İsteseniz de istemeseniz de bu can bende olduğu sürece bunları yazıp anlatmaya devam edeceğim. Kayseri de yaşananlar iyi ya da kötü hepimizin aklında bir soru işareti taşıyacağına çözülecekse çözülsün yoksa gereğini yasalar çerçevesinde yapacağımızı söyleyebilirim.
Hani NBŞ den yani nişasta bazlı şuruplardan glikoz ve früktozdan bahsetmiştik. Hala üretimlerinde bunları kullananlar var.
Neden?
Devlet bir noktaya kadar izin vermiş. Kullandığınız tatlandırıcıları yazın demiş. Örneğin Cola-içeriğine bakın glikoz-fruktozu yazmış. Yazmış yazmasına ama sigaradaki gibi açıklayıcı ne yazmış diyebilirsiniz. Glikoz yada früktozu kim bilecek. Çoluk çocuk mu? Taşradaki Mehmet emmi mi? Söyleyin kim bilecek.
NBŞ yi kullanan firmaların açıklamalarında ?´sigara öldürür-akciğer kanseri yapar´´ açıklamaları gibi bir açıklama yapmaları gerekir. NBŞ Obeziteyi artırır, tokluk hissi vermez gibi açıklamaları yazmaları gerekir. Ya da bu üründe DİKKAT NBŞ kullanılmıştır. Tatlandırıcı olarak şeker kullanılmamıştır diye ne bileyim bu tür uyarıcı yazıların yazılması gerekir.
Mahalle bakkalları ve okul yanlarındaki bakkalların merdiven altı yaptıkları ürünleri satmamaları konusun da da bir uyarı yapılması gerekir. Araştırdıkça derinlerine indikçe bu zehrin hayatımızın her yerinde olduğunu görürüz. En büyük meyve suyu üreticisinden satıcısına kadar her ürünü alın Saf meyve suyuna inanmayın tatlandırıcı kısmındaki glikoz ve früktoz özelliğine bir bakın. Koca koca firmalar şeker pancarı şekeri yerine kullandıkları tatlandırıcılar maalesef bunlar. Bunların tamamına yakını demiyorum tamamı zehir. İsteyen cep telefonlarından Google NBŞ ve glikoz ve früktoza yazıp zehir olup olmadığını bize ne tür zararlar verip vermediğine bir bakabilirler.
Bağımlılık yaptığının ispatını istediler üniversite raporlarını sunduk. Beni eleştirenlerden şunu beklerdim, Sayın Çuhadaroğlu Şeker Fabrikalarına ortaklığınız mı var sorusu yerine bizim atladığımız ve sağlığımız için önem arz eden bu konu için teşekkür ederiz ama biraz daha insaflı olun falan demelerini beklerdim.
Ama maalesef emekli maaşı ile geçinen birisine ortaklıktan bahsedecek kadar alçalabileceklerini hiç düşünmemiş ve akıl etmemiştim. Sıkıntı da değil ama bu işe başladığımdaki mal varlığım ile şimdiki arasında uçurumlar var. Servet sahibi değildim ama bir uçak biletini alacak kadar gelirim iyi idi. Ama yaptığımız haber ve belgeseller için hep cebimizden harcadık. Kimseden bir şey beklemeden Allah rızası için mazlumların sesine ses olmaya garibana destek olmaya çalıştık. Şimdi ise aynı minvalde yürüyorum. Eskisi kadar gelirim olmasa da.
Biz ki , Filistine yandık, Myanmara ağladık, Rabia ya üzüldük, Doğutürkistana sahip çıkmaya çalıştık. Türkmen kardeşlerimizin kolu kanadı olmaya gayret ettik. Kimseye el açmadan. Memleketimizde sıkıntı varsa onu dile getirmeye çalıştık.
Çocuklarımıza mama adı altında ne yediği belirsiz şeyler yediren batı mamalarına karşı çıktık. İl tarım müdürlüğünün yerli mama projesine destek verdik. Yerli üretimin arkasında olan gençlerin yanında durduk. Zehir üreten ve satanlar gıda teröristlerini ifşa ettik. Şeker adı altında laboratuvar ortamlarında üretilen yoğunlaştırılmış tatlandırıcıları getiren ve satanlarla savaş haline girdik. Bunların sonucunda kimseden bir şey beklemedik. Alkışı hak edenlere değil hainlik yapanlara verdik. Biz ise yolumuza devam etmeye gayret ettik.
Gerçekten başlıkta kullandığım gibi ne kadar zehir severmişsiniz?
Bakkaldan çocuğunun susması için aldığın şeker zehir, güzelim Maraşımın dondurmasının ?´Maraşta üretilmiştir ?´Keçi sütünden Maraştan´´ yazısına bakma kutunun üzerindeki glikoz ve früktoz yazısına bak Maraşıma zehir katmışlar, dondurmama zehir katmışlar, akide şekerime zehir katmışlar, bisküviye, gofrete, meyve sularına, kolaya, gazozuma daha sayamayacağınız kadar ürüne sırf raf ömrü uzasın, pancar şekerine daha fazla para ödemeyelim diye.
Daha çok kazanma hırsı ile daha çok insanımız çocuğumuz ölsün diye.
Ne diyeyim?
Siz hala bu zehri sofralarınıza getirecek misiniz?
Üzerine toz konduramadığınız çocuklarınızın gözünüzün önünde eriyip gitmesine meydan verecek misiniz?
Ben mi?
Ben hala mücadele etmeye devam edeceğim.
Ya siz?
Kalın Sağlıcakla.
