Yalçın ARAL


YENİ DÜNYA DÜZENİ VE KORONAVİRÜS’ÜN GETİRDİKLERİ

Koronavirüs Çin’in Vuhan kentinden Dünyaya yayılmasından sonra YENİ DÜNYA DÜZENİ çerçevesinde algı ile nelerin toplumlara pompalanmak istendiğine dikkat etmek gerekir.


Koronavirüs Çin’in Vuhan kentinden Dünyaya yayılmasından sonra YENİ DÜNYA DÜZENİ çerçevesinde algı ile nelerin toplumlara pompalanmak istendiğine dikkat etmek gerekir.

Bu yönlendirilmek istenen olgulara bir göz atmakta fayda vardır;

  • Koronavirüsten ölenlerin çoğunun 65-70 yaş üstü, kronik hastalıkları ve direnci az olan insanların oluşturduğu görülmektedir.
  • Yaşlı bir nüfusa sahip olan İtalya’da hayatını kaybedenlerin oranı her geçen gün artarak 7.503’e yükselmiştir. Aynı zaman diliminde hastalığın tespit edildiği vaka sayısı da 74.386 kişiyi bulmuştur. İyileşenlerin sayısı da 9.362 kişidir.
  • İtalya’dan test sayısının yetersiz kaldığı açıklamaları da gelmektedir.
  • İtalya’da koronavirüs enfeksiyonu nedeniyle 2.978 ölen hastalar üzerinde yapılan incelemeden çıkan sonuçlar;
    • Ölenlerin yaş ortalaması 79,5 dur.
    • Koronavirüs tanısı alanların ortalama yaşı 63 yaş civarıyken ölüm vakaları bu yaşın 16 yıl üzerinde seyretmektedir.
    • Ölüm vakalarında çoğunluğun % 70,6 oranı ile erkeklerin olduğu görülmüştür.
      • Hayatını kaybeden 707 kişinin yaşlarının 70 ile 79 yaş arasında olduğu,
      • 852 kişinin ise 80 ile 89 yaşlarında olduğu,
      • 198 korona ölümünde ise yaşın 90’dan daha yüksek olduğu saptanmıştır.
      • 70 yaş üzeri ölümlerin toplamı 1.757 kişi ile değerlendirilmeye alınan toplam ölümlerin % 59 seviyesini teşkil ettiği görülmektedir.
      • Sadece 17 ölümün 50 yaşın altı olduğu belirtilmektedir.
      • Bu gurupta 40 yaşın altında olan ölümlerin sayısının da 5 kişi olarak tespit edilmiştir.
      • Genç yaşta hastalıktan hayatını kaybedenlerin hepsinin 31-39 yaş arası erkek hastaların olduğu ve virüs öncesinde bu kişilerin başka ağır hastalıkları bulunduğuna işaret edilmiştir.
      • Ölen hastaların % 12 civarının  yüksek tansiyon hastası olduğudur. Koronavirüsten hayatını kaybedenler içinde en yüksek oranı yüksek tansiyon hastaları oluşturmaktadır.
    • İtalya’da virüsten ölen 2.978 kişi üzerinde yapılan virüse yakalanmadan önceki durumlarının araştırmasında;
      • 145’inde kalp rahatsızlığı,
      • 106’sında ritim bozukluğu,
      • 54’ünde inme,
      • 355’inde hipertansiyon,
      • 163’ünde diyabet,
      • 57’sinde demans,
      • 66’sında KOAH,
      • 94’ünde kanser,
      • 18’inde karaciğer rahatsızlığı,
      • 97’sinde böbrek yetmezliği olduğu

                   rapor edilmiştir.

    • İtalya’da ölen 2.978 hastada koronavirüs sonucu hayatını kaybedenlerden % 48,5’inin KOVID-19 ‘dan önce en az üç kronik hastalığı bulunduğu ortaya çıkmıştır.
    • Araştırmada % 15,6’sının ise iki kronik hastalığı olduğu,
    • Ölenlerden % 0,8 kısmının da , önceden hiçbir kronik hastalığı bulunmadığı tespit edilmiştir.
    • Yapılan açıklamada, İtalya’da hayatını kaybedenlerin ilk belirtilerin ortaya çıkmasından öldüğü güne kadar ortalama sekiz gün olduğu belirtilmektedir.
    • Koronavirüse yakalananların en çok şikayet ettiği ilk belirtilerin ateş ve nefes darlığı olduğudur. İtalya’da hayatını kaybedenlerin üçte ikisinde en çok rastlanan semptomlar olarak kayda geçmiştir. Öksürük sorunundan şikayetçi olanlar ise % 42 seviyelerinde bulunduğu belirtilmektedir.

 

Dünya geneline bakıldığı zaman son oluşan rakamlara göre;

  • Dünya Ülkelerinde toplam vaka sayısının 201 ülkede 476 binin üzerine çıktığı,
  • Dünya genelinde hayatını kaybeden kişi sayısının da 21.000 seviyesini geçtiği,
  • Dünya genelinde tedavi edilerek kurtulanların sayısının da 117 bin civarı olduğu belirtilmektedir.
    • Hastalığa yakalanıp da ölenlerin oranı  % 4,4 civarıdır.
    • Hastalığa yakalanıp da iyileşenlerin oranı % 25 civarıdır.
    • Ağır vakalarda virüsü kapanların yaşam süresinin 10 gün civarı olduğu görülmektedir. Hayatını kaybetmeyip iyileşenlerinde bu istatistiklere gireceği görülmektedir.

         Tabi ki hastalığın tespitten sonra 8- 10 günü geçmesi gerekir ki hastalıktan kurtula bilme olasılığı artsın.

Ne zaman bir ülkelerde yeni vaka tespit edilme sayısı ciddi şekilde azalır veya sıfırlanır ancak o zaman salgın kontrol altına alınmış demektir.   

Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre 1 vakadan 67gün sonra vaka sayısının 100 bine ulaştığı, 100 binden 11 gün sonra vaka sayısının 200 bine ulaştığı , 200 binden 4 gün sonra vaka sayısının 300 bine ulaştığını belirtmektedir. Bu verilerde göstermektedir ki virüsün yayılma hızının çok yüksek olduğudur. Bu durumda göstermektedir ki izolasyon ve karantina uygulanmadığı zaman virüsün ciddi şekilde Ülkemizi, bölgemizi ve dünyayı etkileyeceğidir.

ABD’DE salgın ile ilgili uzmanların en kötü senaryolarına göre, ABD’de 160 ile 240 milyon kişinin koronavirüsten etkilenebileceği ve 200 bin ile 1,7 milyon kişinin hayatını kaybedebileceği belirtilmektedir. Salgının bu durumda aylarca hatta bir yıldan uzun sürebileceği tahmini yürütülürken senaryoya göre ABD’DE 21 milyon kişinin hastaneye yatabileceği belirtilmektedir. Bu öngörülen rakamlara göre ölüm oranının ABD’DE % 1 seviyesinde olabileceği öngörülmektedir. Şu an dünyada ölüm oranının tespit edilebilen ve  etkilenen kişilerin sayılarına göre % 4 ler seviyesinde seyrettiğidir. Tespit edilemeyenlerinde hastalığı ayakta veya hafif geçirmekte olduğu gerçeğini de atlamamız gerekir.  Zaten dünya genelinde senede 650.000 kişinin gripten ( solunum yolu enfeksiyonundan ) öldüğü belirtilmektedir.  Dünya genelinde Ülkeler bazında rakamlara bakıldığı zaman: Bu rakamlar en son verilere göre alınmış olup her an rakamların değişe bileceğinin de bilinmesi gerekir.

                            Virüs tespit edilmiş kişi sayısı             Ölü sayısı       İyileşen kişi sayısı

İTALYA                      74.386                                               7.503                         9.362

ÇİN                              81.292                                               3.287                       74.055

ABD                             69.223                                               1.054                        619

İSPANYA                   49.515                                               3.647                          5.367

ALMANYA                  41.434                                                  224                          5.931

İRAN                            27.077                                               2.077                          9.625

FRANSA                     25.600                                               1.331                          3.900

İSVİÇRE                     10.897                                                  153                             131

GÜNEY KORE            9.241                                                  132                          4.144

İNGİLTERE                  9.529                                                  465                             135          

 

Bu durum çerçevesinde ve Hükümetimizin yaptığı açıklamalar doğrultusunda değerlendirmeler yapılması gerekmektedir. Türkiye’de bir de “INFODEMİ”  virüsü vardır ki! İNFODEMİ: Aşırı ve asılsız bilgi veya haber salgınının, toplumda korku ve paniğe yol açarak, esas salgının yönetimini zorlaştırması olarak ifade edilen bir terimdir. Kısacası İNFODEMİ “Kara bilgidir ve  öldürür.” Yetkili olmayan kişilerin gerçek dışı yaptığı açıklama veya yorumların tamamıyla halkı paniğe sürüklemek için yapılan açıklamalar olduğunun iyi bilinmesi gerekmektedir. İNFODEMİ’NİN çok tehlikeli ve bulaşıcı bir virüs olduğunu, zaten sosyal medyada dolaşan yalan haberlerden bu durum teyit edilmektedir.

İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu; Sosyal medya provokatörlerinden 410 kişinin yakalandığını, bu meseleyi tahrik ve istismar etmek isteyenlerin olduğunu. Sosyal Medya hesaplarından tespit edilen 1.748 hesabın % 65’İNİN FETÖ-PKK bağlantılı olduğunu belirterek Vatandaşlarımızın en üst düzeyde tedbirlere uyduğunun görüldüğünü. Bunun yanında istisnaların olduğunu, uymayanlar  konusunda gereği yapıldığının da bilinmesi gerekliliğini, bu kapsamda Koronavirüs genelgesine uymayanlardan 1.542 iş yerine idari ceza, 207’sinede adli işlem yapıldığını belirtmiştir.

Yalan beyanın tamamen morali sıfırlayarak kaos yaratmak olduğunun bilinmesi gerekir. Toplumun ruhunu zehirleyecek bir söylem veya eylem içinde bulunanlar ve nefret pompalamanın özgürlükle ifade edilemeyecek kadar vahim bir konu olduğunun bilinmesi gerekir. “Sınırsız özgürlük delilere mahsustur.”

Biz bu senaryoyu maalesef Çernobil olayında da yaşadığımızı tekrar hatırlayalım. O zamanlar radyasyondan etkilenme oranına göre en az zararı Türkiye görmesine rağmen içimizdeki kendini bilmez ve maşa olarak kullanılan bu odaklar ekonomik olarak Türkiye’nin daha fazla zarar görmesini sağlamışlardır. Bunun yanında da o zamanlar Türkiye’de NÜKLEER SANTRAL yapılması konusunun da gündemde olduğunu unutmayalım. Çernobil olayından sonra bu odakların halkın kafasını karıştırmalarından dolayı NÜKLEER SANTRAL yapımından da o zamanki Siyasi Otoritenin vaz geçmek zorunda kaldığını da  atlamayalım. 

Her zaman belirtiğim üzere, eğer bir olay yaratılmışsa bunun bir çok çıktısı vardır;

Vekalet savaşlarından virüs savaşlarına evirilen YENİ DÜNYA DÜZENİ mücadelesinin eğer aralarında anlaşamazlarsa bir sonraki evresi artık sıcak savaştır. Bu yaratılan virüs ile Dünya yeniden şekillenerek ciddi bir dönüşüm sürecine girmiştir. Hiç bir şeyin tesadüf olmadığı gerçeği ile olan olayları değerlendirmekte fayda vardır.

 

Türkiye’deki hastalık durumu ve seyri;

% 80 hastalığı hafif atlatıyor.

% 15 kısmı ciddi bir tedavi sürecine giriyor, yatarak süre uzaya bilir.

% 5 kısmı ciddi şekilde etkileniyor. Bu kesimde üst yaş gurubu ve kronik hastalığı olanları kapsadığı istatistikler teyit etmektedir. Hayatını kaybedenlerin de büyük miktarda bu kesimden olduğu görülmektedir.

  • Şu ana kadar açıklanan rakamlara göre Türkiye’de toplam 33.004 adet test yapıldığı bu testlerden çıkan sonuca göre de vaka sayısının 2.433‘e ulaştığı , hayatını kaybeden insan sayının 59, yoğun bakım hasta sayısının 136, ENTÜBE (Solunum yetmezliğindeki hastaları solunum cihazına bağlayabilmek için ağızdan nefes borusuna ulaşan bir boru takmak gerekir.. Bu boru takma işlemine entübasyon denir.) Entübe hasta sayısının 102, iyileşen ve taburcu edilen hasta sayısının da 26, ikisinin de 60 yaş üzeri olduğu belirtilmektedir. Her geçen gün itibarı ile bu rakamların yükseleceği maalesef görülmektedir. Vefat edenlerin oranı % 2,4 civarıdır , daha tanı konup da virüsten dolayı hayatını kaybedecek insanların olduğu maalesef bir gerçektir. Bu verilen tablonun her gün itibari ile güncellenerek açıklanacağı belirtilmiştir.
    • Son vefat edenlerin ileri yaşlı ve kronik hastalığı olan kişilerin oluşturduğu belirtilmektedir.
  • Son 24 saatte toplam 5 bin 035 test yapıldığı, bu testlerden sonra 561 yeni tanıya rastlandığı belirtilmektedir. Günlük test sayısının da çok ciddi bir rakama ulaştırılacağı belirtilmektedir, bu durumda virüsün kontrolü açısından önemli bir gelişmedir.
  • Erken Tanı Kiti vasıtasıyla, hastalığın tedavisi için erken tanı konulması çok önemlidir.  Tespit edilen hastalarda tedaviye ne kadar erken başlanırsa iyileşme oranı da o kadar artmaktadır.
  • Ayrıca Sayın Bakan, Sağlık Bakanlığına 32 bin yeni personel takviyesi yapılacağını bunun yanında sağlık çalışanlarına 3 ay tavandan ödeme yapılacağını ve gelirlerinin de bu süre zarfında iyileşme olacağını da açıklandı.
  • Bu açıklamaya teyit olarak Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Berat Albayrak, sağlık çalışanları için 4,5 milyar TL ek ödenek ayrıldığını duyurdu.
  •  Erken Tanı Kitlerinin satın alınarak Türkiye’ye gelmeye başladığını, ilk etapta 50 bin adet kitin geldiği, 300 bin adet Erken Tanı Kitinin de bir-iki gün içinde geleceğini bu rakamın 1 milyon adete tamamlanacağı ve bunun yanında Laboratuvar sayımızın kısa zamanda içinde 25 ilde toplam 36’a çıkarılacağı Sayın Sağlık Bakanı tarafından açıklanmıştır.
    • Bu Erken Tanı Kitlerinin de gerekli yerlere dağılımının yapılmakta olduğu bilgisini de vermiştir.
  • Ayrıca yoğun bakımda tedavi gören hastalar için Çin’den getirilen yeni ilaçların devreye girdiği ve yoğun bakım üniteleri bulunan yerlere bu ürünlerin gönderildiği ve 40 şehre ulaştırıldığı belirtildi. İlacın gözleme alındığı tedavide verecek neticeye göre değerlendirme yapılacağı da belirtti.
  • Bunun yanında Sağlık Bakanlığının maske üretimi ile ilgili 60 üretici ile sözleşme yapıldığı belirtilmektedir.
  • Şu an itibarı ile Türkiye’de 15.135 kişinin karantina altında olduğudur.
  • Okullara verilen ara uzatılarak, 30 Nisan’a kadar uzaktan eğitimle eğitime devam edileceği açıklandı.
  • Kontrollü ve daha az temas olursa dışarıya karşı özlemimiz çok uzun sürmeyeceğinin bilincinde olunması gerekir.  
  • Vaka sayısı az değildir, virüsün genç, yaşlı, orta yaşlı ayırımı yapmamaktadır.
  • Sayın Başkan “ Vatandaşlarımızı bu krizin etkilerinden korumaya devam edeceğiz.” mesajını verdi.
  • Vatandaş olarak bizim yapmamız gerekenlerde, Yetkililer tarafından belirtilen uyarılara uyarak kendimizi ve ailemizi en iyi şekilde izole ederek bunun yanında temizliğimize çok daha dikkat etmemiz gerektiğini ortaya çıkarmaktadır.
  • Ayrıca Umreden gelen kişilere değinmeden geçemeyeceğim. Bu süre zarfında Türkiye’ye gelen turist sayısının 350 bin civarında olduğunu ve bu turistlerin büyük çoğunluğunun şu an virüsün merkezi durumunda olan Avrupa Ülkelerinden geldiğini bilmek gerek. Zaten Türkiye’ye virüs başta Avrupa Ülkeleri olmak üzere başka ülkelerden gelmiştir. Virüsün Türkiye’ye taşınmasının başında da Avrupa ve ABD’ye turist olarak giden Türk vatandaşlarının olduğunu da atlamamak gerekir. Bu zamanda Suudi Arabistan’da vaka sayısının 800 civarı olduğu ve bir kişinin koronavirüsten vefat ettiği düşünüldüğü zaman neyin çok daha tahdit olduğu konusunun da bu veriler çerçevesinde iyi düşünmek gerekir. Zaten alınan tedbirler sonucu yurt dışından gelen her vatandaşımızın 14 gün karantina zorunluluğunun uygulandığını da atlamamak gerekir. Umreye gidenlerin, Umreye gittikleri zaman böyle bir hastalık daha ortada olmadığının da bilinmesi gerekir. Avrupa’da bulunan 3.614 Türk vatandaşlarımızın dokuz Avrupa Ülkesinden 17 Mart 2020 tarihinde Türkiye’ye getirilmesi ve umreden gelenler gibi karantinaya alınması da bu alınan kararlar doğrultusunda yapıldığını da atlamayalım.
    • Bunun içinde koronavirüs riskine karşı açıklanan 14 kurala dikkat etmemiz gerekmektedir.
    • Bu 14 kural;
      • Ellerimizi sık sık, su ve sabun ile en az yirmi saniye boyunca ovarak yıkamak,
      • Öksürme ve hapşırma sırasında ağzımızı, burnumuzu tek kullanımlık mendille kapamak. Mendil yoksa dirsek içini kullanmak.
      • Ellerimizle gözlerimize, ağzımıza ve burnumuza dokunmamak,
      • Soğuk algınlığı belirtileri gösteren kişilerle aramıza en az üç dört adım mesafe koymak,
      • Yurt dışı seyahatlerimizi iptal etmek yada ertelemek,
      • Yurt dışından dönüşte ilk 14 gün evimizde geçirmek, ziyaretçi kabul etmeyerek tam bir tecrit işlemi gerçekleştirmek,
      • Bulunduğumuz ortamları sık sık havalandırmak,
      • Kapı kolları, armatürler, lavabolar gibi sık kullandığımız yüzeyleri su ve deterjanla her gün temizlemek,
      • Havlu gibi kişisel eşyalarımızı ortak kullanmamak,
      • Kıyafetlerimizi 60-90 derecede normal deterjanla yıkamak,
      • Tokalaşma, sarılma gibi yakın temaslardan kaçınmak, karşılıklı iletişimde sosyal mesafe 1 metreden az olmamalıdır. Yüz yüze iletişimi 15 dakikayla sınırlayın. Karşınızdaki hasta bile olsa bu tedbir riski azaltmaktadır.
      • Bol su tükenmek, dengeli beslenmek, uyku düzenimize dikkat etmek,  güçlü bağışıklık sistemi için günlük uyku süresi 7 saatten az olmaması gerekir.
      • Soğuk algınlığı belirtileriniz varsa yaşlılarla ve kronik hastalığı olanlarla temas etmemek ve maske takmadan dışarı çıkmamak,
      • Düşmeyen ateş, öksürük ve nefes darlığımız varsa, maske takarak bir sağlık kuruluşuna başvurmak,

BU 14 KURALA UYARAK, RİSK ALMAYALIM VE GEREKENİ YAPALIM,

KORONAVİRÜS ALACAĞINIZ TEDBİRLERDEN DAHA GÜÇLÜ DEĞİLDİR.

Bu felsefe ile hareket edilmesinde her zaman fayda vardır. Uzmanlara göre mücadelenin başladığı andan itibaren 2 ay çok kritik. Bu süre zarfında azami ölçüde tedbirli ve sabırlı olunması gerekmektedir.

 

         Bu sürecin getirecekleri;

  •    Dünyada Koronavirüs ile sanal paraya geçiş sürecinin başlatıldığı görülmektedir; Kullanımdaki nakit paraların mikrop taşıdığı ve virüsü yayma potansiyeli taşıdığı belirtilerek, bütün dünya vatandaşlarının nakit paraya (Kağıt veya metal) dokunmaması empoze edilmektedir. Bunun çıktılarına bakıldığı zaman dünyadaki insanların sanal – kripto paraya doğru yönlendirildiği görülmektedir. Nakit paranın özgürlük olduğunu unutmayalım. Nakit olarak harcanan bir paranın kaydı yoktur ve özgürce harcanır. Kayıt altına girmiş ve kart ile yapılan her ödeme bir tarafa kayıt edilmektedir ve asla kaybolmaz.
    • Sanal Para ile dünyadaki insanların harcamalarının bu sistem ile yapılması sağlanmak istenmektedir. Bu suretle her kesimin kayıt altına alınması sağlanarak, kimsenin nakit ile özel ve gizli harcama yapamamasının sağlanması ile herkesin harcama eğilimleri kayıt altına alınmak istendiği bu suretle tüketicilerin zaaflarına göre yönlendirile bilinecek bir ortam yaratılmak istendiği görülmektedir.
    • Bu suretle herkesin nerede ne harcadığı, nereye gittiği artık gizli bir durum olmaktan da çıkacaktır.
    • Bunun bir üstü de tek kart veya insanlara yerleştirilecek çip sistemine geçildiği zaman nerede olduğunuz, sağlık durumumuzdan başlamak üzere yaptığımız her şeyin ve her harcamanın kayıt altında olacağıdır.
    • Ayrıca bu sistemi kuran veya kontrol edenlerin her harcamadan belli bir  % oranını da kendi hesaplarına aktarılacağının da atlanmaması gerekir.
    • Bu suretle her harcamadan belli bir %  veya hizmet bedelinin, sistemi oluşturan veya kontrol edenlerin cebine gideceği, bunun yanında herkesin harcama eğilimleri belirlenmesi sureti ile yönlendirile bilineceği en önemlisi insanların o anda nerede olduğu bir sisteme doğru dönüşmekte olduğunun bilinmesi gerekir. Buda Koronavirüs (KOVİT-19) sayesinde korku ile yapılmakta olduğu görülmektedir.
      • Zaten akıllı cep telefonları ve bilgisayarlar ile insanlar zaten izlenmekte ve alışkanlıkları ve zaafları bir tarafa not edilmekte idi. Bundan sonrada insanlara takılacak cipler ile kontrol altına alınacağı bir sürece doğru hızlıca girildiği görülmektedir.
    • Bu sistemin getirdiği şeyde, maalesef bağımsız ve özgür bir dünyanın sonudur. 
    • Paranın kripto veya sanal para sistemine dönüşmesi , dünyadaki rezerv para konumunda olan ABD Dolarının ipini de çekecektir.
      • ABD’NİN devlet borcunun 23 Trilyon ABD Dolarının üzerinde olması. Bunun yanında ABD bulunan Eyaletlerinde 4-5 trilyon ABD doları civarında borcu ve Pentagondaki açığın 35 trilyon ABD doları seviyelerinde olması zaten batı basınında yazılıp çizilenlerdir.
      • Bunun yanında ABD dolarının karşılığı olmaması da eklenince ve ABD’NİN borcunun ödenemeyecek noktaya gelmesi de hesaba katılınca, zaten ABD DOLARI uzatmaları oynuyor yorumları çok önceden Batı basınında belirtiliyordu. Bu veriler çerçevesinde zaten ABD dolarının ipinin çekilmesi zamanının beklendiğini çok önceleri belirtmiştim. Şimdi bu zamanın çok yaklaştığı görülmektedir. Bu yaşananlarda bunu maalesef teyit etmektedir.

 

  • Koronavirüs (KOVİT-19) ile dünya nüfusunun azaltılması projesine de hız verildiği görülmektedir.
    • Bunun yanında yeni dünya düzenine, bilgisayar ve sanal düzene adapte olamayan veya olamayacak ileri yaşlı kimselerin elimine edilmesi sürecine girildiğinin işaretleri olarak virüsü değerlendirmekte de fayda vardır.
    • Ayrıca toplumların ve toplumumuzun ileri yaş gurubu “TOPLUMUN KÜLTÜREL BELLEĞİDİR!” Bu vesileyle virüs hamlesi ile toplumların kültürel belleğinin de ortadan kaldırılmak istendiği görülmektedir. Bu durumunda İlluminati felsefesine hizmet edeceği de ortadadır.
    • Virüsten etkilenen zümrenin ve sonuçta hayatlarını kaybeden insanların büyük çoğunluğunun 70 yaş üstü ve kronik hastaları olan insanlardan oluştuğu görülmektedir.
      • Rusya’da anneler, yeni doğmuş bebeklerini çırılçıplak soyup dışarıya çıkarıyorlar. Sonrasında bebeklerini, kar üstünde, buz gibi suyla yıkıyorlar. Ruslar bunu, bebeklerinin sağlıklı ve hastalıklara karşı dayanıklı olması için yapmaktadırlar. Konu hakkında açıklama yapan, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanları , soğuğun hasta etmediği, hastalığın tamamen mikroplardan kaynaklandığını belirtmektedirler. 
      • Zaten dünya toplumlarında hastalıklı veya zayıf bünyeye sahip olanların topluma adapte olamayacağı ve topluma yük getireceği doğrultusunda ki algıyı ve düşünceyi paylaştığı için virüsün bu durumda olan kişileri de elime ettiği göz önüne alındığı zaman YENİ DÜNYA DÜZENİNDE ne gibi bir insan tipi tablosu yaratılması öngörüldüğü görülmektedir. Bu da korkutucudur.
        • Bu durumda İlluminati deki insan tipini tarif etmektedir. İlluminati deki bahsedilen tek toplumdaki insan tipi , “Milli ve manevi değerlerinden kopmuş, materyalist zihniyete dönüşmüş veya sahip, kendinden başkasını düşünmeyen  vicdansız insan tipi!” olduğunu atlamayalım. İspanya’da terk edilmiş huzurevinde kalan yaşlıların yataklarında ölü bulunması da bu felsefeyi maalesef teyit etmektedir.
  • Bu virüsün, sağlıksız, Kronik hastalıkları bulunan, tüketici durumuna geçmiş ve ileri yaştaki insanları  hedef aldığı görülmektedir.
    • Bu kategoriye giren insanların ülkelerin Sosyal Güvenlik sistemlerine ciddi şekilde yük getirmekte olduğu da bir gerçektir. Yaşlı Batının bu kamburdan kurtarılmak istendiği de görülmektedir.
      • Çin’den sonra virüsün merkezinin yaşlı nüfusu barındıran Avrupa Ülkelerine kaydığı, bundan sonrada virüsün merkezinin ABD’ye kayacağı  görülmektedir.  ABD’nin açıklamaları da bu gidişatı teyit etmektedir. 
      • Bunun yanında, Avrupa Ülkelerinin Koronavirüs ile ilgili aldıkları tedbirlerde bu   tespitleri ayrıca teyit etmektedir.
        • Avrupa Ülkelerinin virüse kayıtsız kalarak, virüs yayıldıktan sonra tedbir almaya çalışmaları da düşündürücüdür!
        • Bu durumu maalesef İtalya’da ve İspanya’da yaşananlar ve bu ülkelerin  verileri de  teyit etmektedir.
  • ABD’DE silah satışlarının ciddi şekilde artış göstermesi de kaygı vericidir. Ülkelerin bu virüs çerçevesinde nereye doğru evirebileceğini kestire bilmek çok zor görünmektedir.
    • ABD Kamu Sağlığı Dairesi Başkanı ADAMS; “KOVİD-19 salgını daha da kötüleşecek, evinizde kalın”,
    • ABD Başkanı TRUMP, “Virüse ilişkin rakamlar kesinlikle daha da kötü olacak. En aza indirmek için çalışıyoruz”,
    • KANADA Başbakanı TRUDEAU, Halka yapılan çağrıların karşılık bulmamasına isyan ederek. “Yeter artık, eve gidin.” demekten kendini alamamıştır.
    • ABD’DE bu virüs seçimlere kadar devam ederse şimdiki ABD Başkanı Trump’ın tekrar seçile bilmesi riske gireceğinin de atlanmaması gerekir. ABD’nin uzmanları tarafından yapılan açıklamada virüsün 1 sene süresince devam edebileceği belirtilerek tedbirlerin bu duruma göre alınmasında fayda olduğunu belirttiklerini atlamamak lazım.
    • NEW – YORK Belediye Başkanı Blasıo “New-York ABD’DE KOVİD-19’un merkezi haline geldi. Salgınla mücadele aylarca sürebilir.” ifadelerini kullandı. Ayrıca, Acil Servislerinde bu virüs ile ilgili yeterli olmadığını belirtmektedir.
    • Trump son yaptığı açıklama ile hedefin 12 Nisan’a kadar virüsün son bulacağı belirtmesine rağmen ABD sağlık otoritelerinin açıklamaları bu söylemini doğrulamadığı görülmektedir. Ayrıca Trump “ Her yıl araba kazalarında ölenlerin sayısının KOVİD-19 ‘dan daha fazla” olduğunu belirtmektedir.
    • Daha ABD’DE virüs pik yapmış durumda değildir.
    • ABD’DE iki Türk vatandaşı Korobavirüsten öldüğü belirtilmektedir.
    • ABD’DE Koronavirüsün en etkili olduğu alanın NEW YORK olduğu belirtilmektedir. ABD’DE tespit edilen vakaların yarısından fazlasının bu eyalette olduğu bildirilmektedir. Bu eyalette, 33.006 vaka ve 366 ölü sayısına ulaşılmıştır.
    • ABD Başkanı Donald Trump, ABD’DE Koronavirüs salgınının merkez üssü haline gelen NEW YORK’U zorlu haftalar beklediğini belirtti.
    • Şu an ABD en fazla vaka sayısında dünyada Çin ve İtalya’nın ardından 3. Sırada bulunmaktadır. 
    • ABD’DE şu ana kadar 6 eyalette ve Washington şehrinde OHAL ilan edildi. Eyaletler , Teksas, Florida, New York, Kaliforniya, Lowa, Louisiana’dır.
    • Bu verilerde göstermektedir ki! Avrupa’dan sonra virüsün merkezinin ABD olacağıdır.
  • Hindistan’da karantina sürecine girdiğini açıkladı.
  • İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in 14 Kasım 1948 tarihinde doğan oğlu Galler Prensi Charles’a yapılan korona virüs testinin pozitif çıkmasının tesadüf olduğunu düşüne bilmek bile çok gariptir! Galler Prensi Charles İngiltere tahtının varisi olarak yer almaktadır.
  • ABD Dış İşleri Bakanı MIKE POMPEO: “İran rejimi Koronavürüsten ölüm sayılarına ilişkin dünyaya yalan söylüyor,” ifadelerini kullanmaktadır.
  • İtalya Başbakanı “ Koronavirüs sinsi bir düşman ve daha önce görülmemiş bir krizle karşı karşıyayız!” açıklamasında bulundu.
  • İspanya’da Hastaneler de izdiham yaşandığı gözlenmektedir. İspanya’da OHAL’İN virüsün yayılma hızını azaltmadığı da gözlenmektedir. İspanya maalesef ileri yaşta olan insanların İtalya gibi çok olduğu bir ülkedir.
  • Başta İtalya, İspanya ve Fransa olmak üzere Avrupa Ülkelerinde durumun daha da kötüleşmekte olduğu görülmektedir. 
  • Çin’den gelen haberler de, Çİn’de yeni vaka görülmediği ve tespit edilen vakaların da ülke dışından geldiği belirtilmektedir.
    • Batı basınında da Çin’den yapılan açıklamalara kuşku ile yaklaşıldığı vurgulanmaktadır.

 

  • Türkiye tablosuna bakıldığı zaman;
    • Türkiye’nin, Avrupa ülkelerinden çok önce virüs ile ilgili bir öngörüde bulunarak tedbirlerini aldığı görülmektedir.
      • Bu konunun çok önceden çalışıldığı ve tedbirlerin çok önceleri düşünüldüğü ve uygulamaya konulmak üzere hazırlandığı görülmektedir. Cumhurbaşkanlığının 2019 Nisan ayındaki  “Küresel Grip Salgını- PANDEMİ”  ile ilgili Genelgesi de bu durumu teyit etmektedir.
      • Mühim olan bu virüsün Türkiye’mize az zarar vermesidir. Bunun içinde gereken her şeyin yapılmakta olduğu da görülmektedir.
      • Bizim vatandaş olarak yapmamız gerekenlerde, alınan kararlara uymak ve kendimizi ve ailemizi evde izole etmektir.  
      • Bu tedbirler kapsamına giren yukarıda belirtilen ve tedbir olarak açıklanan 14 maddeye uyulmasında ve bu konularda hassas olunmasında her zaman fayda vardır.
      • Tabi ki bu konuda yetkili ve güvenilir kaynakların açıklamalarına itibar etmek gerekir.

 

YENİ DÜNYA DÜZENİ oluşurken ABD merkezli iki Lobinin anlaştığı izlenimi de bu çıktılardan algılanmaktadır. Çıktılara bakıldığı zaman Sanal Para ve Dünya Nüfusunun azaltılması ( ileri yaşlı olanların) projelerinin Siyonist Globalci Para Lobisinin projeleri olduğunun ve bu Lobinin İlluminati felsefesine de hizmet eden bir yapıya da sahip olduğunu da atlamamak gerekir. Ana çıktılar bu zihniyete hizmet ediyorsa olayı çıkaranların ve YENİ DÜNYA DÜZENİ ile ilgili hamlelerin bu doğrultuda değerlendirerek iyi incelemek gerekir. Eğer bu iki Lobi aralarında anlaşmışlarsa dünyada bu salgının ciddi bir süre alacağı ve daha fazla insanların hayatını kaybedeceği görülecektir. Türkiye’nin de bu süreçte ciddi bir salgının pençesine girebileceğinin yanında bu olayın veya saldırının da gerek içerideki Türkiye düşmanı odakların uzantıları vasıtası ile salgının önüne geçilebilecek hamlelerin önüne geçmek isteneceği ve toplumda kaosu derinleştire bilecek hamleler içinde olacaklarını da göz ardı etmemek gerekir.

Bu virüsün arkasından, mutasyona uğramış başka kötü bir virüsün ( ikinci bir atak) dünyayı sarmayacağını kimse garanti edemez artık! Dünya Ülkeleri artık bu tip saldırılara  hazırlıklı olmasında her zaman fayda vardır.

Ayrıca bu YENİ DÜNYA DÜZENİNE geçerken bu süreçte  Rezerv para durumunda olan ABD Dolarının ipinin çekileceği ve sanal paraya geçileceğinin de bilinmesi gerekir.

 

Her zaman belirtirim, İnsanın yaşaması için iki şeye ihtiyacı vardır; İnsan yemeden içmeden ve kendini savunmadan yaşayamaz.

Kendini savunmak illaki silahla savunmak olmadığı bu virüs vakası ile yüzümüze vurulmaktadır. Ülkelerin ve İnsanların kendini savunması , hastalıklara, her türlü teröre,  kazalara veya dünyada oluşabilecek olumsuz her şeye karşı savunmak olarak algılanması gerektiğinin önemli olduğu bir sürece girildiği görülmektedir.

 

Türkiye’de virüsten dolayı vefat edenlerin sayısının 44 olduğu bunun karşısında yurt dışında Türk vatandaşlarından virüsten dolayı vefat edenlerin sayısının 29 seviyesine çıktığı belirtilmektedir. Vatandaşlarımızın vefat ettiği ülkelerin Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda , Belçika, ABD ve İsviçre’de olması Türkiye’nin YENİ DÜNYA DÜZENİ oluşurken güvenli limanlardan biri olduğunu da teyit etmektedir.

 

ABD, dünyada bölünme ve iç savaş potansiyeli olan bir ülke olduğunu, Avrupa Ülkelerinin dünyanın en güvensiz ülkeler olma potansiyeli taşıdığını, Türkiye’nin de dünyada güvenli olarak kalacak ülkelerden birisi olduğunu,  nerede ise 1 seneden fazla bir sürede dile getirmekteyim.  Türkiye’de yaşanır mı? diye paraları ile beraber yurt dışına gidenlerde “CANLARINI KURTARMAK” için Türkiye’ye kaçacaklarını! Ama dışarıya kaçırdıkları veya götürdükleri varlıklarının veya paralarının akıbetinin neler olabileceğinin de bilinemeyeceğini de belirtmiştim.

 

Türkiye’nin şansı hızlı karar alarak uygulamaya hemen geçebilmesidir. Bu hızlılık Cumhurbaşkanlığı sistemi ile gerçekleşmekte olduğunun atlanmaması gereken çok önemli bir gerçektir.

Biz güçlü bir milletiz ve hep birlikte başaracağız. Bu badireden ancak ve ancak bir olarak ve hep birlikte Türkiye olarak çıkabileceğimize, bu badireden sonra Türkiye’nin önünün çok açık olduğunun da bilinmesi gerekir.