Necmettin ÇUHADAROĞLU


YANILIYORUZ!

YANILIYORUZ!


Çamur at izi kalsın, ardına bakmadan sonra git.
Kimseye haber vermeden. Bulaştırdığın kirleri de silmeden öylece git. Sana yakışan da o zaten. 15 Temmuz öncesi sınıfta kalan basınımız şimdilerde sınıfta kalmadı, sınıftan uzaklaştırıldı. Yani ceza aldı. Ulusal kanallarda her gün Türk örf ve adetlerini hiçe sayan aile hayatımıza saldırılar düzenleyen kuruluşlar ve programları hala devam ederken, fuhşiyatı yaygınlaştırmak için düzenlenen evlilik programları aldı başını gidiyor.
Sıra sıra dizilen kadınlar kendilerini ekranlarda pazarlama derdinde. Alıcısı olmazsa bile Yahudi finansörlüğünde aile hayatını yıkmak ve reyting uğruna sahneye eşek bile getirenler var. Aslında eşeke kızmamak lazım onları oraya çıkartan eşşekoğlu eşeklere kızmak gerekir.
Çokta anlamadığım bir şey var. Müftülük ve Diyanet işleri hangi işlerle uğraşır ve neden bu konularda fetva vermezler. Ailenin yozlaşması ve bozulması için normal evlilikleri değilde bu tür rezillikleri TV´lerde gösterirken ekrana dizilmiş kadınlar sözüm ona kısmet beklerken bir Allah´ın kulu da çıkıp ?´arkadaş siz ne yapıyorsunuz´´ demiyor. Ya da diyemiyor. İşin garip tarafı da bu.
Dinimize saldırı var, insanları üç beş milyon lira için kumara sevk eden yapımlar var, reyting uğruna birbirleri ile saç saça baş başa kavga eden yada sevişen insanların olduğu programlar varken daha ne duruyor radyo televizyon üst kurulu? Bunu soruyorum. Neden?
Medya imparatorlukları kendisine muhalif olan her şeyi zamanında silip süpürdüğü için bizleri düşündürmeyen teknolojiler evlerimizde olduğu müddetçe bu sıkıntı devam edecek. Cep telefonun esiri olmuş bir gençlik. Dizilerin esiri olmuş ev kadınları, mafya hesaplaşmalarının esiri olmuş evin erkekleri derken kendimizi kaybettirmeye çalışan bize dayatılan esareti kabul etmiş bir toplum. Uyuşturulmuş beyinler, oyuna endeksli hayatlar, dizilerle bölünmüş toplum derken benliğimizi kaybettiren bir üst akıl.
Bunların hepsi bir plan ve senaryo. Bunun uygulatıcısı malum medya maalesef Siyonistlerin eline geçmiş. Evlerimize kadar girmiş ve bizi esir alıyor. Bu konuda aslında yeterince uyanık olmalıyız. Olamadığımız için bu küresel güçler hepimizle oynuyor, toplum olarak oynatıyoruz. Dizilerden esinlenerek evlenen gençler bir ay sonra boşanıyor. Her gün aile dramları var.
Gençlere dizilerde öğretilen her türlü fuhşiyatın serbest olduğu anlatılıyor. Çarpık ilişkilerin normalmiş gibi gösterildiği dizilerde reyting patlaması yaşanıyor. Bir Allahlın kulu da nereye gidiyoruz demiyor. Kandırılıyoruz, yanıltılıyoruz, yanılıyoruz ve aldatılıyoruz.
Hangimizin evinde TV dizilerine bakılan saatten daha fazla Kuranı Kerim okunuyor? Hangimizin evinde cep telefonlarına ayırdığımız vakti çocuklarımıza ayırıyoruz? Hangimizin evinde büyükler dinleniliyor ve onların hayır duası alınıyor.?
Pek duyamadım.
İşte onun için gelin bu çemberi kıralım, evlerimize kadar giren bu projelere ortak olmayalım, bizleri ve çocuklarımızı, neslimizi kandırmaya cesaret edenlerin cesaretlerini kıralım, evimize, işimize, aşımıza sahip çıkalım.
Yoksa ne mi olur?
Ne ev kalır, ne bark, ne vatan kalır nede bir halt.
Kalın sağlıcakla.