Erhan KAN


YAZALIM MI? YAZMAYALIM MI?

Gazetecilik açısından en zor memleketlerden birisidir Kayseri... Yazdığınızı alkışlayan, arkanızı döndüğünüz an saplayıverir bıçağı...


 

Gazetecilik açısından en zor memleketlerden birisidir Kayseri... Yazdığınızı alkışlayan, arkanızı döndüğünüz an saplayıverir bıçağı... Düşmanı hakkında yazıyorsanız gülücükler dağıtır etrafa. Ama oklar kendisine döndüğünde yada öyle düşündüğünde, sizden kötüsü olmaz. Allah´tan bizi biliyor yıllardır da kasıtlı yada ön yargılı haber yada köşe yazmadığımız bilir. Doğru bildiğimiz konuları yazar, görüşlerimizi açıklarız. Eee Rahle-i tedrisatından geçtiğimiz ustalar belli. Aynı yolda yürümek adına çaba harcar dururuz. Ne kalemimizi kiraya verdik, nede köşe için bize tahsis edilen bu sütunları doldurması için başkalarına bel bağladık. Varsa yeteneğimiz sergiledik, yoksa sustuk öğrenmeye çalıştık. Ama bizden büyüğe saygısızlık yapmadık. Hele hele kimsenin tutması olmadık. Gel buraya beni çek benim haberimi yaz diyebilecekleri bir gazeteci olmadık, olmayacağımızı da adı gibi bilirler. Birkaç muhabirden çok, muhbir tiplerleri yanında gezdirip ´´Bu memlekette ben ne dersem o yazılır´´ safsatalarını yapabilecekleri bir gazeteci olmadığımızdan sanırım bu tripler.

 

           ********************

    Bu girizgah yeterli olur sanırım son günlerde bazı konuşmalar için. Yazdığımız yazıların ardından kulağımıza çalınan bazı arsızlıklar sonrasında bunlara yazmak farz oldu. Bunun için kusura bakmayın. Konumuza dönelim artık. Son günlerde Kayseri futbolunun içinde olduğu durum hakkında yazıyorduk ki bugün de devam edelim. Özellikle amatör üzerinhden gidiyoruz. İl bazında başarılı olmadığımız ortada iken bunun sebeplerini de sezon bitmişken ortaya koymak, bir çözüm arayışına girilmesini sağlamak gazetecilik mesleğinin bir gereği. Son olarak her sezon gündeme gelen bir konu üzerinde duralım. Hem kulüpler için hemde antrenörler için olmazsa olmaz bir konu.

 

           ********************

   Malum, bir sezon içinde her hangi bir antrenör ile anlaşma imzalamayan kulüplerin cezalandırılması gerekiyor. Bazı kulüpler düşünün en az 5-6 antrenör ile sezleşme yapıyor. Bazı kulüpler 3 veya 2 antrenörle çalışıyor. İyi niyetli kulüpler tüm imkanlarını seferber ederek bir antrenar ile sözleşme imzalıyor. Ama ye iyi niyetli olmayanlar. Başlarında sadece bir yönetici ile sahaya çıkan ve kurallar gereği cezalandırılması gereken bu tip kulüpler her ne hikmetse hiç bir ceza almadan yollarına devam ediyor. Birde bu tür kulüpler dikkatli incelendiğinde tüm hakemlere fiili saldırı yapan kulüpler bunlar. Zira ilgili, alakalı bir antrenarleri yok. Yönetici kıvamında oraya gelen insanın bir lafı ortamı germeye yetiyorda artıyor bile.

 

           ********************

    Ben bizzat biliyorum ki bu kulüpler için her sezon itirazlar yapılıyor. Yapılıyor da bir sonuç çıkıyor mu? kesinlikle hayır. Kulüpleri korumanız gerekmez mi? O anlaşma imzalayan, bir veya daha çok antrenör çalıştıran kulüplere haksızlık değil mi? Üzerine üstlük gereken itirazlarda yapılmasına rağmen, bazılarının korumasına giren bu tür kulüpler paçayı yırtıyor. Olan Kayseri futboluna oluyor. Kayesri futbolunun merkesi sayılan tesislerde, bu işlerin nasıl döndüğü, sen ben bizim oğlan mantığının ayukka çıktığı herkesin malumu. Oraya gidip, boy göstermek, birilerinin yanında ve yakınında olmak, Kayseri futbolunda bazı sorunların çözümünün en kestirme yolu. Sonra hakeme tekme tokat saldırılar olduğunda da tek suçlu futbolcu oluyor. Hakemin elbette bir suçu yok. Ama futbolcuya veya yöneticiye o zemini hazırlayanlara ne demeli? Burdan ürkütüp, oradan berkitme politikası o kadar güzel uygulanıyor ki son yıllarda, akıllara zarar. Çete misali, küçük bir ayrıcalıklı Kayseri futbolu adına her türlü sözü söyleme hakkını kendinde buluyor rahatlıkla. Altta kalanın canı çıksın misali! Gidip okey masalarına uşüşüp birilerinin yardakçılığını yapmak yerine işini düzgün yapan, mesaisini kulübene ve Kayseri gençliğine harcayanlar ise bu oluşumun altında hep ikinci planda kalıyor. Birileri kollanıyor, dürüst ve çalışkan insanlar camiada ikinci phlanda kaldığı gibi entrikaların kurbanı oluyor.

 

           ********************

    Son söz şunu da söyleyeyim. Bu antrenörsüz çalışan kulüpler sorunu TÜFAD´ı ilgilendiren bir konu değil. Yanlış anlaşılmalar olmasın. Geçen gün yazdığım yazıda böyle bir yanlış anlaşılma olmasın. Bire bir antrenör sorunları olduğunda TÜFAD tamam ama, iş kulüplerin çalışma şekli olunca başka yerlerin bu konuya eğilmesi gerek değil mi? Bir kez daha yazayım. Sen, ben bizim oğlan düzeni içinde işini dürüstçe yapanın vah haline.