Bir gazetecinin benim yazılarıma okuma deme lüksümüz yok. Ama yazdığımız yazıların neticesinde hep suçlu mu olmamız gerekiyor. Yazdıklarımız eğer yanlış ise düzeltme gönderirseniz onu da yayınlarım ama yalansa gideceksiniz mahkemelerde hak arayacaksınız. Onunla bununla telefon açtırma y da görüşmeye çalışma da ne oluyor.
Herkes ne hata yaptığını bilir. Bu sebeple başka şeyler üretin, vay efendim bende aynı partidenim, şöyle tanıdığım var sözleri çocukça bir davranış.
Elinizden geleni ardınıza bırakmayın.
Ballı maaşları yazdım.
Yalan deyin.
Yanlış deyin.
Olmadı açıklayın odalardan aldığınız maaşları.
Oda başkanı olmadan önce servetim şu idi şimdi şu deyin.
Kooperatif kurmadık, kamu mallarını işgal etmedik, kul hakkı yemedik deyin. Söyleyin de cümle âlem duysun.
Hem bunları yap hem de yazılmasını isteme.
Olur.
Başka arzunuz.
Utanacağınız işi yapmayın.!!!!
Koca koca adamlar kendinize yakıştırıyorsanız zaten ar damarınız yırtılmış demektir.
Arsızlığın, yolsuzluğun, hırsızlığın ve utanmazlığın bir âlemi yok.
Birde Kayseri de çokça kullanılan bir söz vardır; ite vuruyon tazı çeniliyor derler. Şu an yaşadıklarımızda ondan ibaret.
Boş verin bırakın onları.
Kayseri şeker fabrikası ile ilgili yazdığım yazıda da Pancar ekicileri koop. Başkanı Hüseyin Akayın açıklamalarından örnekler verdim. Kayseri de gıda firmaları var. Hangisi kaç kilo şeker almış Kayseri Şekerden dedim. Evet, bütün bunları ben söyledim. Yine söylüyorum. NBŞ ?Glikoz-Furuktoz şurubu kanıtlanmış zehir. Bu zehri çocuklarımıza yedirmeyin dedim.
Yine diyorum.
Çocuklarımıza milli içecek Ayran ve Süt içirin.
Doğal süt te hile yok hurda yok.
Bence en iyisi bu.
Kayseri´deki firmadaki arkadaşlar niye alınganlık gösterdi anlamadım. Çin´den gelen Yoğunlaştırılmış tatlandırıcıların ülkemize girişi yasak ama yine de kullanıldığı iddia ediliyor. NBŞ yani nişasta bazlı şeker in zararlarını Google girip sizde okuyabilirsiniz. Bunun için alim olmaya gerek yok.
Benim ne şekercilerle husumetim var ne de Kayseri Şekere satacağım şeker pancarım. Ama kaygılarım var. Çiftçim için kaygılarım var, geleceğimizin teminatı çocuklarımız ve gençlerimiz için kaygılarım var. Bunları yazmak ve anlatmak suç ise ben suçumu kabul ediyorum. Evvelki yazılarımda bahsettiğim için detaylarına girmiyorum.
Ama NBŞ ve yoğunlaştırılmış tatlandırıcıları kullanmamız ile birlikte yavaş yavaş öleceğimiz kesin. Bunun önüne geçilmesi gerekir demek suç mu? Çiftçimin elinden kotaları alınır ve NBŞ için kotalar arttırılırsa tarımsal kalkınma yazının başında kalır.
Gelin yazık etmeyelim dedim.
Demek suçsa evet ben suçluyum.
Ülkemizde milli bir tarım politikası inşallah gerçekleşecek ve gerekir dedim. Daha çocuk mamasını bile ithal eden bir Türkiye var karşımızda. Bilim adamlarımızın çalışmaları yerli çocuk maması için. İnşallah kendimiz üretelim dedim.
Suç mu?
Yurt dışında gelen mamaların bileşenini çözen var mı Türkiye´de?
Dedim.
Suç mu?
Mamaların içeriğini bilmeden çocuklarımıza ne yediriyoruz. Acaba bizim genlerimiz üzerinde deneme mi yapıyorlar. Neden Türkiye için ayrı mamalar üretiliyor diye sordum?
Suç mu?
Bilimsel araştırma yapan hocalarımız özellikle çocuk maması ve yeni doğan buza mamaları konusunda?
Suç mu?
Evet, bunlar suç ise ben suçluyum.
Suçlu da olsam ben vatanımı seviyorum.
Bu hep böyle kalacak ve sevmeye ´de devam edeceğim.
Kalın Sağlıcakla.
