Efendim en büyük doğa olayı gerçekleşmiş.
Çok ilginç.
Ay tutulmuş, kanlı ay?.
Haber olmuş, olacakta. Ama unutulan bir şey var. Haksızlık karşısında dilleriniz tutulmuş. Kimsenin gıkı çıkmıyor. Gazze de Arakanda Müslümanlar işkence görüyor, Filistin´de misket bombaları ve keskin nişancılar Müslümanları şehit ediyor, bizde tık yok.
Vicdanlarınız tutulmuş hem de en kanlı bir şekilde. Akan kanı göremiyorsunuz. Sanal dünyanız oluşmuş. Hiçbir şeye tepki vermeyen bir toplum olmuşuz ama haber olamamışsınız.
Siz en iyisi mi, teleskopla Ay´a bakın, ay da size baksın.
Efendim yüz yılın doğa olayı bu.
Mübarek yüz yıldır Müslüman eziyet görüyor, bu coğrafyada Müslüman kanı petrolden daha çok akıyor. Vicdanlar tutulmuş, diller tutulmuş, adam saydıklarımızın adamlıkları tutulmuş, diller lal, gözler kör karanlığa tutulmuş.
En büyük doğa olayı gerçekleşiyor. İnsan yaratıldığından beri bu kadar haksızlık karşısında susar olmuş. Tepki koyamaz, sünepe olmuş. İnsanlığın tabiatına aykırı mahlûkatlar olmuşuz sen bana ay tutulmasından bahsediyorsun. Bu kadar ay´ı tutmuşlar sen AY dan bahsediyorsun.
Kayseri de iki gündem:
Daha Atatürk´e hakaret eden züpbe nin cezası belli olmadan ikinci vukuat Kayseri´den geldi. Çokta gündem olmadı ama aynı odakların kışkırtması. Bu sefer devlet büyüklerine hakaret denenmedi ama mütedeyyin kesimlerin çokta olduğu bir yerde eline pankart alan kadın Kayseri´nin en işlek caddesinde dövizle dolaştı.
Niye?
Atatürk´e hakaret eden Çarşaflı.
Kayseri´de ?´Koca istiyorum lan, gel beni al diyen kadın da Türbanlı.
Neden Kayseri?
İyi düşünüp analiz etmek gerekiyor.
İkinci olay, kurunun yanında yaşın yanması misali evlerine ateş düşenler vardı. Yargısız infaz yapan ve gazetelerinde boy boy gözaltı kararı olduğunda suçları kesinleşmeden resimlerini koyduğunuz iki genç adam vardı. Fatih Çağan, İbrahim Düzçekiç.
Fatih Çağanın babasının sosyal medya hesabından ?´oğlum suçsuz göreceksiniz´´ derken altına yazdığım yazı duruyor hala bende. O gün Fatihlerden ?´Vatana ihanet eden olmadı. Genç adam Allah yardımcın olsun. Bu bir iftira bekleyip görelim´ ´demiştim.
Sonuç ortada.
Bu arkadaşlarımızın ocaklarına ateş düşürenler umarın kendi düşürdükleri ateşle yanarlar.
İki temiz insan, iki güzel insan.
İbrahim Düzçekiç ve Fatih Çağan.
Yolunuz ve bahtınız açık olsun.
O zamanlar kına yakanlar, kapalı çarşıda hint kınası var. Kaldırılan heykelin yanından girince üçüncü dükkan oradan alıp kıçlarına yaktıkları kınaları temizlemekle uğraşsınlar. Fotoğrafları üzerinden yorum yapanlar, suçsuzluklarını iki satırla geçiştirdiler. Bunu herkes gördü. Kul tamam da Rabbime ne diyeceksiniz.
Yalan, sizin her yerinize yuva yapmış.
Evlerinde yaşadıkları travmaları, çocuklarına yaşattıkları travmaları, inşallah unuttururlar. Herkesin bir imtihanı vardı bu dünyada, iki kardeşimizde bu imtihanı atlattılar. Umarım bunları haksız yeresıkıntıya sokanlar ve bu arkadaşlara bu sıkıntıları çektirenler hem burada hem de orada gün yüzü görmezler. Bunları söylerken terör örğütüne ne kadar üye, sempati duyan varsa vatan hainidir ve şerefsizdir. Kim bu memleketin dinamiklerine dinamit koydu ise alçaktır.Bunları peşinen söylemek gerekir.O hssas dönemde yukarda da bahsettim kurunun yanında yaşı yakmaya çalışanlar vardı.
Neyse.
Has bal kokmaz, kokarsa yağ kokar. Onunda aslı ayrandır.
Yapısı ve kişiliği erdemli insanlar, yiğittirler.
Asılları gibi hürmetli, heybetli ve vicdanlıdırlar.
Ama diğerleri kokanlar ve korkanlar var ya, geçmişi, ailesi, soyu zayıf ve acımasız olan kötü insanlar ise bu kişiliği taşırlar.
Hayırlı Olsun.
Akıl tutulması yaşayanlara duyurulur.
Kalın Sağlıcakla.
