Metin SÖNMEZ


PİÇ GİBİ!

PİÇ GİBİ!


Spor, gazetelerin birinci sayfasına taşınmış, bu vehim değil, vahim bir durumdur…
Nitekim, Kayserispor adına da böyle bir hadise yaşanmıştır. Bulunduğu PTT 1. Lig’in kayıtsız-kuyutsuz en nitelikle ve dahi kaliteli takımına sahip olması ve 22 puanla ikinci sırada yer almasına karşın, art arda kongre kararları alınıyor ve Genel Menajer istifa ediyorsa hiçbir şey gibi davranmak, yakışık almaz…
Söyledik ya… Herkeslerin hemfikir olduğu müthiş bir takım var ortada. Süper Lig yolunda, cümle âlemin ortak favorisi. İyi de, bunca hengâme niye ve sorun ne o zaman?
Her şey açık, net berrak aslına bakarsanız…
Mesele bu kulübün yapayalnız bırakılması.
Borç, harç yok. An itibariyle bu kulübe lazım olan hepi-topu 2.5-3 milyon avro ve şehrin sahip çıkması. Lakin sezon başından beri 300-500 seyirci ortalamasıyla maça çıkan, futbolcularının ödeme günü gelip geçen şu Kayserispor’un düştüğü durumlara bakın. Reva mıdır bu tablo?
81 şehrin 70’inin, böyle bir takımımız olsa diye imrendiği bir kadronun göz göre göre yok oluşa sürüklenmesi, Kayseri tarihine geçen ayıpların ayıbı olur. Gerçek şudur ki; bıçağın kemiğe dayandığı döneme girilmiştir. Ne hazindir ki, şehir bu durumu oturup seyretmektedir… En basit ifadeyle bu duruma göz yumulması ayıptır, herkes ama herkes bu işten sorumludur. Eğer bu gidişe dur denilmezse, Kayserispor’un gelecek 10 yılı heba edilmiş demektir. Bunu bir kenara yazın!
Kayserispor’un üzerindeki belirsizlik örtüsüne bu hafta son verilmediği takdirde, başarı ve şampiyonluk, kaf dağının arkasında kalır, bir Kocaelispor-Sakaryaspor örneği karşımıza çıkar haberiniz ola…
Kayserispor ile 10 yıldır yol yürüyen ve önemli işlerin altına imza atan Genel Menajer Süleyman Hurma’nın istifasını açıklamasının altında yatan gerçeklere ışık tutmak lazım… Takıma Perşembe günü verilen yemekte her şeyin fotoğrafı var. Yemekte, futbolcular, teknik kadro dışında tek yönetici yok. Oysa, yöneticilerin yemeğe tek tek çağırıldığını biliyoruz.
Takım Bolu deplasmanına gidiyor, uğurlamaya gelen yönetici sayısı sıfır…
Bolu’ya giden yönetici sayısı, sıfır…
Maç öncesi telefonla başarı dileğinde bulunan yönetici sayısı sıfır…
Geçen hafta yazmıştım maç yorumunda… Kimsesizlerin üç puanı diye… Demek ki takım bir haftalık süreçte kimsesizlikten, reddedilen, camii avlusuna bırakılan bebeğe dönüşmüş… Bu takıma piç muamelesi çekmek, reva mıdır?
Böylesi bir takımdan siz ne bekliyorsunuz?
Hurma, istifasında açıkça ifadeler kullanarak, yol ayrımına niçin geldiğini (Açıklamasını baştan-sona iyi okumak lazım) anlatmış. Ben bu saatten sonra kendisinin yeniden göreve döneceğini hiç zannetmiyorum. Zira, kulüpteki eşyalarını toplattığına kadar biliyorum.
Hurma, geri dönüşü olmayan bir yola girmiştir.
Kayserispor, bu istifa ile kritik bir milat yaşayacak.
Ya yeniden var olma adına adımlar atılacaktır, ya da sonun başlangıcının fitili ateşlenecektir. Kayseri şehrinin sınavının adı budur…
Unutmayalım ki, Kayserispor, Kayseri’ye ait önemli bir değerdir, hatta daha ötesidir.
Sarı-Kırmızılı renkler Kayseri için kutsaldır ve kaderine terk edilemeyecek kadar fevkalade bir hal arzetmektedir…
Osmanlıspor gibi hayatiyet arz eden bir karşılaşma öncesi, şehir sizin, karar sizin…