Necmettin ÇUHADAROĞLU


Vesselam!

Vesselam!


 

Her gün bir söz ile başlayalım demiştik; günün sözü ile devam edelim.

Nice, Adam bildiklerimiz (!),

 Kur´an´ın hükmüne ( 49 / 6 ) rağmen ;

 önyargı´lar ve ?yargısız  infazlar´la  çook gönüller yıktılar.

Vesselâm...

Her şeyin bir sonu var, yaşamın da, koltuğun da, iktidar olmanın da. Aslında Haseki Bakanımızın bir sözü vardı hep kulaklarımıza küpe olması için paylaşıyorum; ?İktidar olmak imtihan olmaktır.´´ Evet, çok güzel ve doğru bir söz. İmtihan olmak. İmtihan dünyasında sınıfta kalmak. Ya da yıldızlı peki ile uğurlanmak. Korkunun ecele faydası yok. Hatanız varsa mutlaka cezası olacak. Ama o makam ve mevkilere gelmiş olanların da affetmesini bilmesi kadar doğal bir şey olmaması gerekir.

Bilindiği gibi Kayseri ölçeğinde ramazan rahat geçti. Artık vatandaşlarımız tutmadıkları oruçlarını rahatlıkla sergileyebiliyorlar. Kimse kafalarını ya da gözlerini kırmıyor ki kırmaya da hakları yok. Özgür bir ortamda isteyen sigarasını içiyor yolda isteyen de su içebiliyor. Parkların içerisinde gençler istedikleri gibi hareket edebiliyor. Sarmaş dolaş, sarılan sarılana, kimse kimseye bir şey demiyor.

Bazı toprakların hamurunda var, sıkıntılı topraklardır. Mimarsinan Parkı gibi. Berduşu orada, sarhoşu orada, oruç yiyeni orada, aşüftesi orada. Benim doğduğum yer Çandır Mahallesi. Çandır Mahallesi´nin hemen yanına kurulan Mimarsinan Parkı´nda nedense hep böyle tiplerin mekânı olmuştur. Rahmetli babamın dedesi hem Çandır Mahallesi´nin imamı hem de hattatı idi. O her zaman söylerdi, toprağın dualısı olur diye.

Demek ki bu toprakta dua yok.

 Hayra pek kullanılmıyor.

 Bu arada kendimi anlatırken bazı arkadaşlar yerli, köylü ayırdım hiç yapmadığı bilirler. Cenazem Hunat´tan kalksa, Camikebir´den kalksa ne olur. Hunat´tan ya da Camikebir´den kaldırılınca cenazeye şefaat mi edilecek. Yaptığınız iyi işler ve ameller sizlerin şefaatçileri olacak. Yaptığınız gönüller, hayırlar sizlere orada şefaatçi olacak. Yerli olsan ne olur olmasan ne olur. 1950´li yıllardaki Amerika Birleşik Devletleri´nde zenciler siyah oldukları için otobüslere alınmıyor, okullara gidemiyorlardı. Onun kadar olmasa da bu memlekette maalesef böyle bir sürdürülen gelenek var. Yerli olup da en fazla zarar gören herhalde Genel Yayın Yönetmenim Metin Sönmez ve ben sıkıntı çekmişimdir. Aslında bizler bir şey de beklemiyoruz. Topu topu bu işi yapan iki kişiyiz (Kayserili olarak). O da adam gibi adam varsın olsun. Bir iki kişi de olsun.

Neyse, konuyu dağıttık. Özgür ortamda içtiğiniz sigaralar, içkiler, yediğiniz yemekler, hurmalar, bir gün sizi tırmalar. Nereye gidiyoruz.

Kiminleyiz.

 Çocuklarımız kime emanet.

 Tabii ki Allaha emanet. Ama nasıl bir gençlik ile karşı karşıya kalacağız. Oturup bir düşünmek gerekmez mi? Ramazan bitti ama içinden derler alacağımız çok büyük bir imtihan sürecindeyiz. İmtihan dünyasında sınıfta kalmamak için gelin gönül kırmayalım. Gönülleri yapalım. Ehil olmayanları taşıdıkları sözlere inanmayalım. Gıybet değirmenine su taşımayalım. Sana da kalmaz ?.

Senden öncekilerine kalmadığı gibi.

Kalın Sağlıcakla.