Geçen hafta içerisinde yazmış olduğum yazıdan bahsedeceğim. Yazı iktidara yakın bir gazeteci olan Süleyman Özışık mahreçli yazıdan alınan ve Ak Parti´nin en önemli isimlerinden biri olan Numan Kurtulmuş Bey ile ilgili bir yazı idi. Yazının içeriğinde Ak Partiye yakın bir gazetecinin bile Ak Partiye yön verme adına çok önemli kişi ve şahsiyetleri nasıl eleştirebileceği hususunu taşıyordu.
Anladığımız kadarı ile içerisinden sadece bir bölümü alınan ve yanlış anlaşılmalara sebep olan bir durumdan dolayı Türkiye´nin önemli siyasi şahsiyeti olan Numan Bey ve şahsında sevenlerini üzdüğüm kanısındayım. Ama ne amacım ne de maksadım böyle bir olaya meydan vermekti. Yaklaşık üç yıldır Kayserinin önemli gazetelerinden olan büyük kayseri gazetesinde her gün köşe yazısı yazmaktayım. Daha bir gün uğrunda çileler çektiğim davamın eleştireni olmadım.
Olmam da.
Ama şimdiye kadar yazdıklarımızdan bir tanesinin içinden cınbızla bir kelimeyi çekip 2002 yılında Sayın Elitaş ın daveti ile başladığımız ve bu güne kadar sürdürdüğümüz davanın içerisinde olan birisi olarak yanlış anlaşıldığım kanaatindeyim.
Öyle ki, Numan Kurtulmuş bu davanın vicdanıdır. Ak Parti siyasetininde mihenk taşıdır. Onu üzecek her şeyin zaten karşısında ben olurum. Allah şahittir, ne yaptığı siyaset, nede kendisi için bir yanlış anlaşılmanın olmaması adına bu yazıyı yazıyorum. Kul hakkı şiarımız. Yazının bir başından bir sonunda alıntılar alarak bir kişiye yükleniliyorsa bu da kul hakkıdır.
Yanlış olan da bu.
Siyasete başladığı günden beri sırf Allah rızasını güden, bir mazlum gördüğünde duygulanan, Türk siyasetinin en önemli varlığı olan Numan Kurtulmuş Beye, bu dava için çalışan emek veren birisi olarak söz söylemem zaten mümkün değil ve olamaz da.
Amaç, Kayseri´de düzeni bozarak el ovuşturanları ekmeklerine yağ sürmek. Bu memlekette bu hep olmuştur. Öne çıkmaya başladığınızda birilerini rahatsız etmişinizdir. Kayseri de il başkanlığımızda yaşadığımız 15 Temmuzdaki olayları ne zaman kitaplaştırdım ve yayınladım o zamandan beri başımıza gelmedik kalmadı. Meğerse İl başkanlığımız nezninde bizim ne kadar düşmanımız varmış gördük. Önümüzü tıkamak isteyenler, yerel gazetelerde yazığımız yazıları bile çarpıtmaya yalan yanlış bilgiler aktarmaya devam ediyorlar.
Varsın olsun onlarda günahlarımıza kefaret. Herkes kafasına göre senaryolar kurarken, çalıştığınız insanların nasıl bir yapıda olduğunu da gözler önüne seren bir durumda ortaya çıkıyor.
Makamlar, hepsi boş hepsi angarya.
Kimseye kalmayacak bu dünya.
Dizelerindeki gibi hayat.
Bence ramazanda oturup ibadetimizin tadını çıkartalım. Dedi ki demiş ki, gibi şeylere kulak asmayalım. Rabbim Kâinat kitabında Ankebut Suresi-64 Ayette: Bu Dünya hayatı eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu, işte asıl hayat odur asıl yaşanacak yer orasıdır keşke bilselerdi!....
Son Not: Ramazan Ayı boyunca konuşma ve yazma Arapça derslerimiz ücretsiz devam ediyor. Tek isteğimiz konuşma ve yazma Arapçasını öğrenen arkadaşların Kuranı Kerim e başlaması. O derslerimizde ücretsiz.
İletişim için; Necmettin ÇUHADAROĞLU 0545 60 60 616 dayım.
Allaha Emanet olun,
Kalın Sağlıcakla.
