Necmettin ÇUHADAROĞLU


TEK

TEK


 

Onunla yola çıkmak ve yol arkadaşı olmak benim en büyük mutluluklarımdan birisi olmuştur. Altı ay danışmanlığını yaptığım, kişiliği ile bize çok şey katan Op.Dr. Kemal Tekden den bahsediyorum. Beni en fazla etkileyen çalışması çocukların gelecekleri ile ilgili çalışmaları idi. Ümmetin çocuklarının derdi benim derdim diyordu. Onlar için üzülüyordu. Onlar için Telavive gidecek kadar gözü kara, bile ve fikir sahibi bir insan. Benim için hala öyle. Çalışmaktan büyük mutluluk duydum. O mu bize danıştı biz mi ona? Emeği çok geçti bize Allah ondan razı olsun. O gerçekten soyadı gibi tekden.

Kabına sığmayacak kadar aktif ve çalışkan başka birisini görmedim ne yalan söyleyeyim. Duygusal bir insan, vatansever, şehit polis memurunun arkadaşlarını korumasını anlatırken yutkunan, gözyaşı döken gerçek bir vatan aşığı.

Ama bazen hayatta istedikleriniz olmuyor. Devam edemedik. O ki sıralamaya giremediğinde bile Ak Parti için çalışmalarına devam etti. Kaderci bir insan. Kun fe yekûn, Allah ol der olur dedi. Kısmetimiz bu kadarmış, hakkımızda hayırlısı ne ise o olsun felsefesi ile çalıştı. Örnek alınacak değerli bir şahsiyet. Kendisinin hakkı geçmiştir. Hakkını helal etmesini istiyorum. Anne ve babamın hastalığından dolayı çokça Kozaklı fizik tedavi merkezine gitmemden dolayı da bir türlü görüşemedim kendisi ile. Bu gün onu yazmak istedim.  Sayfalar yetmeyecek kadar bende izi kaldı. Her şey için teşekkür ederim hocam. İyi ki varsınız.  Onunla çalışmak gerçekten benim için bir mutluluk kaynağı idi.

Gelelim diğer bir konu Kayseri de ki yeniden yapılaşmaya. Daha önceleri kendilerine yol arkadaşı seçmiş olanlar birden bire yani yüz seksen derece dönerek eski ortaklarını kötülemeye, kendileri bulundukları işlerden dolayı bir nevi yol arkadaşlarını satmaya başladılar. Hatta onlar paralelci idi diyorlar. Gülüyorum. Dalından hayır gelmeyecek ağacın neden gölgesinde beklediniz neden ağacına yaslandınız demezler mi adama. Şimdi sıkıntı paralel de. Herkes paralel düşmanı oldu. Doğru eğer bu memleketin bekasının önüne geçmek istiyorlarsa, bu memleketin dinamiklerine dinamit koymak istiyorlarsa Allah onların bin türlü belasını versin. Ama daha önce beslendiğiniz kaynaklar bir bir içeri atılıyorsa ve onun ardından, ?´ben onların içinde beş sene kaldım´´ zor kurtuldum diyerek eski dava arkadaşlarınızı satıyorsanız bir günde sizi satarlar onu unutmayın. Ayeti kerimede ne diyor ?´biliniz ki sizin için kısas farz kılındı´´ diyor. Sizler rüzgâr ekmeye devam edin karşılığında fırtına biçeceksiniz. Bu mantalite yanlış. Beş sene içlerinde idim diyenler sizin onlardan ne farkınız var. O zaman onlardan yemleniyor dunuz şimdi başkalarından yemlenmeye başladınız. Ak partiye yakın olmak adına yapmadığınız dümen yok. Atmadığınız takla yok. Unutmayın ki bir günde size sıra gelecek. Paralelin bir sürü ayağı var. Bu işten nemalananların ve medyada yapılanmalarının ayağı yok mu? Acaba diye  onu da sormak lazım.

Sıra herkese gelecek.

Sıranızı bekleyin. Acele etmeyin. Acele ettikçe çarşafa dolaşıyorsunuz. Bu ne kin, bu ne nefret. Bir söz var ya son gülen iyi gülermiş, her halde bu sefer de öyle olacak. Alma mazlumun ahını çıkarmış aheste aheste.

Günün kıssası; Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Aksamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş. İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş. Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar. Sonuç: İkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş. Birinci adam öfkelenmiş: ?Bu Nasıl olabilir? Ben daha çok çeliştim. Senden daha erken ise başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu isin sırrı ne?? İkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş: ? Ortada bir sır yok.. Sen durmaksızın çalışırken, ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir. ?Kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir. Kendimize zaman ayırıp, yaşamımızı objektif bir bakışla gözden geçirmektir. Zayıf bulduğumuz alanlarımızı geliştirmek için caba göstermektir. Bu, zihnimizin, ruhumuzun, karakterimizin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir koşuldur. Delhi´deki ünlü tapınakta Sokrat´ın su sözü yer alır: ?İnsan Kendini Tanı.? Kendini tanımak, su anda olduğumuz noktayla olmak istediğimiz nokta arasındaki yoldur. Kendini tanımak, kendimizi Nasıl gördüğümüz ile başkalarının bizi Nasıl gördüğü arasında fark olmaması anlamına gelir. Bireysel ve is yaşamımızda başarılı, mutlu ve doyumlu olmak istiyorsak, baltamızı bilemek için kendimize zaman ayırmalıyız.

Kalın sağlıcakla.