Necmettin ÇUHADAROĞLU


ÜZGÜN

ÜZGÜN


 

Gerçekten ne yazacağımızı unuttuğumuz üzüntülü günlerden birisini yaşıyoruz. Bir taraftan şehitlerimiz, bir taraftan toplumsal çöküş devam ediyor. Yanlış anlamayın kimse bize toplumsal çöküş, diz çöktürme yaşatamaz, sadece bu kadar şehit verdiğimiz günlerde içimizdeki sapıklarla da uğraşıyoruz. Her gün tecavüz olayları her gün ihanet.

Şehidimizin geldiğine mi yanalım, şehitlik makamının tartışılmasına mı yoksa şehit olduktan sonra ilahi ile mi gömülelim,tekbirlerle mi, marşlarla mı gömülecek onun tartışmasına mı yanalım. Şehidimiz kalksa da ?´ben şehit oldum sizin derdiniz ne´´ dese yeri var.

Vatan için canını seve seve verenlerin bu tür sorularda soracağını hiç düşünmüyorum. Genliğinin baharında hayatını hiçe sayan yiğitler en şerefli bireylerdir. Dünyaları da ahretleri de mamur olur inşallah. Allah onlardan razı olsun.

Bu gün ne haber yapabilecek taakkatimiz oluyor ne de başka yazı yazacak konumuz var. Gün geçmiyor ki ülkemin her yanından şehit haberleri gelmesin. Artık bu iş sıradanlaşmaz inşallah. Duyarlı vatandaşlarımızın sayesinde. Devlet erkanı nasıl gömüleceğine bir karar verme duyarlılığını gösteremeyecek gibi. Ailesine danışılır. İstekleri nedir ne değildir sorulur.  Ben şehit olduktan sonra top arabasına binsem ne olur binmesem ne olur diyende olur. İslam konusunda bilgi kirliliği olan toplumlarda insanlara vaaz yani anlatım yolu ile bir şeylere ikna edebilirsiniz ama önce her Cuma namazı sonrası para isteme kültürünün kaldırılması ve hutbelerde LUT kavmine dönüyoruz ey cemaat nereye gidiyoruz u işlemesi gereken diyanet, yardım kültürünü dilenme kültürüne, tecavüz olgusunuda sapkınlığa bağlamadan önce nerede hata yaptık ı anlatması gerekmez mi? Ağırlıkta din eğitimi veren yerlerde sapık öğretmenlerin erkek öğrenciler üzerindeki tasarrufuna bir çözüm bulamazmıyız. Vakıf okullarında daha üç gün önce beden eğitimi öğretmeni tecavüzden tutuklanmadı mı? Karaman hadisesi akıllara zarar, Cansel Buse, Özgecan, Kayseri de 149 yıl ceza alan sapık, Develi Sindelhöyük hadisesi. Daha sayamayacağımız kadar cinsel taciz vakası bu memlekette gerçekleşiyor. Bizim hocalarımız, hacılarımız, sivil toplum örgütlerimiz, sosyal vakıflarımız  nerede? Kayseri nereye gidiyor, Türkiye nereye gidiyor diye akıl tutulması yaşayanlar nerede?

İşte mübarek üç ayların içerisindeyiz. Dini günler, kandiller peş peşe geliyor. Din sadece yardımlaşmak mı? Fitre ve zekatınızı göstere göstere fakir fukaraya dağıtmak mı? Ya da çadır kültürü ile yemek servis etmek mi? Hayır, hiç de öyle değil. Geçen senelerde neler yaşandı ise Kayseri de yine onlar yaşanacak. Diyorum ki, bu kadar fakir fukara ay iaşe dağıtılıyor yemekler ikram ediliyor amenna. Ama fakir ve gariban çocukları yatılı pansiyonlarda tecavüze uğruyor. Bunun vebali nasıl olacak. Kim verecek.

Biz hala şehitlerimizin ilahi ile mi, tekbirle mi, dua ile mi son yolculuğuna uğurlanmasını tartışırken memleket ahlaksız insanların erkek çocuklarına taciz olaylarını unutacak nerede ise. Toplumsal yaranın derinleşmesini neden bu hale düştüğümüzün derdine düşen yok, şehidimizin son yolculuğu gündeme geldi. Onlar zaten ölü değil. Benim inancıma göre onlar, cennet makamındalar. Keşke biz onların bıraktıklarına sahip çıkabilsek. Onlar bu ülkenin refahı ve selameti için hayatlarının baharında şehit olmayı göz önüne alanlar, onlar kutlu insanlar. Onlar bu memleketin namusu için şehit olurken bizde çoluk çocuklarımızın namuslarını koruyabilsek keşke. Ne güzel olurdu o zaman bu memleket değil mi?

 

Kalın Sağlıcakla