Yalçın ARAL


TÜRKİYE´YE HAVLU ATTIRMA SENARYOLARI! NATO HAMLESİ!

Dünyadaki güç savaşları ve Türkiye´ye yansımaları hakkında ki yazılarımda belirttiğim gibi; Dünyadaki bu güç savaşında, Dünyadaki hiç bir ülkenin zarar görmeden bu savaşı atlatamayacağını ve bu mücadelenin meydan savaşının da maalesef Ortadoğu ve Türkiye


Dünyadaki güç savaşları ve Türkiye´ye yansımaları hakkında ki yazılarımda belirttiğim gibi;

Dünyadaki bu güç savaşında, Dünyadaki hiç bir ülkenin zarar görmeden bu savaşı atlatamayacağını ve bu mücadelenin meydan savaşının da maalesef Ortadoğu ve Türkiye ekseninde yaşanmakta olduğunu, mühim olanın da, yeni Dünya düzeni oluşurken az hasarla nasıl bu saldırılardan ve mücadeleden çıkabileceğimiz olduğuydu.  

Bu Türkiye düşmanı güçler, eski Türkiye´de olduğu üzere Türkiye´nin menfaatlerine saygı duymadan ve Türkiye´ye bir şey vermeden Türkiye´yi kendi menfaatleri doğrultusunda maşa olarak kullanarak idare etmek istemekte oldukları hala görülmektedir. Eski Türkiye alışkanlıklarını bırakmak istemedikleri ve Türkiye´yi yanlarında tutarak kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmak istedikleri, bir müttefik olarak görmediklerini de söylemleri, eylemleri ve her türlü teröre verdikleri destek hamleleri ile her seferinde teyit etmektedirler.   

Bu saptamalarım da, saldırıların Türkiye´ye yönelik olduğunu, meselenin şahıs veya parti meselesi olmadığını hedefin Türkiye olduğunu. Verilmekte olan bu mücadelenin Türkiye´nin bekası için partiler üstü bir mücadele olduğunu her seferinde belirmişimdir.  

NATO, NATO´YA bağlı ülkelerin güvenliğini sağlayan bir askeri kuruluştur. NATO şemsiyesi Türkiye´yi yalnızca NATO dışı ülkelerden değil, ayrıca NATO´YA üye olan ülkelerden de korumaktadır. Türkiye NATO´DA olduğu müddetçe, Türkiye´nin güvenli bir zemin üzerinde durduğunun farkında olunması gerekir. NATO´DA kararlar oy birliği ile alınmaktadır. Ondan dolayı NATO´DAKİ her ülkenin karar mekanizmasında ciddi ağırlığı bulunmaktadır. Bunlardan biride Türkiye´dir. Türkiye NATO´DA karar merciinde olan bir ülkedir. Bu tip ilişkilerde duygusal davranılamaz! Ulusların dostları yoktur, Ulusların kendi menfaatleri ve çıkarları vardır. Bu da menfaat ilişkisi ile devam eder.

Norveç´teki NATO tatbikatında yaşanan ahlaksız mizansen analiz edildiği zaman, bunun çeşitli çıktıları olduğu görülmektedir. Bu çıktılar, bakış açılarına göre aşağıdaki gibi değişiklik arz etmektedir.

1) NATO, NATO içinde yapılan bir tatbikatın güvenliğini bile sağlayamıyorsa! Üyesi olduğu ülkelerin güvenliğini nasıl sağlaya bileceği bütün üye ülkeler tarafından tekrar sorgulanmasına neden olacaktır.   

            * NATO , Pentagonun yani ABD´DEKİ Silah Lobisinin arka bahçesi şeklinde çalıştığı zaten her kesim tarafından bilinen bir gerçektir. NATO´NUN giderlerinin çoğu da ABD tarafından karşılandığı, bu suretle de ABD kendi menfaatleri doğrultusunda NATO´YU kendisinin bir askeri gücü olarak kullanmakta olduğu da maalesef bir gerçektir.

            * ABD, NATO ülkelerine kendi sözünden çıkmamaları konusunda Türkiye üzerinden mesaj verme ihtimali de göz ardı edilmemesi gereken bir gerçektir.

            * ABD Başkanı Trump, Başkan olduktan sonra NATO´YA üye bilhassa AB ülkelerine, NATO´YA kendilerine düşen gerekli finansal desteği vermediklerini  de belirtmişti. Parayı veren düdüğü çalar misali! Acı ama gerçek!  

 

2)   NATO´DA belli ve çok önemli bir güvenlik prosedürü olduğu muhakkaktır. ABD kendi memleketine hizmet etmeyen yabancı ülke askerlerini NATO bünyesinde çalışmasına izin vermeyeceği veya himaye etmeyeceği realitesi üstüne sistemi kurduğunun unutulmaması gerekir.  Zaten 15 temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye´ye karşı tutumu ve NATO´DA görevli olan 15 temmuz darbe girişimine karışmış olan adı güya Türk subayı olan vatan hainlerini Türkiye´nin talep etmesine rağmen iade etmemiş olmaları, bu vatan hainlerini başta Almanya olmak üzere diğer AB ülkelerinde ve ABD´DE himaye etmekte olduklarını unutmayalım. Bu AB Ülkeleri ayrıca NATO´YA üye ülkelerdir.

  • ABD´NİN arkasında olduğu darbe girişiminden sonra ABD Genel Kurmayından yapılan açıklamalarda, ?Türkiye, NATO´DA ve TÜRKİYE´DE irtibatta olduğumuz ve müşterek çalıştığımız askerleri içeri alıyor! - Gerekli irtibatı kaybettik bilgi akışı için konuşa bilecek ve anlaşa bilecek kimse bulamıyoruz!?  diye hayıflanmışlardı.
  • CIA, başarısız darbe girişiminden sonra Beyaz saraya gönderdiği kısa notta ? Türk Ordusu yakın bir zamanda Anadolu çocuklarının hakimiyetinde olacak. İşte o zaman şahin bir Türkiye ile yüzleşmek zorundayız.?

CİA´NIN ve Pentagonun (ABD Genel Kurmayının) beceremedikleri Türkiye´deki darbe girişiminden sonra ABD´NİN ciddi sıkıntıya düştüğü görülmektedir. Verdikleri beyanatlarda da bunları teyit etmektedirler.  Ayrıca bu söylemler içimizdeki gayri Milli unsurlarla Türkiye´mizin ve bilhassa Ordumuzun düşürülmüş olduğu durumu da özetlemektedir. Ordumuzda gayri Milli unsurların kol gezdiğini, NATO´DA görevli güya Türk Ordusu mensubu denilen insanların Türkiye aleyhine çalışarak vatan hainliği yaptıkları da maalesef müttefik denilen ABD ve NATO tarafından da söylem ve icraatları ile de teyit edilmektedir.  

 

Avrupa Birliği de Türkiye´yi çeşitli konularda rencide ederek ve aşağılayarak Türkiye´nin AB ye girmesi talebinden vazgeçmesine zorladıkları açık bir şekilde görülmektedir. En son olarak da AB Türkiye´ye ödenecek bütçelerden kesinti yaptığını bildirmiştir. AB´NİN bu tek taraflı tasarrufu Türkiye´ye karşı  ekonomik hamlelerden birisi olarak görülmesi gerekmektedir. Ayrıca da NATO´NUN skandalı sonrası AB´DEN bu açıklamanın gelmesi de çok düşündürücüdür! Bu hamleler Türkiye´yi aşağılayıcı ve Türk Vatandaşlarını rencide edici hamlelerdir. Türkiye´de algı politikası ile kamu oyu oluşturmak ve Türkiye´nin de bu hamleler karşısında pes ettirilerek AB´YE girmekten vazgeçmesini sağlama çabaları olarak görmekte fayda vardır. Bu hamlelerin Türkiye içinde yaratılmaya çalışılan kamu oyu ile Türkiye´yi  pes ettirmeye çalışıldığı daha gerçekçi bir yaklaşım olarak görülmesi gerekmektedir.   

Aynı hamlenin NATO tarafından bu skandal ile geldiği görülmektedir. Bu sefer Türkiye´ye karşı kullanılan enstrüman Türkiye´de bütün kesimleri ayağa kalkmasına neden olmuştur. Atatürk´ü de bu yaptıkları rezilliğin içine çekerek Türk toplumunun değerleri ile oynayarak Türkiye´nin NATO´DAN  çekilmesini sağlamaya yönelik hamle olarak algılanması daha gerçekçidir. NATO´NUN ve arkasında bulunan kuvvetin bu hamlesi, Türkiye´de algı politikası ile her kesimin reaksiyonunu çekmek bunun çıktısı olarak Türkiye´nin NATO´DAN çekilmesi konusunda Hükümete baskıların yapılmasının sağlanması olarak görülmektedir.Zaten Türkiye düşmanlarının toplumda yaratmak istediği algı da budur. Türkiye NATO´DA neden duruyor hala diye söylem yapan ve tavsiyelerde bulunan, Türkiye´deki NATO üstlerinde işleri yavaşlatalım diyen kesimlerinde Türkiye düşmanlarının tezgahına hizmet ettiklerinin ve bu işi organize edenlerin tuzağına düştüklerinin bilincinde olmaları gerekmektedir.

AB de yapmaya çalıştıkları gibi bizim havlu atarak NATO´U terk etmemiz istenmektedir. Bu işi tezgahlayan ABD önderliğindeki güç odakları, Türkiye´nin NATO´DAN çekilmesini sağlaya bilecek şekilde Türkiye´de ortam yaratmak istediği de ortadadır.   

Artık, ABD Türkiye´yi istediği gibi kullanamadığı ve kendi çıkarlarının üstünde Türkiye´nin çıkarlarının öne çıkmasından dolayı çok rahatsız olduğu bir gerçektir. Türkiye´yi hizaya getirebilmek için gerek ekonomik, gerek siyasi gerekse de her türlü terör (PKK- DEAŞ- FETÖ vs) örgütünü kullanarak darbeye kadar giden bir süreçte yer alması ve bunları Pentagon ve NATO kanalı ile yapmaya çalışması da not edilmelidir. Hesapları tutmayınca da Türkiye´ye karşı başka hamleler içine girmekte oldukları görülmektedir. Bu hamleler gerek ekonomik gerekse de siyasi hamleler olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye´ye karşı 17-25 Aralık operasyonunun bitmediği bu aşamada işi organize eden asıl sahiplerin işi ele aldıkları görülmektedir. Rıza Sarraf olayının nihai hedefinin Türkiye ve Türkiye ekonomisi olduğunu anlamak için eğitimli biri olmaya gerek yoktur. Artık ABD Türkiye´ye karşı hamle ve tavırlarını vekalet üzerinden değil de kendilerini gizleme ihtiyacı duymadan aleni olarak ortaya kayarak yapmaya başladıkları görülmektedir. Dünya´da şu an, hukukun üstünlüğü değil  güçlünün hukuku devrini yaşamakta olduğunun idrakinde olunması gerekir.

 

Artık ABD kendi çıkar ve hedefleri için  Türkiye´yi NATO´DA istemediğini bu hamlesi ile beyan etmektedir. Belirttiğim üzere, Türkiye NATO´DA karar mekanizmasında bulunmaktadır. ABD Türkiye´nin NATO içinde ve karar mekanizmasında olmasını kendi hedef ve çıkarları açısından sakıncalı gördüğü ortadadır. ABD´NİN Türkiye´ye karşı hedefleri ve Türkiye´ye karşı hamlelerini yapabilmesinin önünde Türkiye´nin NATO´DA olmasını engel olarak görmektedir.

 

15 temmuz darbe girişimi ile, Türkiye´yi terör örgütleri ile bölmek sureti ile istila ederek kendisine bağlamak isteyen ABD, Türkiye´ye karşı bundan sonraki hamlelerini elini rahatlatarak kolay yapabilmenin yollarını aramaktadır. Bu doğrultuda, önünde engel olarak gördüğü Türkiye´yi abisi olduğu NATO´DA görmek istememesi de çok normal olarak algılanması gerekmektedir.

 

ABD, Türkiye´yi artık bir ileri karakolu olarak kullanamayacağını, arkasında olduğu ve beceremediği 15 Temmuz darbe girişiminden sonra çok net anladığı görülmektedir. NATO içindeki Milli olmayan ve Türk vatandaşı gözüken hainlerinin bundan sonra ABD´NİN menfaatleri doğrultusunda Türkiye adına çalışamayacaklarını, Darbe girişiminden sonra NATO´YA Türkiye´den gönderilen ve bundan sonra da gönderilecek askerlerinde Milli değerleri yüksek askerler olacağının farkındalar. Bu yeni oluşumda ve Türkiye´nin aldığı tedbirlerle bundan sonra ABD, ABD´NİN tetikçiliği durumda olan NATO´YU Türkiye aleyhine kullanmalarında zorluklar ile karşılaşacakları veya NATO´YU istedikleri gibi kullanamayacaklarını düşündükleri  görülmektedir.

 

ABD´NİN, Türkiye´ye karşı bundan sonra da ABD´NİN şu anki yönetimine destek  veren ülkeler (başta Almanya gibi) ve içimizdeki Gayri Milli unsurlar ile gerek siyasi, gerekse ekonomik olarak her yönden saldırılarına devam edecekleri görülmektedir.    

 

NATO´DAKİ bu hamle, bundan sonra gelecek olan hamlelerin öncü göstergesi olarak algılamakta fayda vardır. Bu tip saldırıların artarak devam edebilme ihtimali de çok yüksektir. NATO ülkesi olan Türkiye´ye, ABD´NİN herkesin gözü önünde gerek ekonomik, gerek siyasi gerekse de terör üzerinden saldırmasının görünüşte zor olduğu ABD´NİN idrakindedir. Bu zorluğu ortadan kaldırmak ve ileri karakol olarak Türkiye´yi kullanmak isteyen ABD Türkiye´ye karşı destekçileri ve içimizdeki Gayri Milli uzantıları ile Türkiye´ye yönelik her türlü yıkıcı enstrümanı kullanmaktan çekinmeyecektir. Evvelden bu mücadeleler vekalet üzerinden yapılmakta idi. Artık mücadelede, baş aktörlerin oyunun içinde oldukları görülmektedir. Kendilerini de gizlemeye ihtiyaç duymamaları da mücadelenin boyutunu göstermektedir. Bu noktaya gelen Lobilerin mücadelesinde, bu lobilerin var olma veya yok olma savaşının içinde olduklarını teyit etmektedir.   

Ondan dolayı Türkiye´yi kendi yanlarında görmek,  eski Türkiye´de olduğu gibi Türkiye´ye bir şey vermeden, Türkiye´yi istedikleri şekilde maşa olarak kullanabilmek için Türkiye´ye karşı gerek ekonomik gerekse siyasi olarak her türlü saldırılara devam edecekleri de maalesef bir gerçektir.

 

Evvelden de belirtiğim üzere Türkiye birlik ve beraberliğini koruyup bunu devam ettirebildiği müddetçe bu mücadeleden başarı ile çıkabilir.

 

Ama görüldüğü kadarı ile Türkiye´nin MİLLİ ve GAYRİ MİLLİ unsurlar olarak ikiye ayrıştığıdır. Türkiye´mizde şimdiye kadar Laiklik , Atatürkçülük adı altında yapılan ayrıştırmalar şimdi başka bir boyuta evirildiği görülmektedir. Türkiye içindeki bu mücadelenin yurt dışı Türkiye düşmanlarının algı politikaları ve içimizdeki uzantıları ile MİLLİ unsurlar ile GAYRİ MİLLİ UNSURLAR   arasına kaydığı görülmektedir.

 

Türk Milleti Kurtuluş Savaşını vermiş ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ün emanetini yere düşürmeyecek karaktere sahiptir.

Bu topraklarda vatanını seven MİLLİ unsurlar her zaman galip gelmişlerdir.

 

Türkiye´nin bekası için bu mücadelede Tanrı yardımcımız olsun. Tanrı Ülkemizi ve Halkımızı korusun.

 

YALÇIN ARAL

21.11.2017