Bekir ASLANTAŞ


SAÇMALAMANIN LÜZUMU YOK!

Aylardır, ?evet?, ?hayır? üzerine söylenmedik söz kalmadı. Ülke olarak aşırı abartıyı sevdiğimiz için, tuttuğumuz taraf adına yaktık, yıktık, çok sert ifadeler kullandık.


 

 

  Aylardır, ?evet?, ?hayır? üzerine söylenmedik söz kalmadı. Ülke olarak aşırı abartıyı sevdiğimiz için, tuttuğumuz taraf adına yaktık, yıktık, çok sert ifadeler kullandık.

  Demokratik parlamenter sistem mi, Türk tipi Cumhurbaşkanlığı sistemimi mi?

  Siyasetçilerden tutkun da, herkes fikrini beyan etti. Fikir beyanı ile kalsa, tamam da, baba, oğula, dede torununa demediğini bırakmadı. Birbirinden farklı düşünenler tahammülü sıfırladı bu dönemde resmen.

  Bizler, Türk insanı olarak abartıyı fena halde seviyoruz. Sevinirken, üzülürken, tartışırken kantarın topuzu kaçıyor. Yapmamamız gereken ne varsa sergiliyoruz yarınlarımızı düşünmeden. Bir referanduma gidiyoruz doğru da, herkesin elinde savaş baltası. Hainlikle başlayan cümleler. Ne oluyoruz yani Allah aşkına? Hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Evetçisi de biziz, hayırcısı da. Mesele şu; adı üzerinde halk oylaması. Sistem değişikliğine seçmen ne diyorsa sandıkta görevini yapacak. Yoksa kim hain onu oylamıyoruz. Bu tip sıfatlar ve insanları itham etmeler en basit deyimle ayıptır, ayıp.

  18 madde belli mi, belli. Okursun, içine siniyorsa gidip evet dersin.

Yok bu sistem ülkede işlemez dersen hayıra yönelirsin. Ama yok, bu olayı illa hayat-memat meselesine dönüştüreceğiz ya. Alın işte, oylama bittikten sonra, yani 16 Nisan Pazar günü akşamının ardından insanlar istese de istemese de birbirinin yüzüne bakmak zorunda. Bu ülke hepimizin. O zaman sağduyulu olmak, tahammül etmek tek çıkar yol.

  Olması gereken, siyasi siyasetçilere bırakmak. Siyaseti bu denli evimize, işyerimize, kahvehanelere sokarsak, o zaman siyasetçilere ne gerek var. Bakın madeni ülkelere, seçimlerde, referandumlarda bizim yaşadığımız sorunların binde birine benzer bir olay görebilecek misiniz?

  Bir konuda artık anlaşmamız lazım. Siyasetçiler siyasetlerini yapsın, biz dinleyelim, okuyalım, fikir süzgecimizden geçirelim ve kararımızı verelim. Bilmediğimiz, öğrenmediğimiz, okumadığımız, sorgulamadığımız ve bilgi sahibi olmadığımız konularda gereksiz beyanlarda bulunmak, topluma yapılabilecek en büyük kötülüktür.

  Sandığa gidelim, hür irademezi ortaya koyalım. Çıkacak sonuç ne olursa olsun saygı duyalım. Yapmamız gereken bu. Saçmalamanın lüzumu yok!