Necmettin ÇUHADAROĞLU


NE OLACAK

Ne söylenir bilemiyorum ki, ar damarı çatlamış insana benzeyen yaratık denir her halde bu tiplere. Sabi dediğimiz çocuklarımıza yapılan bu zulüm ne zaman bitecek.


Ne söylenir bilemiyorum ki, ar damarı çatlamış insana benzeyen yaratık denir her halde bu tiplere.  Sabi dediğimiz çocuklarımıza yapılan bu zulüm ne zaman bitecek.

Hükümet cezaların ağırlaştırılması için düğmeye bastı. Bu adamlara ne yapalım, ne edelimim derdinde falan değilim. Kendini kontrol edemeyen bu manyaklar için tek çıkar yol onlarında hayatlarına son vermek olmalıdır.  Tecavüzcü cezaevinde ne yapacak? Tek hücrede beş sene kalacak, bilemedik on sene sonra ölene kadar cezaevinde beslenecek. Ekmek elden su gölden. Bizim vergilerimizle de karnını doyuracak.

Efendim bu bir hastalıkmış, tamam hastalık.

Her hasta çocuklarımıza, torunlarımıza bu işi yaparsa sonuç ne olur.

Ben hastalıktan falan anlamam.

Tabi bu benim görüşüm.

Bakın senelerdir yapanın yanına kar kaldığı çocuk istismarında son durum bu.

İnsanın nasıl bir haleti ruhaniyesi olmalı ki, nasıl bir şehvet duygusuna sahip olmalı ki 3 yaşındaki 5 yaşındaki bir çocuğa bunu yapabilsin.

Heyhattt.

Söylenecek ne söz kalıyor nede yazılacak bir şey.

Allah sizi kahretsin diyebiliyorum. İçimden de küfrediyorum. Yazamam.

Bu bir sapkınlık, sapıklık adına ne derseniz deyin ama cezaevlerinde ellerini kollarını sallayarak sabah öğlen akşam önlerine verilen yemekle gün geçirmelerini hazmedemiyorum.

Bu sorunun nedenine inilsin ama onunla da bitmiyor.

Sonuç olarak, öğretmenlerimize, rehber öğretmenlerine çok şeyler düşüyor. Onların yanı sıra ailelere.

Çocuklarını iyi takip etsinler, Nerede ne yapıyor bilsinler.

Özge can cinayeti,  Kayseri´de okullarda yaşanan ve sonu intiharla sonuçlanan öğrenci öğretmen ilişkileri. Eğer cinayetle ya da intiharla bitmese o kadar çok dava var ki.

Bu bizim bildiklerimiz.

Ya bilmediklerimiz varsa, ya da çokk ama çok bilmediklerimiz varsa işte sorun burada.  Hani baskıcı ailelerde ?´baban duymasın´´ denir ya.

Bende öğrencilere diyorum ki;

Burak babalarınız duysun. Anneleriniz duysun.

Yanınızda olduklarını göstersinler ve size bir şey yapılıyorsa kimsenin de yanına kalmasın.

Birde aslında çocuklarımıza kendilerine birinin dokunmaması gerektiğini anlatsınlar. Aaaa bu senin abin, amcan gibi söylemlerden de uzak dursunlar. Neyi olursa olsun ama daha çocuklarımızı dikkatli takip etmemiz gerekiyor. Hem okulda hem dışarda. Kısacası tembel aileler size biraz daha fazla iş düşüyor. Saldım çayıra mevlam kayıra demenin zamanı çoktan geçti.

Bir notta emniyet müdürlüğüne; bizler senelerdir uyumuşuz demek ki. Her gün uyuşturucu satıcıları haberi yazmaktan usandık. Ama iyi varsınız. Narko Timler, Asayişçiler ve iyi ki varsınız emniyetimizin medarı iftiharları. Bakmayın usandık dediğimize. Bu kadar şerefsiz varken usanmak yok direnmek var. Kime direnmek tabi ki onlara. Siz yeter ki yakalayın bu şerefsizleri bizlerin de tabi ki vazifesi kamuoyunu bilgilendirmek. Sayın İbrahim Kulular´a ve ekibine başarılar diliyorum. Allah güçlerini ve kuvvetlerini arttırsın.

Tabi sadece asayiş olayları ve uyuşturucu olayları değil aynı zamanda yapılan yatırımlarda çok önemli. Sayın Kulular´ın Kayseri bürokratları ile arası iyi. Bu iyilik kendi menfaati için falan değil. Bu memlekette sevilmesi demin dediğim gibi bürokratlarla arasının iyi olması Kayseri Emniyeti için kalıcı eserler bırakmasına da sebep oluyor.

Nasıl mı?

Hiç kimseye bir makam baki değil.

Kimse emekli olunca ya da ikinci kez seçilemeyenince oturduğu koltuğu alıp gitmeyecek. Giderken de hoş bir seda bırakmak gerekir. İşte kimine göre göre hoş seda, vatanı milleti ve şehri için kalıcı eserler bırakılmasına ön ayak olmak. İşte Sayın Kulularda Kayseri Emniyet tarihinde geride bırakacağı çokkkk ama çok eserler bırakıyor.

Nasıl mı?

Onu da başka bir yazıda.

Kalın sağlıcakla.