Kâğıt üzerinde de zor maçtı, reelde de?
Kayserispor, Ziraat Türkiye Kupası´nda elenmesinin ardından ilk kez taraftarıyla buluştuğu Bursaspor önünde geriden gelip beraberliğe tutunurken, beklentilere tam anlamıyla karşılık veremedi.
Geride bıraktıkları haftada iki takımın rakipleri ile berabere kalması, teknik adamların birbirlerinin futbol anlayışını çok iyi bilmesi, 90 dakikanın ne denli çetrefilli geçeceğinin garantisiydi. Nitekim öyle de oldu. Esame listeleri geldiğinde bir baktık ki, Kayserispor´da Hikmet Karaman elinde ofansif ne kadar futbolcu varsa sahaya sürmüş. Her zaman dengeli olmayı seven Bursaspor´un hocası Samet Aybaba da, adeta Karaman´a adeta nazire yapmış, ?Restine rest? demiş? Yani iki takım da maç öncesine birbirine tankımla, topumla, tüfeğimle saldıracağım anlama taşıyan hamlelerle sahaya çıkmış. Bu tercihlerden anladık ki, taraflar adına hedef mutlak galibiyet? Lakin karşılaşmanın başlamasıyla birlikte, ne Karaman´ın ne de Aybaba´nın isteği sahaya yansımadı. Zira çok hücumcu karakterle sahada olmak, yeterli seviyede hücum organizasyonunu hayata geçirmeye yetmedi. Özellikle Kayserispor, özlenen futbolun altında kaldı.
Kayserispor bocaladı, konuk takım da rakibine refakat etti; karşılıklı git-gellerin, pas hatalarının ve orta alandaki kısır döngünün tavan yaptığı anlarda gol geldi. Günün etkisiz elemanları arasında yer alan Lima, sağ tarafta demarke vaziyette kalınca, ceza alanına girdi, topa tıngır-mıngır vurdu? O top direkten döndü, Yusuf Erdoğan elini koluna sallayarak konuk takımı öne geçirdi. Bu golde özellikle sol bek Atilla, sağ bek Tiago Lopes´in pozisyon bilgisi noktasında sınıfta kaldığını ifade etmek zorundayım. Tabii ki, 4´lü defansın bütünselliğinin de berhava olmasının da altını çizelim?
Bursa´nın attığı gol ve devreye bu sonuçla gidilmesiyle birlikte, soyunma odası dönüşü Kayserispor adına beklendiği gibi oldu. Arzu ve isteğin tavan yapması ve bu durumun sahaya yansıması, çok kısa sürede meyvesini gol olarak verdi.
Skorun eşitlenmesi? Futbolun eşitlenmesi? Derken, Mensah´ın kırmızı kartı, bir çuval inciri berbat etti. İşte o andan sonra ipleri tamamen Bursa takımı aldı eline. Kayserispor´u kendi sahasına hapsetti ama hepsi o. Bal yapmayan arı misali ceza alanına kadar geldiler ama, öyle aman aman tehlikeli olmadılar. Tabii ki, 11´e 10 oynanan maçta teknik kadrolar hamle üstüne hamle yaptı ama bu durum sonuca yansımadı. Maçın hakkı beraberlikte, öyle de noktalandı. Yalnız, aklıma bir şey takıldı: Hikmet Hoca kalibresindeki bir teknik adam, elindeki tüm hücum opsiyonunun tamamı hangi akıllı sahaya sürdü anlamadım gitti? Umarım bu durumu maç sonrası kendisi bir değil birkaç defası düşünmüştür.
Neyse, böylesi maçlardan sonra klişe cümleler vardır; kazanamıyorsan, kaybetmeyeceksin. Biz de aynı şeyi ifade etmiş olalım, vesselam.
