Metin SÖNMEZ


YERİN 7 KAT DİBİ!

Bu maçı izlemeyene,” Kayserispor 47. Dakikaya kadar 3-0 öndeydi ama, 90 dakika 3-3 tamamlandı”şeklinde başlayan cümle kursanız, şaka zanneder, Kamera neredeyse el sallayayım” der…


 

Bu maçı izlemeyene,” Kayserispor  47. Dakikaya kadar 3-0 öndeydi ama, 90 dakika 3-3 tamamlandı”şeklinde başlayan cümle kursanız, şaka zanneder, Kamera neredeyse el sallayayım” der…

  PTT 1. Lig'de kadro yapısı ve derinliği ile rakiplerinden açık ara önde olan ve kadro kalitesine bi-tamam herkeslerin ağzının suyunu akıtarak baktığı Kayserispor, en yakın takipçisini konuk ettiği A.Demir önünde,  47 dakika öyle bir futbol oynadı ki, herkes mest oldu. İlk yarıyı 2 farkla önde tamamlayan, karşılaşmanın ikinci yarısıyla birlikte bir gol daha bularak skoru 3-0'a getiren sarı-kırmızılılar, kendisini de, taraftarını da  Erciyes'in zirvesine kadar çıkardı, sonra da resmen yerin yeri kat dibine gömüldü; işin aslı-faslı bu…

  Şaka deyin…

  Basiret bağlanması deyin…

  Ne derseniz deyin, durum bu…

  Kayserispor kalibresinde bir takımın, 3-0'dan 3-3'e maç getirmesini futbol literatüründe yer alan her hangi bir deyimle izah etmenin mümkünü yok…

  Bunca kaliteli kramponu büyük fedakarlıkla bünyesinde barındıran Kayserispor'un, sevenlerine bu beyin dumurunu, akıl tutulmasını yaşatmaya hakkın yok…

  Üstününe üstlük futbolda böyle bir şey, hiç ama hiç yok…

  Adını doğru koyalım… Karşılaşma üç farklı hal almışken, başta futbolcular ve herkesler, Oldu da bitti maşallah” havasına girdi… İşte o andan itibaren kabus dakikaları başladı. 3-0'ın bir dakika sonrası 3-1'lik skora taşınması, ardından 8 dakikalık bölümde 3-2'ye gelen A.Demir'in coşkusu karşısında Kayserispor sahadan silindi gitti…

  Belki de Lig'i bitireceği bir maçta, sarı-kırmızılı takımın bunları yaşatmasını nasıl değerlendirmek lazım bilemiyorum… Ancak şunu söylemek lazım; Demir'in attığı ilk gol sonrası, kenardan oyuna müdahale net bir biçimde şarttı… O müdahale geldi ama yanlış oldu…

  Kenara alınacak isim Diego değil, ilk golün sahibi Murat Akın olmalıydı… Sahada olması gereken ise hiç kuşku yok ki, İbrahim Dağaşan'dı… Eğer orta sahanın direncini arttırmak istiyorsanız eldeki malzeme içinde en doğru tercih buydu… Zira bu değişikliğin ardından Okay'ı, Murat'ın oynadığı bölgeye göndermek, Barış Özbek ile birlikte Dağaşan ile orta alanı kontrol etmek en akıl karı işti… Birinci tercih yanlışı burada yapıldı… Ki, İbrahim yalnızca tatlı sert futbolu değil, ağabeyliği ile de takımı  stres dakikalarından uzaklaştıracak en efektif isimdi… Sonrasında ise, Barış-Mihailoviç değişikliği olabilirdi ama dediğim gibi yalnızca saha içi değil, saha dışında da panik halleri yaşandı…

  Futbolcu hamleleri üzerine çok daha fazlası yapılabilirdi ama tüm yanlışlar üst üste geldi, stres tavan yaptı, olanlar oldu, ortaya hilkat garibesi bir durum çıktı…

  Elbette, bir de kaleci Serdar vakası yaşandı… Maçın tekrarını izlese, Bunları nasıl yaptım” diye en çok kendisi üzülür zannımca…

  Böylesine kritik bir mücadelenin ardından şu saydıklarımdan ziyade binlerce ders çıkarmak mümkün. Fakat  unutmayalım ki bu takım hala Lig'in zirvesinde. Ayrıca A.Demir'e karşı hem üç puan, hem de ikili averaj üstünlüğü var. Diyeceğim o ki; makul biçimde eleştirelim ama sonuna kadar da desteğimizi devam ettirelim. Lig'in bitmesine 12 maç var ve Kayserispor açık ara en avantajlı takım; bunu unutmayalım yeter.