Necmettin ÇUHADAROĞLU


SENDE Mİ?

Evet, en yakınızdaki. Sizi sırtınızdan hançerleyen. Roma hikayesi gibi


Evet, en yakınızdaki.

Sizi sırtınızdan hançerleyen. Roma hikayesi gibi;

Brütüs, Roma´nın ünlü diktatörü Sezar´ın evlatlığıdır... Brütüs Sezar´a karşı çıkanlarla birlikte olur ve onu ortadan kaldırmak için suikast planları yapılır. Senatoya ayak basan imparator, senato üyelerinin bıçak darbelerine (bazı kaynaklar hançer) maruz kalır. Hikayeye göre son bıçak (hançer) darbesini ise Brütüs vurur... Bunu gören Sezar, ?Et tu Brütüs? yani ?Sen de mi Brütüs? der.

En yakınızdakiler sizi hançerleyenlerdir.

İhanet edenlerdir.

Sizi yalnız bırakanlardır.

Yol arkadaşınız olanlardır.

Başkalarından beklemeyin hainliği, ihaneti.

Kayserililer toplanmış, bir bakanımıza hem hayırlı olsun demeye hem de çiftçi örgütlerinin sorunlarını anlatmaya gitmişler.  Herkese beş dakika süre verilmiş malum bakanın programı yoğun. Her önüne gelen bakana iyi duygularını anlatınca vakit bitmiş. Esas konuya hiç değinilmemiş. Ellerinde getirdikleri hediyeleri verip ayrılmışlar.

Araçlarına binince sen çok yağ yaktın ben çok yağ yaktım derken, bizim oda başkanı atılmış; bana sıra gelmedi ki, gelse idi tarlalarınızdaki yağları boş verin arabalarınızdaki yağları bile bitirirdim demiş.(Not; ispatı üç kişi ile var)

İşte canım memleketimde dertlerini anlatmaya gidenlerin son hali böyle.

Fıkra ile devam edelim;

Adamın birisinin karısı her geldiğinde eşini övermiş, eşide dayanamamış hamın demiş her eve geldiğimde, nasılsın, dünyanın bir tanesi, canım diyorsun ya beni çok etkiledin sagol seni Hacca göndereyim bu kadar vefanın üzerine demiş ve eşini Hacca göndermiş. Eşi kutsal topraklardan gelmiş, her akşam kocası eve gelince ağzını bıçak açmıyor. Bu duruma sinirlenen koca; hanım hanım Hacca gönderdim sustun ne oldu sana demiş. Kadın da ben Hacca gittim artık yalan söylemem efendi demiş.

Durum böyle.

Yüze gülen dostlarınız varsa yandınız.

Ata sözü der ya; yüze gülen dosttan sakın kendini fırsatını bulursa başını ezer.

Siyasette böyle.

Şimdilerde hiçbir şey yok.

Düşte gör dostunu, düşte.

Başkanlık gidince, dostlarınızda biter. Nasıl başınıza bir iş gelince bittiği gibi.

Eğer çevrenizdeki insanlar iyi gün dostu ve şerefsiz bir mahlukatsa vefasızlığı siz o zaman görün. Yanı başınızda iken taklalar atmalar, methiyeler düzmeler yerini ?´zaten kötü adamdı´´ sözlerine bırakacağı günler yakındır. Siyasetin kaderi böyle.

Satılık insanlar, sıkıntılı insanlar, hasta insanların kim olduğunu görmenizi de sağlar aslında siyaset.

Mesela; Melikgazi ilçe başkanlığına bir daha aday olmayacak olan Sami Kadıoğlu, eğer bundan sonra yalnız kalırsa vefasızlığı görmüş olur. Gerçi Sayın Kadıoğlu makamdan bir güç almış birisi değil. Bazı insanlar bulundukları makamdan güç alırlar. Bu sebeple Sayın Kadıoğlu için geçerli olmasa da bu hep böyle olmuştur.

Bu ilçemize acaba kaç aday başvurdu?

Biz olalım diye?

Kaç aday genel merkezin yolunu tuttu?

Kaç aday ille de ben olayım diye araya torpil koydurttu?

Bunu da tabi ki bizler bilmiyoruz.  Bu söylediklerimin hepsi bir var sayımdan ibaret.  Merkez ilçelerde böyle bir yoğunluk varsa diğer ilçelerde durum nedir onu da gidip yerinde görmek gerekiyor. Kayseri de bir daha aday olmayacak altı ilçe yerine yeni başkan adaylarını bulacak ve belirleyecek. Meclis üyelerine sorulan üç adet ilçe başkan adayının ismini yazın denildiğine göre meclis üyeleri ve partililer akıllarına gelen üç adayı ya da aday görmek istediklerini yazıp oyladı.

Sonuç mu?

Sonucu hepimiz bekleyip göreceğiz.

Bu sonuçlar kimlerin vefasızlıklarını, kimlerin teşkilatçı, kimlerin ise adamına göre muamele yaptıklarının da bir ispatı olacak.

Eeee siyeset bu,

Böyle saça böyle tıraş.

Kalın Sağlıcakla.