerekenler bilirler, anlaması gerekenler de anlarlar.

  Yarın görüşürüz, daha da söylenecek başka bir söz yok.