Necmettin ÇUHADAROĞLU


SİVİL Mİ?

SİVİL Mİ?


 

Ülkemizde hükümet dışı kuruluşların zihinlerde saygın bir çağrışım yapan ve adına ?´sivil toplum örgütleri´ ´denilen kurumları kim denetler ya da kim bu kadar destek verir bilinmez ama bence sivil toplum örgütlerinin yanında bunlara, aslında sefil toplum örgütleri ya da rezil toplum örgütleri tanımı daha uygun düşer hale geldi. Ama işlerini iyi yapanlar hariç. Kimi çağdaş yaşamı desteklerken asıl amaçları PKK lı öğrencilere burs sağlamak olduğu ortaya çıkmıştı, kimisi ise teröriste terörist diyemeyen ve onlara aktivist diyebilecek kadara alçaklık içerisinde bulunan bu yapının bu kadar keyfi hareket ve açıklamalarına kim dur diyecek onu da bilemiyoruz. Özgürlük bu mudur? Yada nerede çokluk olursa orada  .okluk olur dediğimiz durumunun travmasını mı yaşıyoruz. Ya da sivil toplum örgütlerine geçiş sancısı mı? Kısacası biz böyle namussuzlukları yaşayan ya da yaşatanlara karşı elimiz kolumuz bağlı mı bekleyeceğiz.

Dünya çapında ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeylerde ve akla gelebilecek hemen her alanda faaliyet gösteren "Hükümet dışı Kuruluşlar" (Non-Governmental Organizations-NGO) olarak isimlendirdiğimiz oluşum, ekonomik ve sosyal gelişim çabalarında giderek güçlü bir aktör olarak da ön plana çıkıyor. "Hükümet dışı Kuruluş ?un tanımı, bu isimlendirmenin doğru olup olmadığı, bu alanda kullanılan "sivil toplum örgütü", "kâr amacı gütmeyen örgüt", "vatandaş derneği", "özel gönüllüler örgütü", "sivil baskı grubu" gibi diğer terimlerin her birinin neyi kapsadığına ilişkin hususlar ayrı bir çalışmanın konusu olacak kadar büyük.

Sanki biraz NGO lar illegal bir yapının kamufle edilmiş hali gibi bir şey. Ayrışmayı tanımlıyorlar. Ama birisi de çıkıp ülkede meydana gelen bir olay için vatandaşı tatmin edecek bir açıklama yapmıyor. Hani hükümet dışı kuruluştunuz ya. Bir günde hükümet için iyi ve faydalı bir şeyler yapın. Yapamıyor. Türkiye´nin bir zenginlik olarak övdüğümüz ve övündüğümüz tüm farklılıklarını birbirinden ayırmak ve birbirine rakip gibi göstermek kimin haddine diyemiyorlar. Bu memlekette Kudüs´ü fetih eden Selahattin Eyyubi´nin orduları, Çaldıranda Yavuz Sultan Selim, Yemende, Sarıkamışta, Kut-ul Amarede vatan topraklarında birlikte şehit olan bizlerin yani  bizim atalarımız değil miydi. Diyemiyorlar. Sadece ülkede Cumhurbaşkanından başka rest çeken gerek dünya otoritelerine gerekse bu tür yapılanmalara başka kimse olmayacak mı?

Türbanlı Savcı atandı, hâkim atandı. Ne oldu ülke yüz yıl geriye mi gitti. Neden bu çağdaş yaşamı destekleyenler ve onun gibi sivil toplum örgütleri bizler hata yaptık demek ki türbanlı hâkimde kaymakamda oluyormuş diyemiyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü bunlar rezil sivil toplum kuruluşlarını oluşturuyor da ondan. Çoğu STK Lar ihanet örgütleri gibi açıklama yapıyorlar. Aslında rezillik ve ihanetle sarmaş dolaş olmuş durumdalar. Çogu da besleme olduklarından dolayı beslendikleri yer ne derse ona biat etmekteler.

Bu biatlık mütareke yıllarını bile aratacak seviyede. İş birlikçiler ve bu vatanın her karışını karıştırmak isteyenler şunu iyi bilmelidirler ki; Yüce Türk milleti ezelden ebede şan ve şerefle sürdürdüğü tarihi yolculuğuna yine başı dik, özgür, bağımsız bir biçimde devam edecektir. 

Kalın Saglıcakla,