Necmettin ÇUHADAROĞLU


NEREMİZ MİLLİ

Televizyonları başında dizileri izleyen izleyicilerimiz kimin esareti altında acaba onları biliyorlar mı? Onlara bakarak kime hizmet ettiklerinin farkında mıdırlar?


 Çağımızın hastalığı medya. Medya kamuoyunu aydınlatan ve haberleri halka ulaştıran bir araç. Ancak Türkiye´de son dönemdeki siyasi ve toplumsal değişiklikler medya kavramının da yeniden sorgulanmasına sebep oldu.
Gezi Parkı olaylarında medyanın tutumu kişi çevrelerce eleştirildi, kimi çevrelerce benimsendi. Olaylardaki çift kutupluluk medyada da kendini gösterdi. Peki, medyayı kimler yönlendiriyor?
Türk yöneticilerin kimlerle ortaklığı var?
Türkiye´de medya alanında çok sayıda yabancı ortaklık söz konusu.
Yatırımcıların Türk medyası üzerindeki etkisi salt ortaklıklarla değil, satın almalar şeklinde de gerçekleşiyor. Murdoch faktörü Fox TV´nin Murdoch tarafından satın alınması en belirgin örneklerinden biridir. Fox TV´nin sahibi Rupert Murdoch, Wall Street Journal´ı satın aldıktan sonraki bir demecinde, "Ben bu kadar parayı gazete sahibi olmak için vermiyorum" demişti. WSJ önemli bir gazetedir. Murdoch, bu kadar parayı gazete sahibi olmak için vermeyeceğine göre geriye sadece siyasi sebepler kalıyor.
Wall Street Journal gazetesiyle Türkiye´de yayın Fox televizyonu arasında ne gibi bir bağ olabilir? Tabi ki patron bağı ve Murdoch dünyadaki en büyük basın kartellerinden biri olarak kabul ediliyor. (1993 senesinde TGRT olarak yayın yapan kanal İhlas Holding bünyesindeyken, FOX TV´ye satıldı.) Bu durum Türk ve Dünya medyasında yaşanan Gezi Parkı olayıyla biraz daha netlik kazandı. Yurt içi ve yurt dışından gazetelerin böylesi bir olay karşısında aynı tavrı takınması doğrusu tesadüf olamazdı.
Axel Springer ya da "İsrail´in eli" 2006 senesinde Doğan Holding´in yüzde 25 hissesi Alman Axel Springer AG şirketine satıldı. Axel Springer 1900´lü yıllarda yaşamış bir medya patronu. Şirket en büyük atılımını 2. Dünya Savaşı´ndan sonra gerçekleştirdi. Nazilerin savaş zamanında kapattıkları büyük bir gazete çıkardı. Springer, Almanya´yı terk etmedi ancak toplama kampına da gönderilmedi. Savaşın ardından yayıncılığa devam etti ve bu süreçte Springer´in en büyük destekçisi İsrail´di.
Yeniden kurulan Almanya içinde önemli bir yere sahip olan Axel Springer Verlag AG´nin hisselerinin büyük bir kısmının hala İsrail devletine ait olduğu iddia ediliyor. Springer Doğan TV´nin yüzde 25´lik kısmını satın aldı. RTÜK kurallarından dolayı yabancı yatırımcılar Türk medyasında en fazla yüzde 25 dolayında satın alma gerçekleştirebiliyorlar. Bir bakıma Doğan Holding´in 4´te biri Almanya´da büyük bir ağırlığı bulunan şirketin ve dolayısıyla İsrail´in elinde diye düşünülebilir. Yine Springer´e ait olan Alman Bild gazetesi medyadaki önemli markalardan.
Başbakan´ın Davos çıkışı sonrası Bild Gazetesi Başbakan´a sert eleştirilerde bulunup Yahudi düşmanlığı yaptığını söylemişti. Fatih Altaylı bir yazısında, "Bild yayın grubunun yayın ilkelerinin üçüncü maddesi ?İsrail´in çıkarlarını Dünya üzerinde korumak? olarak yazılı. Bild, grubun ilkelerine uygun hareket ediyor ve Erdoğan´a İsrail´den bile daha sert tepki koyuyor. Yine işin garip taraflarından biri Bild´in genel yayın yönetmeni Kai Dikmann Hürriyet gazetesinin yönetim kurulu üyesi. Doğan Grubu ve Hürriyet açısından oldukça karmaşık bir durum" demişti. Bu bağlamda olaylar ve medyanın bakış açısı da biraz daha netleşmiş oluyor. Doğan´ın ortağı Ted Turner Doğan Holding´in bir başka ortağı Ted Turner´dır. Turner Time Warner medya devinin kurucusudur ve Türkiye´de CNN´in ortağıdır. Time Warner dünyadaki en büyük medya kuruluşlarından biridir. CNN Türk Türkiye´de faaliyet gösteren ilk yabancı televizyondur. Yabancı sermaye ağırlıklı Tv kuruluşlarınından bazıları; CNBC-E, TNT, TGRT, FOX TV´dir.
Bu kadar açıklamadan sonra tabi ki İsrail´e ve Yahudi toplumuna hizmet eden medya kuruluşları ister istemez Türk aile yapısını bozmak için evlilik programları dâhil her türlü kepazeliği yapar. Resmen kendini pazarlayanların kurgulandığı diziler ve aile yapısından uzak evlenme programları ile yarışma programlarına bizleri esir eden medya kuruluşları istediklerini elde etmiş olurlar.
Maalesef durum bu. Her Yahudi TV sini ya da onun destek verdiği kanalları izleyenler ve onların reytingini arttıranlar isteyerek ya da istemeyerek Siyonizm´e hizmet etmiş olurlar.
Bizden söylemesi.
Kalın Sağlıcakla.