Mehmet KETENCİOĞLU


TOZ ŞEKERİ GİBİ DAĞILMANIN SEBEBİ NE Mİ?

 Süper lig 26.Hafta maçında 21 Şubat'ta Demir Grup Sivasspor’a  2-0 yenildiğimiz  maçtan sonra Petrescu’nun takım üzerinde etkisinin kalmadığı görülmüş ve karşılıklı anlaşarak mukavelesi fesih edilmişti.


    Süper lig 26.Hafta maçında 21 Şubat'ta Demir Grup Sivasspor’a  2-0 yenildiğimiz  maçtan sonra Petrescu’nun takım üzerinde etkisinin kalmadığı görülmüş ve karşılıklı anlaşarak mukavelesi fesih edilmişti. Bu maçın ardından Uğur Kulaksız takımın başında çıktığı Rize ve Hatay maçlarından 6 puan alarak ileriki maçlar için olumlu sinyaller vermişti. 
    Taaki 13 Mart’ta kendi sahamızda Galatasaray’a  3-0 kaybettiğimiz maçtan sonra bu takımın başına Yalçın Koşukavak gelecek dedikodusuna engel olunamayınca futbolcular arasında da şu andaki hocalara güven duygusu azalmaya başlamış anlaşılan ve sahada görünen... Galatasaray karşısında istatistiklere yansıyan oranlar maalesef iyiye gitmediğimizin işareti olmuştu. Hadi namı diğer cimbomun ve hakemlerin altından kalkamamıştık hakkıyla yenildik diyelim. Fatih Karagümrük defans bölgesi hiçte iyi olmamasına rağmen ligin en çok  gol yiyen 9 takımından biri olmasına rağmen Hes Kablo Kayserispor’a 3 gol attı hiçte gol yemedi. Dahası yanar söner gibi son iki haftayı geçiren gol ümitlerimiz Lennon ve Henrique bu maçta "aman canım bu takımı biz mi kurtaracağız" der gibi oynayınca gol atmakta mümkün olmadı ve ev sahibi Karagümrük antrenman yapar temposuyla  maçı çok rahat 3-0 kazandı. İyi giden bir takım için arı kovanına çomak sokma görevi yönetime verilmişti anlaşılan.  Dünyanın hiçbir yerinde hoca farklı, yardımcıları farklı olmaz. Yalçın Koşukavak bu takımın başına gelmeyeceğine göre koşukavak’ın yardımcıları hangi sebep ve mantıkla Uğur Kulaksız ve ekibine destek vermek için beklerler.    
    İşte bu bekleyiş bana göre futbolcuların gözünde Uğur hocayı pasif hale getirdi. Karagümrük karşısında defansından en uçtaki forvetine kadar bütün futbolcularda  bir isteksizlik vardı. Daha da ileri gideyim bir ruhsuzluk, laubalilik vardı. Alttaki takımların son haftalarda aldığı puanlara bakarsak boş konuşan çokbilmişlere de cevap vermiş oluruz. Biz hala daha tehlike devam ediyor, maç başı 1,5 puan almak zorundayız diye avazımızın çıktığı kadar bağırırken "Bu takım ligi üst sıralarda bitirir. Felaket tellallığı yapmayın"  diyenleri de duyduk. 21 Mart’ta oynanacak maçlar sonunda puan sıralamasındaki yerimize  göre o düşüncedeki arkadaşlarımın tekrar yorumlarını bekliyorum. Kıvırmadan dik bir duruş ile!  Bir çiçek ile bahar gelseydi ne güzel olurdu ama olmuyor maalesef gerçek bahar kır çiçekleri ile birlikte geliyor o tek çiçeği de içine alarak... Bahar bağımsız olmaz doğada buna ayak uydurmalı, etrafta temiz olmalı mesajı veriyor bize. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul ve zurna az...  
    Takımın toparlanması için yönetimin hocaya tam destek olduğunu göstermesi çok önemlidir. Milli takım arası olan bu haftada futbolculara psikolojik destek verilmesi gerekir. Psikolojik destek denince Türk insanı" bizim aklımızla bir sorunumuz yok, psikolojimizde çok iyi" der hemen. Ajax  ve Barcelona kulüpleri teknik heyetlerinde buna çok önem veriyorlar. Bizim anlayışımıza göre onlar deli biz akıllı... İşte bu büyüklük edası, ben bilirim kimse bilmez tavrı Türk futbolunun iki yakasını bir araya getirmiyor. Tabi Kayserispor’unda iki yakası bir araya gelmiyor. İşte Karagümrük karşısında toz şekeri gibi dağılanın bana göre ana sebebi de bunlar.  Büyüklük taslamadan, mütevazı kolej havası oluşturarak 03 Nisan’da Göztepe den ne edip, ne edip 3 puan almalıyız. Yeni bir sayfa için kendimize gelmek için, biz bu ligde kalacağız başka yolu yok mesajı vermek için...