Son günlerde Kayseri amatör camiasında yaşanan olaylar bizlere ister istemez bu soruyu sorduruyor: ´Neler oluyor Kayseri´nin güzelim amatör futbol camiasına?´´
Her hafta kavga, her hafta dövüş, kutuplaşma almış başını gidiyor. Artık işler o kadar çığrından çıktı ki yaşanan büyük kavgaları ayırabilmek için polis silah kullanmak zorunda kalıyor. Bu neyin öfkesidir? Bu neyin tartışmasıdır. Ben 1992 yılından beri futbolcu, antrenör, yönetici ve gazeteci olarak birfiil bu camianın içinde bulunan biri olarak hiç bir döneminde bu kadar birbirinden kopmuş, bu kadar kutuplaşmış, bu kadar birbirine düşman, bu kadar birbirine kindar bir dönemi hiç görmedim. Korkum bu durumun daha da kötüye gidip Allah korusun ciddi yaralanmaların yaşanacağı kavgaların ortaya çıkması. Felaket telallığı yapmak istemem ama bu işin gidişatı maalesef bu yönde...
********************
Bakıyoruz bir sahada hakem dövülüyor. Diğer sahada daha 15 yaşındaki çocuklar öldüresiye birbirini dövüyor, çocuklarımızdan biri hastenelik oluyor. Bir başka sahada 19 yaş altı çocukların maçı sonrası ortalık savaş alanı. Polis kavgayı önleyebilmek için havaya ateş açmak zorunda kalıyor. Evet bunların tamamı futbol sahalarında 2 gün içinde yaşanıyor. Biz çocuklarımızı kötü alışkanlıklardan kurtarmak, vatana, millete yararlı birer birey olarak yetiştirmek için futbol sahalarına yönlendirmeye çalışırken, söyleyin bana hangi anne-baba güvenipte çocuğunu bu sahalara yollar Allah aşkına...
********************
Benim bildiğim, benim sevdiğim
amatör camia bu değil! Biz böyle görmedik. Kimseye de böyle öğretmiyoruz. Amatörün kelime anlamı bile bu işi gönülden yapmak değil midir? Gönülden yapan insanların bu durumlara grimesi ne kadar doğru? Yıllar önce si daha amatörü yönetmek rant kapısı haline gelmemişken, gerçekten bu işi gönülden yapanların yönettiği dönemlerde camiamız böyle miydi? Bir kavga olduğu zaman aylarca konuşulurdu. Şimdi her hafta birden fazla şiddet olayı olduğu için sahalarda artık hangisini konuşulacağı şaşırılıyor. Önceden, bir işiniz olduğunda ´´Orada şu futbolcu var, buranın antrenörü var. Şu kulüpten bunu bul. Saha komiseri abimiz vardı orada. Aman şu isimli hakemi bulda işini kolaylaştırsın´´ cümleleri kurulurdu.
********************
Şimdi camia içinde herkes birbirine düşman. Hakemi futbolcuyu ve antrenörü beğenmez, komleksli ve kaprislidir! Antrenör ve futbolcu hakeme güvenmez. Yöneticiler kendi aralarında boğazlarını sıkmakla meşgul. Camia değil, adeta kurtlar sofrası. Herkes bir şeylerden şikayetçi. Şikayetçi olmayan kimse yok. Oyuncu, antrenör, yönetici, hakem, saha komiseri... Ağızlarda aynı cümle, ´´İyi yönetilmiyoruz. Hakkımız yeniyor!´´ Ee arkadaş herkes şikaşetçi ise neden tek bir adım atılmıyor anlamakta zorlanıyorum doğrusu. En büyük handikap ise camia içinde ´´Bana dokunmayan yılan bin yaşasın´´ mantığı ile hareket edenler. Aslına bakarsınız doğru bir tane. Ama o hafta puan durumuna göre, sıralamasına göre verilen karar işine yarayan yanlışta olsa ağzını açmıyor. Ta ki o yılan kendine dokunana kadar. Ama doğruyu zamanında söylese bilmiyor ki o yılan bir daha kendine hiç dokunamayacak ki!
********************
Evet, sözün hülasası gidişat hiç iyiye değil. Kavgalar, gürültüler, tartışmalar, kutuplaşmalar büyüyürek sürüyor. Sürecekte bana sorarsanız. Daha da büyüyecek bu olaylar. Artık camia içinde kimse diğerinin yüzüne bakamayacak. Çünkü çifte standart kararlar devam edecek. Bu hafta onun gemisi yüreyecek, diğeri muhalif olacak, diğer hafta ise tam tersi. Bu durumda ciddi olarak birilerinin ekmeğine yağ sürecek. Amatörlerin ilk olarak dik duruşlu ve ´´Doğruya doğru, yanlışa yanlış´´ demeyi öğrenmeleri gerekiyor. Bu kararları verenlerin kim olduğuna değil, perde arkasında kimin olduğuna değil verilen karara bakmaları, doğruya saygı duymaları yanlışa ise tepki göstermeleri kurtuluşun ta kendisi... Bunun bilincine varan geniş bir kitlenin artık ilk adımı atıp, amatörü düştüğü bu bataktan kurtarmasının zamanı gelmedi mi acaba diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
