Yalçın ARAL


TÜRKİYE’NİN BARIŞ PINARI HAREKATININ SEBEPLERİ VE ÇIKTILARI

Türkiye’nin PKK ile mücadelesi; Türkiye düşmanı Siyonistler, ve Haçlı zihniyetine (Evangelist, Neo-com ) sahip odakların ittifakı ile yapılan bir mücadeledir.


 

Türkiye düşmanlarının, Türkiye’nin bekasına yönelik PKK, DEAŞ ve uzantıları olan terör örgütleri kanalı ile yapmak istedikleri saldırılar ve senaryolar, BARIŞ PINARI HAREKATI ile sekteye uğratıldığı ve önlerinin kesildiği görülmektedir. Türkiye’nin “BARIŞ PINARI” harekatının durdurulmasını isteyerek, karşı çıkanların Siyonistlerin ve Haçlı zihniyetinin yanında yer alarak Türkiye’ye karşı düşmanlıklarını açıkça beyan etmekte olduklarını bilmeleri gerekir.

Ayrıca, ABD’de bu haçlı zihniyetini temsil eden Evangelist ve Neo-com gruplarının olduğunu ve bunların Para Lobisi Siyonistler ile Türkiye üzerinde Büyük Ortadoğu Projesi için ittifak kurduklarının da atlanmaması gerekir. Bu zihniyetler Suriye’de oluşacak büyük savaştan sonra Mesih’in geleceğine inanan güçlerin olduğunu da tekrar hatırlamakta fayda vardır.

 

Barış harekatına yapılan tepkiler;

  • AB’den Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Junker “Suriye harekatını durdurun, ‘ güvenli bölge’ için ödeme yapmayacağız!” açıklamasını yaptı.  
  • Fransa, Almanya, İngiltere ve Belçika  BM Güvenlik Konseyi’ni toplantıya çağırdı.
  • BM Güvenlik Konseyi’nde Türkiye’nin kınanmasını isteyen metine ABD ve Rusya veto ettiler.  
  • ABD, Trump imzalı açıklamada “ABD, bu operasyonu desteklemiyor, onaylamıyor ve iyi bir fikir olmadığını düşünüyor” denildi. ABD askerlerinin operasyon bölgesinden çekildiği belirtilen açıklamada Türkiye bölgede sivil kaybı yaşanmaması konusunda uyarıldığı belirtildi.  
  • Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron,” Suriye’deki tek taraflı operasyonu güçlü bir şekilde kınıyorum. Türkiye’nin buna en kısa zamanda son vermesini talep ediyorum.” ve “ Türkiye uluslararası toplumun Suriye’deki önceliğinin IŞİD ve terörizmle mücadele etmek olduğunu unutuyor, Türkiye milyonlarca kişiyi etkileyebilecek bir insani sorun yaratmak üzere. Bu da IŞİD’in tekrardan bir halifelik kurmasını sağlar.” ifadelerini kullandı.
  • Fransa savunma Bakanı Florence Parly, “Bu saldırı Kürtlerin güvenliği için tehlikelidir. Çünkü bu 5 yıldır savaşmakta olduğumuz IŞİD’e fayda sağlıyor. Saldırı durmak zorunda!” dedi.
  • Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye başlattığı “Barış Pınarı” Harekatı’nı kınadığını açıkladı. Maas,”Türkiye bu şekilde, bölgeyi daha da istikrarsızlaştırma ve IŞİD’in yeniden güçlenmesi riskini göze almış bulunmaktadır.” dedi.
  • Danimarka Dışişleri bakanı Jeppe Kofod ise “Türkiye’nin Suriye’deki askeri operasyonundan derin endişe duyuyoruz.” ve “Bence bu pişman olunacak yanlış bir karar. Bunun hem siviller hem de IŞİD’e karşı mücadeleye ciddi etkisi oluyor. Türkiye itidalli davranmalı. Danimarka müttefikleriyle konuyla ilgili sürekli iletişim halinde” ifadelerini kullandı.
  • ABD Senatosu’ndaki etkili Cumhuriyetçilerden Lindsey Graham, “Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye girmesi bir felaket. Trump yönetiminin utanmadan terk ettiği Kürt müttefiklerimiz için dua edin. Bu hamle IŞİD’in tekrar ortaya çıkmasını kesinleştirdi!” ve “ Kongre’de Erdoğan’ın ağır bir bedel ödemesi için girişimlere liderlik edeceğiz. İşlenmiş olan güvenli bölge konseptine geri dönmek için hala zaman varken Başkan Trump’ı bu yoldan dönmeye davet ediyorum.”  dedi.
  • Cumhuriyetçi Kongre üyesi Liz Cheney “ Cumhurbaşkanı Erdoğan ve rejimi, IŞİD’e karşı binlerce kayıp veren ve yurdumuzu korumamıza yardım eden Kürt müttefiklerimize acımasızca saldırdığı için ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalmalı” dedi.
  • Mısır’ın Arap Birliği’ni toplantıya çağırdığını aktardı. Mısır Dışişleri Bakanlığı “Türkiye’nin Suriye’deki saldırganlığını en sert şekilde kınıyoruz. Bu, kardeş bir Arap devletinin ulusal egemenliğine yapılmış küstahça ve kabul edilemez bir saldırıdır.” ifadelerini kullandı.
  • Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmet Ebu Gayt, Türkiye’nin Barış  Pınarı Harekatı ile ilgili “İşgal ve Suriye’nin egemenliğinin ihlalidir.” ifadelerini kullandı.
  • Kanada Dışişleri Bakanı Chrystia Freeland “Kanada Türkiye’nin Suriye’ye saldırısını sert şekilde kınıyor. Sivillerin korunması ve tüm taraflara uluslararası hukukun yükümlülüklerine uyma çağrısında bulunuyoruz.” Ayrıca Türkiye’nin harekatının kırılgan bölgedeki istikrarı ve IŞİD ile mücadele çabalarını baltalama riski taşıdığını da belirtti.
  • İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, “İsrail, Suriye’deki Kürt bölgelerindeki Türk işgalini şiddetle kınıyor, Türkiye ve yönlendirdiği güçlerin Kürtlere etnik temizlik uygulaması konusunda uyarıda bulunuyor. İsrail, cesur Kürt halkına insani yardımlarını artırmaya hazır”
    • Ayrıca İsrailli yetkililer de YPG’li teröristlere Türkiye’ye karşı kullanmak için silah desteği verebileceklerini açıkladı.
    • Bunun yanında bu mücadelede İsrail’in Kürtlerin yanında olarak duacı oldukları da belirtilmektedir.
  • Türkiye’nin NATO’daki müttefiklerinden Norveç, tepki olarak Türkiye’ye her türlü silah ihracatını durdurduğunu açıkladı!
  • Tepki koyan ülkelere bakıldığı zaman;
    • İngiltere, NATO üyesi,
      • Parlementosu , Siyonist Para Lobisi güdümünde
    • Fransa, NATO üyesi,
      • Macron, Siyonist Para Lobisinin güdümünde,
      • NATO üyesi olan Fransa’nın Türkiye’ye Silah Ambargosu uygulama kararı aldığı belirtilmektedir.
      • Fransa’da himaye ettikleri PKK uzantıları için bu söylemler hoş gözükür.
    • Almanya, NATO üyesi,
      • Zaten Türkiye düşmanlığı yapıyorlar, Almanya da yaşayan Kürt kökenli ve kabul ettikleri PKK ve FETÖ terör örgütü vatandaşlara yönelik şirinlik olarak da görüle bilinir.
      • NATO üyesi olan Almanya’nın Türkiye’ye Silah Ambargosu uygulama kararı aldığı belirtilmektedir.
    • İsveç,
      • Kabul ettikleri Kürt kökenli ve PKK destekçisi vatandaşlar!
    • Norveç, NATO üyesi,
      • Kabul ettikleri Kürt Kökenli ve PKK destekçisi vatandaşlar!
      • NATO üyesi Norveç’in Türkiye’ye karşı Silah Ambargosu uygulama kararı aldıkları belirtilmektedir. Sanki Türkiye Norveç’ten silah ve mühimmat tedarik ediyormuş gibi!
    • Finlandiya,
      • Kabul ettikleri Kürt Kökenli ve PKK destekçisi vatandaşlar!
    • Hollanda, NATO üyesi,
      • Kabul ettikleri Kürt Kökenli ve PKK destekçisi vatandaşlar!
    • Portekiz, NATO üyesi,
    • Polonya, NATO üyesi,
    • İsviçre,
      • Kabul ettikleri Kürt Kökenli ve PKK destekçisi vatandaşlar!
    • Romanya, NATO üyesi,
    • Yunanistan, NATO üyesi,
      • Zaten Türkiye düşmanlığına soyunmuş bir devlet! Zaten Doğu Akdeniz enerji kaynakları için Türkiye düşmanları devamlı Türkiye’ye karşı havlatıyorlar!
      • Siyonist, Para Lobisinin  güdümünde
    • Belçika, NATO üyesi,
      • Siyonist, Para Lobisinin güdümünde,
      • Kabul ettikleri Kürt Kökenli ve PKK destekçisi vatandaşlar!
    • Kanada, NATO üyesi,
      • Siyonist akımın güdümünde
    • Avustralya,
      • Siyonist, Para Lobisinin güdümünde,
    • Çin,
      • Siyonist, Para Lobisinin güdümünde,
    • Hindistan,
    • Tunus,
    • Cezayir,
    • Yemen,
      • İran veya Suudi Arabistan’ın güdümünde,
    • Lübnan,
    • KKTC Cumhurbaşkanı,
    • İsrail,
      • Zaten Siyonist bir hükümete sahipler ,
      • Büyük Ortadoğu Projesi  için, Trumptan evvel 16 sene boyunca yaptıklarının heba olması tabi ki canlarını çok sıkmaktadır.
    • Suudi Arabistan,
      • Araplar hiç bir zaman bizim yanımızda olmadılar ki!
      • ABD güdümünde ve  Siyonistlerin tam bir maşası,
    • Mısır,
      • ABD güdümünde ve Siyonistlerin tam bir maşası,
    • İran,
      • İran gölge deki durumunun probleme gireceği doğrultusunda hareket ediyor!
    • Irak,
      • İran ve ABD’nin güdümünde
    • BAE,
      • ABD güdümünde
    • Baheyn,
      • ABD güdümünde ,
  • Destekleyen Ülkeler;
    • Katar,
    • Azerbaycan,
    • Pakistan,
    • Sırbistan,
    • Macaristan,
    • İspanya,
    • KKTC,
    • Kuzey Makedonya,

 

Türkiye düşmanı odaklar köşeye sıkışınca Türkiye ile PKK terör örgütünü masaya davet etmeye çalışmaları Türkiye üzerindeki oyunlarının çok ciddi şekilde bozulduğunu göstermektedir. Çıkış aramakta oldukları ve Türkiye’nin bu hamlesi karşısında bir strateji üretemedikleri de bu durumları teyit etmektedir.  

Sayın Başkanımız, “ Siz terör örgütüyle Türkiye’yi mi masaya davet ediyorsunuz. Terör örgütünü NATO’ya aldınız da bizim mi haberimiz yok!” şekilde Almanya Başbakanı Merkel’e ifade de bulunması, Türkiye’nin pozisyonunun karşısında  Türkiye düşmanlarının pozisyonlarını da göstermektedir.

 

NATO demek ittifak altında olan ülkelerin topraklarına bir saldırı olursa bu bütün NATO ülkelerine yapılmış sayılır maddesini Türkiye olunca çok çabuk unuttukları görülmektedir. Şu ana kadar Suriye’den Türkiye topraklarına 650 nin üzerinde havan mermisi veya bomba atıldığı görülmektedir. Bu bir NATO ülkesine saldırı değil de nedir! NATO neden 5. Madde konusun da şu an pasif!

NATO ülkelerinin Türkiye’ye karşı bu tutumları ve düşmanca söylemleri, 15 temmuz darbe girişiminin arkasında olduklarını da tekrar teyit etmektedir. NATO’nun bu şekilde ayakta durabilmesinin zor olduğunun da bir tarafa not edilmesi gerekmektedir.

 

ABD ve Rusya’nın operasyon konusunda ki tavrı net değildir. Farklı açıklamalar yaparak iki yönlü gözükmeye çalıştıkları görülmektedir. Bu da evvelden beri ABD – RUSYA ilişkilerinde denge unsurunu akla getirmektedir. Ayrıca Dünya Liderleri olarak Trump- Putin ve Erdoğan üçlüsü olarak batı basınında belirtilmesini de teyit etmektedir. Enerji konusunda; dünyayı Petrol ve doğal gaz tedarikini kontrolleri altına olarak ABD ve RUSYA arasında paylaşıma kadar gide bilecek bir konuma da gidilmekte olduğunun da göz ardı edilmemesi gerekir.  Ayrıca harekat evveli ve sonrası Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın devamlı Rusya ve ABD Başkanları ile temas halinde olması ve Sayın Erdoğan’ın gerek Putin’in gerekse de Trump’ın hassasiyetlerine önem vermesi de gözlerden kaçmaması gerekmektedir. Bu hamleler tam bir satranç hamleleridir. Bu hamleleri iyi yapanlar Yeni Dünya Düzeninde söz sahibi olur ve yerlerini alırlar!

Ayrıca dünya petrol ve doğal gaz tedarikinin ve ticaretinin kontrolünün ABD ve RUSYA arasında Petrol – ABD , Doğal Gaz – RUSYA tarafından kontrol altında tutulmasına kadar gide bilecek bir bölüşmenin olabileceğinin de göz ardı edilmemesi gerekir.  Türkiye petrol ve doğalgaz noktaları ve geçiş yolları açısından jeostratejik olarak tam olarak kilit bir noktada olmasından dolayı çok önemli olduğunu da bu tablo teyit etmektedir. Bu veride, ne ABD’nin nede Rusya’nın Türkiye’den vazgeçe bilecek bir konumda olmadığını göstermektedir. Tabi ki Yeni Dünya Düzeni ABD’deki Lobiler arasında ki mücadelenin sonucu  netleştiği zaman ortaya çıkacağı bir gerçektir. ABD içinde, Ulusalcılar ve Globalciler arasındaki bu mücadelenin neticesine kadar gerek dünyanın gerekse de Türkiye ve bölgesi üzerinde her türlü operasyonun olabileceği varsayımın atlanmaması gerekir. 

 

Hong Kong eylemcilerinin YPG’li teröristlerle beraber PKK’ya destek sloganı atmaları da bütün dünyanın terör örgütleri   vasıtası ile Türkiye’ye saldırdıklarını teyit etmektedir.

 

Filistin Dış İşleri Bakanı Riyad el-Maliki, “Filistin, Suriye’nin kuzey sınırında olanlara dair hiçbir açıklamada bulunmadı, bulunmayacak.” diyerek operasyona destek olmayacaklarını belirtmesi de çok düşündürücüdür!

 

Ülkelerin açıklamalarına ve verdikleri tepkilere bakıldığı zaman; olumsuz reaksiyon ve tepki gösterenlerin, Türkiye düşmanlarının ve bunun yanında Globalci Para Lobisi Siyonizm’e hizmet edenlerin olduğu görülmektedir. Tabi ki bunların not edilmediği sanılmasın!

 

Şunun da bilinmesi gerekmektedir ki; Eğer Savunma Sanayimizde ihtiyacımızın % 70 kısmını kendi bünyemizden karşılamıyor olsa idik ! Bu harekatı yapabilmemizin imkansız boyutunda olacağı  ve çok zor olduğunun da atlanmaması gerekir. Kıbrıs Barış Harekatında bu dezavantajımızın bedelini çok ağır ödediğimizin de unutulmaması gerekir!

Türkiye düşmanlarının reaksiyonlarından, doğru bir hamle yaptığımız teyit edilmektedir. Siyonizm’in, Büyük Ortadoğu Projesi olan  senaryoları doğrultusunda senelerdir ektikleri tohumların bölgede ektiklerinin boşa çıkmakta olduğunun paniğini yaşadıkları, bu agresif söylem ve davranışlarından görülmektedir. Siyonist ve uzantılarının stratejik inisiyatiflerini kaybettikleri görülmektedir. Türkiye doğru okuma yaparak, yaptığı hamle ile inisiyatifi de eline geçirdiği görülmektedir. Türkiye düşmanlarının paniği de bundandır.

 

Siyonist protokollerine bakıldığı zaman;

Her şeyi yutan bütün terör hareketleri bizimle baş göstermiştir. Monarşiyi geri getirmek isteyenden tutunda, demagoglara, sosyalistlere, komünistlere ve her türlü ütopyacılara kadar, her fikirden insan bizim hizmetindedir. Bunların hepsine bizler tarafından görev verilmiştir. Her biri kendi adına yönetimlerin son kalıntılarını yok ediyor, düzenin bütün kurumlarını yıkıyorlar. Bu faaliyetler yüzünden bütün devletler ıstırap çekiyorlar. Onlar huzur istiyorlar ve barış için her şeyi feda etmeye hazırlar. Fakat biz onlara bunu vermeyeceğiz ta ki bize biat ve itaat edene kadar. Partilerin hiziplere ayrılması, onları bizim eline düşürdü. Çünkü iddialı bir mücadeleyi sürdürmek için para gerekir o da bizim elimizdedir.

 

DEAŞ ve PKK terör örgütlerini ve uzantılarını kuran ve besleyen ABD’nin kuvvetini kendi menfaatleri için kullanan  Globalci Siyonist Para Lobisi  ile İsrail değil midir. ABD’yi kendi çıkarları için kullanan bu güç Trump’tan evvel 16 sene boyunca Clinton ve Obama dönemlerinde ABD’yi idare etmediler mi?

 

Bu veriler ışığında Türkiye’nin Suriye’deki Barış Pınarı Harekatının durdurulmasını isteyerek, Batının hep bir ağızdan “Türkiye’nin bu harekatı DEAŞ terör örgütünü diriltir.“ söylemlerinin hayra alamet olmadığının bilinmesi gerekir. Demek ki ağız birliği ettiklerine göre DEAŞ terör örgütünü tekrar devreye sokarak ihaleyi de Türkiye’nin üstüne yıkmak isteyecekleri görülmektedir. Zaten ABD kontrolünde hapiste olan DEAŞ’lıların çoğunun Avrupa Ülkelerinin vatandaşları olduğu ABD Başkanı Trump tarafından da dile getirilmişti. DEAŞ’ın içinde Müslüman olmayan Avrupa vatandaşlarının bulunmasını birilerinin izah etmesi gerekmektedir!

ABD Başkanı çok evvelden “Avrupa Ülkeleri kendi vatandaşı olan DEAŞ’lı mahkumları geri almalı” şeklindeki açıklaması ve talebi doğrultusunda Avrupa Ülkelerinden olumlu cevap gelmesi, Ayrıca ABD Başkanının ABD’nin bölgede hapiste olan DEAŞ’lıların artık harekat yapan Türkiye’nin kontrolünde ve sorumluluğunda olması gerekir şeklindeki açıklaması doğrultusunda, kendisinin beceremediği bu yaptırımı Türkiye üzerinden Avrupa’yı zora sokarak yapmak istediği şeklinde de yorumlana bilinir. Benim dediğime gelmiyorsanız alın size problem çözün bakalım diyerek bu problemi tekrar ortaya koyarak, kenara çekildiği algısı ağır basmaktadır.

Türkiye’nin “DEAŞ tamamen ortadan kaldırılıncaya kadar savaşmayı sürdüreceğiz!” şeklinde açıklamada çok önemlidir.

Sayın Başkan Erdoğan “ ABD ile bizim ekiplerimiz DEAŞ’lılar için birlikte çalışacak” Ayrıca Başkan Erdoğan “ HASEKE ve AYN EL-ARAP’I da alarak operasyonu tamamlamış olacağız” söylemleri de çok önemlidir.

 

Ayrıca ABD içinde de yaşananlara bir bakalım;

Trump Bir sene önce “Suriye’den çekileceğiz” dedi. Ancak ABD bürokrasisindeki Türkiye düşmanları Siyonist ve Cumhuriyetçilerin içinde onları destekleyen Evangelist- Neo-com  uzantıları bir yıl boyunca ayak direttiler. Güvenli bölge, ortak harekat, gözlem diyerek Türkiye’yi yine aldatmayı denediler. Son noktaya gelinip, sabır taşınca da Türkiye’nin harekata giriştiğinin de bilinmesi gerekir.

 

Ayrıca, Trump’ın  son açıklamalarında;

  • “ Umarım YPG bölgeden çekilirler, Türkiye’nin hava gücüne karşı şansları yok. Uçağınız yoksa uçakları olan bir gücü yenmek zor. YPG sınırdan 30 kilometre çekilme niyetinde ve bu iyi bir şey!”
  • Suriye’den çekilme kararını savunan ABD Başkanı, “Askerlerimiz  50 sene daha Suriye’de kalamazdı. Daha kendi sınırlarımızı kontrol edemezken Türkiye-Suriye sınırını kontrol etmemiz mümkün değil.”
  • “Türkiye dini azınlıkları korumak dahil sorumluluklarını yerine getirmezse yaptırım uygularız.”
  • Son açıklamasında da ABD’nin Suriye’nin Kuzeyinden çekilmesinin ne kadar doğru bir karar olduğunu savunması önemlidir.    

 

Trump, kafasından geçenleri ve yapacaklarını en yakınına bile söylemeyen bir karaktere sahip olduğunu atlamayalım!

Türkiye’nin bu harekatı ile Trump’ta ABD içinde kendisine Suriye konusunda düşüncelerine ve kararlarına karşı çıkan başta Demokratların oluşturduğu Globalci Siyonist Para Lobisine ve Cumhuriyetçiler içinde ki Siyonistlerin Büyük Ortadoğu Projesini destekleyen Türkiye düşmanı Neo-com ve Evangelistlerin oyununu ciddi şekilde bozduğu görülmektedir. Globalci Para Lobisine hizmet eden Clinton ve Obama döneminde toplam 16 sene boyunca Büyük Ortadoğu Projesi için Türkiye’nin bekasına yönelik yapılan saldırıların, hazırlıkların ve harcanan paraların; yarattıkları PKK’ya ve DEAŞ’a yapılan her türlü yardımların ve uyguladıkları stratejilerin tamamen boşa gitmeye başladığı fiilen ortaya çıkınca, Dünyada Türkiye düşmanı bu odaklara destek verenlerin kendilerini daha belirgin bir şekilde ortaya attıkları görülmektedir.

 

Trump’ın bir sene önce belirttiği, Suriye’den çekilme kararını Türkiye’nin yardımı ile uygulamaya koyması ABD’de Globalci Siyonist Para Lobisini yani Demokratları, Siyonist İsrail Devletini ve Cumhuriyetçiler içinde bulunan Siyonistlerin Türkiye üzerindeki oyunlarını destekleyen Türkiye düşmanı Haçlı zihniyetine sahip Neo-com ve Evangelist akımını ciddi şekilde rahatsız ettiği görülmektedir. ABD Başkanı bu hamlesi ile ciddi şekilde risk aldığı da görülmektedir. Zaten nerede ise 1 yıl önce kendini koruyan CİA ve FIA ajanlarının yanına Başkan olmadan evvel güvenliğini sağlayan inşaları da monta ettiğinin de unutulmaması gerekir. Evvelki yazılarımda da belirtmiştim. Dünya da can güvenliği tehlike de olan Başkanlar listesinde Başkan Trump’ın ilk sırada olduğunu bu veriler çerçevesinde belirtmiştim. ABD’de ki bu Lobi savaşlarından dolayı 5 ABD Başkanının suikasta kurban gittiğinin de atlanmaması gerekir. 

ABD Başkanı Trump’ın Birleşmiş Milletlerde yaptığı konuşmada;

  • “Gelecek küreselcilerin değil, vatanseverlerin olacaktır.” Söyleminden sonra, Globalci Para Lobisinin Partisi Demokratların önderliğinde Başkan Trump’ın azil sürecinin başlatılması,
  • Bu esnada Türkiye’nin “Barış Pınarı Harekatı” na başlaması sinyallerini vermesi ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile Başkan Trump’ın çeşitli defalar telefon ile görüşmeleri, ABD Başkanının Suriye ile ilgili başka açıklamaları da Para Lobisi Siyonistlerin ve uzantılarının hoşuna gitmeyerek ABD başkanının azil sürecinin başlamasına neden olduğu  çıktısı ağır basmaktadır. Hiç bir şey tesadüf olmadığı gerçeği ile olayları değerlendirilmesinde fayda vardır!
  • Ayrıca Kongrede ve Senatoda Türkiye’ye karşı yaptırımların konuşulması ve bunun Demokratların ve bazı Cumhuriyetçilerinde destek vermesinin çıktısının da bekleneceği görülmektedir.
  • Bu çıktıya göre Başkan Trump’ın ve ABD’nin yeni dünya düzeninde nerede yer alacağı da netleşmeye başlayacağı da görülecektir.
  • ABD Başkanı Trump, Türkiye’ye bir alan açmıştır ve bu kararının ABD içi siyasette neler üreteceği de ileride daha net görülecektir.

 

Başkan Trump kafasında kurguladığı senaryonun kimse tarafından bilmediği açıktır. Trump kendisine yapılan hamlelere göre hareket planını oluşturduğu görülmektedir.  

Sayın Başkan Recep Tayyip Erdoğan 30 -35 km derinlikte Güvenli Bölge oluşturulacağını belirtti. Zaten ABD Başkanı Trump’ta Güvenli bölge derinliğinin bu seviyelerde oluşa bileceğini belirtmişti.

Türkiye düşmanlarının bu kadar yaygarası ve Türkiye’ye karşı cephe alarak söylem geliştirmeleri doğru yolda olduğumuzu teyit etmektedir. Türkiye “Barış Pınarı Harekatı” ile Türkiye düşmanı Siyonistlerin bunlara destek veren bütün Türkiye düşmanı lobilerin ve ülkelerin oyununu bozmuştur.

 

Tabi ki DEAŞ’ın tekrar ortaya çıkarılacağı Batı odaklı Türkiye Düşmanı odakların beyanatlarında görülmektedir. Batı kendini kurdukları terör örgütleri ile vurabilir ve bunu DEAŞ terörüne de çok rahatlıkla bağlaya bilirler! Zaten DEAŞ ve PKK başta ABD içindeki bazı Lobilerin ve İsrail’in bölgeyi ele geçirmek ve yer açmak için yarattıkları ve besledikleri terör örgütleri değil midir?

ABD Başkanı Trump, Para Lobisinin güdümünde olan eski Başkan Obama’yı suçlayarak “Obama Türkiye’nin ölümcül düşmanı PKK ile anlaşma yaptı. Kürtlere inanılmaz derecede büyük miktarda silah ve mühimmat anlamında para harcadık.”  “Bu doğru bir hareket değildi!” değerlendirmesini de yaptı. Artık ABD askerlerinin eve getirmenin zamanının geldiğini, bölgedeki varlığını da ‘bataklık’ olarak yorumlayarak “Şu anda orada başka ülkelerin yapmaları gereken işleri yaparak polislik faaliyeti gösteriyoruz. Biz niye 7 bin mil uzaktan yapalım ki?  ABD’nin elindeki DEAŞ’lıların birçoğunun Almanya, Fransa gibi Avrupa ülkelerinin vatandaşı olduğunu ancak bu ülkelerin bu kişileri geri almak istemediğini” belirterek, “ Bu kişiler benim ülkemden oraya gitmedi. Avrupa ülkelerine büyük bir iyilik yaptım.” görüşünü paylaştı.

 

Harekat sürerken ABD tarafından yakalanan ve PKK’lıların ve uzantılarının gözetiminde hapiste tutulan DEAŞ’lıların hapishanelerden kaçtıkları şeklinde dezenformasyon şeklinde doğru olmayan haberlerin çıkabileceğinin de atlanmaması gerekmektedir! Bu doğru olmayan veya olamayacak şeklindeki haberlerin yerine PKK’lıların DEAŞ’lı teröristleri serbest bırakması haberlerinin daha mantıklı görülmektedir. Bu hamleler, Büyük Ortadoğu Projesindeki oyunları bozulan Türkiye düşmanı odakların DEAŞ’ı tekrar devreye sokarak  DEAŞ üzerinden Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışacakları da görülecektir.

ABD Başkanı Trump boş yere, “ Türkiye ve YPG/PKK DEAŞ’LI mahkumların kaçmalarına izin vermemeli”  diye söylem yapmıyor!

 

Türkiye’nin bu mücadelesi belirtiğim üzere, ABD içinde konuşlanan Türkiye düşmanı odakları kapsayacak şekilde ve İsrail ile yapılan bir mücadeledir. Ayrıca bu PKK mücadelesi, teknolojik olarak da Türkiye düşmanı odaklarla yapılan bir mücadeledir. Bu harekatta Türk Savunma Sanayisinin geldiği noktanın düşmanlarımız tarafından test edilmekte olduğunun da atlanmaması gerekir. Onlar için insanların katledilmesi, gönderdikleri askerlerin ölmesi önemli değildir.

 

Ayrıca İlluminati projesi ve felsefesinin başında olan ve 101 yaşında vefat eden David Rokofeller Atatürk’ün vefatından sonra “ Atatürk bizim hedeflerimizi 50 sene ötelemiştir. Biz şimdi yolumuza devam ediyoruz! 50 sene bizim için virgüldür!” söyleminin çok şey ifade ettiğinin de atlanmaması gerekir.  Bu zihniyetin hedeflerine ulaşması için 50 seneyi bir virgül olarak görmesi çok düşündürücü olduğu kadar da korkutucudur. Bu felsefe doğrultusunda Siyonistlerin Büyük Ortadoğu Projesini hayata geçirmek için hiç durmayacakları ve Türkiye üzerinde yarattıkları her çatlaktan da içeriye girmeyi deneyeceklerinin göz ardı edilmemesi gerekir. Ondan dolayı her zaman uyanık olmak ve Yurtdışı Türkiye düşmanlarından gelebilecek her türlü saldırıya hazırlıklı olunması gerekmektedir.

Bunun içinde olmazsa olmazlarımız;

  • Bağımsız bir Savunma Sanayiye sahip olmak,
  • Kuvvetli bir Ekonomik yapıya kavuşmak,
  • Bunların yanında milli ve manevi değerleri kuvvetli kalabalık ve genç bir nüfusa sahip olunması olmazsa olmazlarımız olarak görülmektedir.