Necmettin ÇUHADAROĞLU


YAN GEL

On dönüm bostan, yan gel yat Osman sözü aklıma geliyor hep böyle az çalışıp ta çok konuşanları görünce.


 

On dönüm bostan, yan gel yat Osman sözü aklıma geliyor hep böyle az çalışıp ta çok konuşanları görünce.

Kimse kimseyi beğenmiyor.

Herkes birbirinin ardından atıyor.

Birbirlerinin ardından atanlar beş dakika sonra karşılaşınca kuzu sarması oluyorlar.

Be memlekette mi böyle bir kaypaklık var yoksa her yerde mi?

Anlamış değilim.

Bu memlekette sporcularında, siyasetçilerinde, gazetecilerinde işi zor.

Niye mi?

Herkes gazeteci, siyasetçi ve sporcuda ondan.

Zor iş bu.

Adam öğretmen yada kamuda görevli. Ama gazetede köşe yazıyor. Arkadaş başka işin mi yok. Madem gazetecilik yapacaktın kamuyu niye meşgul ediyorsun. İstifa et gazetede köşe yaz. Yerel medya da ne işin var. Zaten can çekişen bir mesleği alnımızın teri ile yapmaya çalışıyoruz.

Git.

İşin gücün yok mu?

Ben senin maliyedeki yada ne bileyim başka bir yerdeki görevine karışıyormuşum. İkincisi adam esnaflıktan emekli olmuş köşe yazıyor. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Yapmayın arkadaş etmeyin. Bu kadar insanın ekmeğine de taş koymayın.

Gerçeği eşeği anırttıran ta.ağı imiş ama.

Gelelim siyasete, en çok yorum yapılan bilenin bilmeyenin konuştuğu bir alan. Gazetecilikten daha kötü bir yer bence. Ağzı olan herkesin konuştuğu bir yer. Gerçi siyasetçilerde az değil. Onlarda kendileri için konuşturuyorlar. Aldıkları ihaleler, kamu malları, yurt alanları, kooperatifler, skandallar, vakıf arazileri derken kendilerinin arkasından rahmet okutturuyorlar.

Bu da bu işin cabası.

Spor ise daha kötü otuz milyon hakem, otuz milyon yorumcu derken spor yapmaya adam kalmıyor. Herkes oturduğu yerden ahkâm kesiyor. Göbeğini kaşıyor. Sonuçta ise boş işlerle uğraşan boz gezenin kalfası toplum oluyoruz vesselam.

Bunun dışında birde yine göbek büyütülen bir mecra; dijital medya. Sosyal medya. Aklınıza ne gelirse gelsin. Esip yağıp gürleyen ne kadar sahtekar varsa onların yerleri olmuş buraları. Evvelden internet sitelerinden çok söz ederdik artık herkesin interneti cebinde. Sonuç ise ortada aptal bir toplum oluşturduk. Kimse ile konuşmayan varsa yoksa cep telefonu olan bir toplum. Onunla yatan onunla oynayan ve hatta onunla konuşan bir toplum. Yolda yürüme adabını unuttuk. Yüzde seksen gençlerin kulağında kulaklık ya cep telefonu ile başkası ile konuşuyor ya da müzik dinliyor. Evvelde yolda kendi kendine konuşana deli denirdi, şimdi ise yeni deliliklerimiz ortaya çıktı.

Var olasın teknoloji.

İşte gelişmekte olan toplumların en büyük derdi.

?´Aptallaştırlımak´´

Düşünen yok, cümle kuran yok, bilme, ilme konsantre olmuş üretken gençlik yok. Kafelerde, çay salonlarında, ellerinde dijital materyaller ile salak salak dolaşan benliğini yitirmiş ne olduğuna pekte karar verememiş bir gençlik. Ağızda sigara, elde çep telefonu var ama eve gidecek bilet parası yok. İki bin liralık telefonla dolaşıyor. Çalışmadığı için kendisi de hak etmeden aldığından kıymetini de bilmiyor.

Nereye gidiyoruz?

Rüzgâr nereye sürüklerse.

Ne yapmalıyız?

Eğitim, çocuklarımıza daha fazla zaman ayırmak, dini vecibelerini yerine getirilmesi için din eğitimi, çocuklarımızla arkadaş olmak. Bir evde herkeste telefon varsa ve herkes bir odada telefonu ile oynayıp aile bireyleri bir birleri ile konuşmuyorsa o aile bataklığa gidiyor demeliyiz. Evde telefonun kullanılmayacağını anlatmalıyız. Bizde örnek olmalıyız.

Kayseri den bir örnek; Emniyet müdürlüğümüzüm NARKO timleri, Allah başarılarını daim etsin. Okul önlerine kadar düşen uyuşturucu satıcılarına göz açtırmıyorlar. Hemen hemen hepsini yakaladılar. Çocukları zehirleyen bu insan müsveddelerinin cezalarını hukuk verecek ama bunların zehirledikleri çocuklar ne olacak?

Hepsi mesajlaşarak uyuşturucu aldıklarını belirtiyorlarsa durum çok kötü.

Niye mi?

Kimse onlarla ilgilenmiyor da ondan.

Eğer başta söylediğim gibi on dönüm bostan yan gel yat Osman derseniz bu iş bir günde size bulaşır.

Benden söylemesi.

Kalın Sağlıcakla.